Avrupa Parlamentosu’nun en yüksek siyasi karar organı olan AP Başkanlar Konferansının aldığı karar çerçevesinde 2005’de faaliyete geçen “AP Kıbrıslı Türkler ile Yüksek Seviyede Temas Grubu’nun” gerçekten Kıbrıslı Türkleri bir tür “Oyalama ve Aptal Yerine Koyma Grubu” olduğu artık yeterince ortaya çıktı.
Brüksel’de Türkiye ve KKTC için çok anlamlı ve değerli bir misyonu yerine getiren gazeteci dostum Vakur Kaya’nın “www.abhaber.com” sitesinde bu konuda yazdıklarını paylaşmakta yarar görmekteyim:
“KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, bir süre önce dile getirdikleri rahatsızlıkların ardından Brüksel’deki Avrupa Birliği çevrelerinin en çok okunan gazetesi “European Voice” de AP Kıbrıslı Türklerle Yüksek Temas Grubu’nu eleştiren bir makale yayınladı. “Kıbrıslı Türklerle Teması Minimum Seviyede Tutmak” başlığıyla yayınlanan makalede, Temas Grubu’nun Kıbrıslı Türkler açısından aslında bir işlev yerine getiremediği ve bunun da üyeleriyle bağlantılı olduğu kaydedildi.”
Vakur Kaya bence az bile yazmış.
“Sözde Temas Grubu üyelerinden bir kısmının İngiltere kökenli Kıbrıslı Rum ve Yunanlı, bir kısmının ise Türkiye karşıtı kişiler olduğuna” işaret edilen makalede bu üyelerin değil Kıbrıslı Türklerle temas kurmak, Kuzey Kıbrıs’ta konaklamaya bile cesaret edemediklerine dikkat çekilmiş.
Vakur Kaya haklı olarak “…AP Kıbrıslı Türkler ile Yüksek Seviyede Temas Grubu artık işlevini fazlasıyla tamamladı. AP ve AB platformlarında bugüne kadar tam olarak Kıbrıslı Türklerin sorunlarını taşıma başarısını bile gösteremeyen grup son iki yıldır tatil grubu olarak adaya gidip Rum kesiminde kalıp hem Rumlarla hemde iş olsun diye Kıbrıslı Türkler ile görüşüp Brüksel’e dönüyor. Kıbrıs sorunu konusunda hem Türk hemde Rum tarafının katılımıyla AP’de bir konferans bile düzenleyemeyen Temas Grubu tam anlamıyla tatil grubu görüntüsü veriyor.” diyor.
“Kıbrıslı Türkleri Uyutmak” amacına yönelik faaliyet gösteren temas grubunun bu misyonu elbette sadece Yunanlı, Rum ya da “Türkiye ve Türklerle sorunlu” üyelerinden kaynaklanmıyor.
“Temas Grubu’nu” kurup piyasaya sürenler “arka planda kalmaya özen” gösteren “Türkiye’yi AB’de istemeyen” ve “Kıbrıs’ın tamamını Rumlara peşkeş çekmek hevesinde olan” AB’deki “Türkiye Karşıtı Blok” içinde yer almaktalar.
Brüksel’de hala akıllarında “Paçayı zor kurtardıkları Viyana Kuşatması” olan ve içlerinde “Avrupa’nın tamamını ele geçirmeye niyetli Osmanlı İmparatorluğu korkusu” yer alan “Türkiye Karşıtı Blok Üyeleri” 1453 yılında istanbul’u kaybetmenin ızdırabı içinde “Kıbrıs’ı da kaybetmeyelim” sevdasındalar.
Onlarca yıldır Türkleri “Aptal Yerine Koyma Politikası’nı” uygulamaya özen gösteren bu “Türkiye Karşıtı Blok” tarafından genel stratejinin bir parçası olarak oluşturulan “Kıbrıslı Türkler ile Yüksek Seviyede Temas Grubu” oldukça “alçak seviyede temaslar” ile durumu idare etmeye çalışarak Kıbrıslı Türkleri de “Aptal Yerine Koyma Politikası’nı” 2005’ten bugüne kadar yürütmekte.
“Yüksek Temas Grubu’nun” bu “alçak politikası” kesinlikle kabul edilemez bir hale geldi.
“Kelin merhemi olsa kendi kafasına sürerdi” atasözümüzü doğrularcasına kendi ülkesine “beş kuruş faydası olmayan” Yunanlı vekilleri ve de AP’de tek “misyonları Türkiye ve KKTC düşmanlığı olan” Rum vekilleri bir tür “haçlı şövalyeleri” olarak gruba dahil eden mantığın “Kıbrıslı Türklerle yapıcı bir diyalog” kurmasını beklemek için gerçekten “aptal” olmak lazım.
Elbette 75 milyonluk Türkiye’de ve de KKTC’de bu “oyuna” safça inanan bir avuç “aptal Türk” ya da maddi çıkarları için “gönüllü aptal rolünü üstlenen Türklükleriyle sorunlu” bir kaç kişi vardır.
Ancak hem Türkiye’de, hem KKTC’de hem de Avrupa’da Türklerin ezici bir çoğunluğunun sabrı artık taşmış durumda.
“Alın AB’yi başınıza çalın” diyen insanların sayısı her geçen gün artmakta Türklerin arasında ve haklılar.
Az kaldı!
1 Temmuz’da Kıbrıslı Türklerin tüm haklarını “gasp etmiş” olan ve de “Kıbrıs Cumhuriyeti” adını haksız yere kullanan Rum Kesimi Dönem Başkanlığı’nı üstlendiğinde “temas memas” kalmayacak zaten.
AB’nin asıl anlaması gereken bu!
Rumların peşine takılıp Türkleri kaybederek aslında “geleceğini kaybetmekte” AB.
Gelinen bu noktada “Kıbrıslı Türklerle Yüksek Temas Grubu” değil “AB’nin Geleceği için Türklerle Aynı Göz Hizasında Diyalog Grubu’na” ihtiyaç olacağa benziyor.
Hoş kendileri bilirler. Türkiye kendi yolunda emin adımlarla ilerlemekte!
