TBMM Dışişleri Komisyonunda, Türkiye’nin, Kyoto Protokolü’ne katılmasını uygun bulan tasarının görüşmelerine başlandı.
Eroğlu, Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Sözleşmesini imzaladığını, ancak Kyoto Protokolü’ne taraf olmadığını anımsatarak, Kyoto’ya taraf olunmamasına rağmen, hükümetin 2003 yılından itibaren İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulunu oluşturduğunu, Kurulda iklim değişikliğiyle ilgili muhtemel senaryolar ile alınacak tedbirlerin değerlendirildiğini söyledi. Bakan Eroğlu, "Türkiye bu konuda çok büyük adımlar da atmıştır. Her ne kadar taraf olmasa da sanki yükümlüymüş gibi üzerine düşen pek çok görevi yapmaya başlamıştır" diye konuştu.
Kyoto ile ilgili 2001 yılında Marakeş’te gerçekleştirilen 7. Taraflar Konferansında Türkiye’ye özel koşullar tanındığını, protokole şu an 181 ülke ve bir ekonomik işbirliği topluluğunun taraf olduğunu anlatan Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, protokolün sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik hukuki açıdan bağlayıcı bir belge olduğunu belirtti.
Veysel Eroğlu, Bali’de 2007 yılında yapılan toplantıya Türkiye’nin katılamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Kyoto’da bir takım adaletsizlikler var. Bazı ülkelerin hiç yükümlülükleri yok. Bazı ülkelere yükümlülük verilmiş. Hatta bazı ülkelere, diğer ülkeleri maddi açıdan destekleme zorunluluğu getirilmiştir. Adaletsiz bir durum söz konusudur. Bali’de bu adaletsizliğini giderilmesi için bir takım değerlendirmeler yapılmıştır. Ancak bu müzakereler devam etmektedir. 2008’in Aralık ayında Polonya’da bir toplantı yapılacaktır. Daha sonra 2009’un Kasım-Aralık aylarında Danimarka’da toplantı yapılarak, büyük müzakereler gerçekleştirilecektir. Özellikle bizim bu safhada, Kyoto’ya taraf olmamızın önemi çok açıktır. En azından gerek Polonya gerekse Danimarka’da yapılacak bu müzakerelere masa başına oturarak katılmak, ülkemizin durumunu belirlemek önemli olacaktır."
