Liberal ve milliyetci savrulma yaygınlaştı

1980’lere kadar Türkiye’yi ayağa kaldıran sosyalistler, darbeye karşı toplumsal bir tepkiyi neden örgütleyemiyor? Sol nereye gitti, niye hayata dahil olamıyor? Nihayetinde insanlığın evrensel hümanizmasını kurma iddiasında olan Marksizm’in, bu gidişata dair bir çift lafı olmalı.  Akşam gazetesinden Erol Aral*, sosyalist solun genel eğilimlerini temsil ettiğini düşündüğü 9 kişiyle ‘Sol Kendini Arıyor’ yazı dizisi için sohbet etti…


Aral’ın Müftüoğlu ile söyleşisi şöyle:


– Sosyalist solun toplumsal güç haline gelememesini nasıl açıklıyorsunuz?
– Bunun sebepleri içinde 12 Eylül ve Sovyetler Birliği’nin dağılması önemli bir yer tutar. 12 Eylül solun ezilmesi ve sağın gelişmesi için emperyalizmin özel bir operasyonuydu. Bugünkü sağ ideolojinin hegemonyasında bu operasyonun büyük önemi var. 12 Eylül, Türkiye tarihinde ilk kez aşağıdan yukarıya kitleler içinde kök salarak gelişmekte olan devrimci hareketi yok ederek, bu şekilde gericilik dalgasının önüne geçilemeyen yükselişinin önünü açarak Türkiye’ye en büyük kötülüğü yaptı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasını ise belki tarihsel gelişim açısından bir sebep olarak değil, bir sonuç olarak değerlendirmek daha doğru olur. Dünya çapında genel olarak solun bu gelişim karşısında başarılı bir mücadele yürütebildiğini söylemek mümkün değil.


– Neden?
– Bugün neo liberal ve milliyetçi muhafazakar savrulmalar solda oldukça yaygındır. Yeni dönemin özelliklerini kavramaya çalışarak ona göre bir mücadele yürütmeye çalışmak yerine ya eski alışkanlıklarla bilebildiğini okumaya devam etme ya da ‘bari kurallı bir kapitalizm altında insanca sömürülelim’ diyerek solun dönüştürücü iddialarından uzaklaşma şeklindeki savrulmalar söz konusu olabiliyor. Bugünkü haliyle solun farklılıklarını bir araya getirerek güzel bir pazl oluşturmak mümkün olmuyor. Herkes kendi küçük dünyasında, kendi kabuğunun içindeki marjinal hayatını sürdürmeye çalışıyor. Ülkenin kaderine dair bir iddia ortaya çıkarmak yerine birbirine karşı iddialarla yetinen bir hayat var solda. Sola tanınan sadece günübirlik hadiselere dair insan hakları, demokrasi vb. konularda muhalefet etmekle yetinme şeklindeki marjinal bir misyonla yetiniliyor. Solun sorununun, büyük sermaye çevrelerince yönlendirilen gidişata karşı etkili bir çıkış yolu ortaya koyamama şeklindeki bir seçeneksizlik olduğu söylenebilir.


– Yeni bir çıkış için arayışlara ne diyorsunuz?
– ÖDP bu ihtiyacın bir ifadesi olarak gündeme geldi. Bunun öneminin yeterince anlaşılabildiğini sanmıyorum. Buna rağmen önemli sayılması gereken çıkışlar gerçekleştirebildi. Her şeye rağmen devrimci bir değişim programı ile aslında mevcut durumdan hoşnutsuz olan geniş kesimleri sola çekecek ve ülkedeki sağa kaymayı bir ölçüde önleyebilecek bir politik seçenek geliştirilmesi mümkündür. İstenilen düzeyde bir sonuç alınamamasında, solun yani kendimizin eksiklik ve hatalarımızla ilişkili bir durumdan da söz edilebilir.


MARKSİZM POST KAPİTALİZMİN ELEŞTİRİSİ OLMALI


– Geleneksel solla aranıza çizgi çekip, ‘özgürlükçü sol’ kimliğini gündeme getirdiniz. Liberallerin özgürlük vurgusundan nasıl ayırıyorsunuz?
– Sosyalizm donmuş, olmuş bitmiş bir şey değildir. Marksizm esas olarak bir kapitalizm ve modernizm eleştirisi olarak ortaya çıktı. Şimdinin Marksizmi de bugünün post kapitalist ve post modern çağın eleştirisi olmak durumunda. Geçilen çağda sosyalizm adına yaşananlar ister istemez çağın koşullarından etkilenerek oluştu. Kapitalistleşmesini ve demokratikleşmesini tamamlayamamış bir despotik doğu toplumu olan Rusya’da gerçekleşen ve bu yapının izlerini kaçınılmaz olarak taşıyan sosyalizm modeli çağın sosyalizm anlayışlarını da derinden etkilemiştir. Geleneksel sosyalizm olarak eleştirilmesini gerekli gördüğümüz budur. Özgürlükçü sosyalizm, bu eleştirel anlayıştan güç alarak gelişen bir kavram. Ancak bu kavram bugün liberalist bireysel özgürlük anlayışını öne çıkararak örgütlü merkezi siyasi yapıların gereksizliğini savunan çevrelerce de benimsenen bir kavram haline geldi. Ben kavramın özellikle devlet iktidarı üzerindeki mücadeleyi ihmal eden bu tür yorumlarını doğru bulmuyorum. Soldaki sıkıntıların büyük ölçüde bu tür eğilimlerce de beslenen siyasetten kaçış sendromuyla da ilgili olduğunu düşünüyorum.


OĞUZHAN MÜFTÜOĞLU?


12 Mart Darbesi’nden .sonra THKP-C / Dev Genç davasından tutuklandı. 74 Affı’yla serbest kaldı. Dev Yol hareketinin liderlerinden. 12 Eylül’den sonra tutuklandı, müebbet hapis cezası aldı. 91’de tahliye oldu. ÖDP’nin kuruluşuna öncülük etti.


______________


* Bu yazı dizisi 13-17 Eylül 2006 arası Akşam’da yayınlandı ve yazarın izniyle Açık Gazete’ye de alındı…


DİĞER AYAKÜSTÜ SOHBETLER:


– Siyasal İslam’la isbirliğine gitmeliyiz III: Aydın Çubukçu
– Sol Kendini Arıyor II: Çiğdem Çidamlı
– Sol Kendini Arıyor I: Mihri Belli:
– Hayalet yazar Hüdai Nabit
– Çitlembik ağacıyla söyleşi
– ‘Çocuğa şiddet, çok yaygın’
– İran PKK’yi neden bombalıyor?
– Serdar Denktaş: Mal mülk davaları en zor sorun
– ‘Kıbrıs’ta kısa dönemde çözüm olmaz’
– Tayvanlı yazardan ‘Sıcak bir öpücük’
– Kavakçı: Başörtü, dini bir mesele
– Perinçek: MHP tabanını dışlayarak solculuk yapılmaz!
– ‘Tek dileğim iki dengeli bir dünya…’
– ‘Beni en çok korkutan: Google’
– ‘Sorunumuz Yahudiler’le değil, siyonizmle’
– O bir ‘peynir avcısı’
– ‘Çernobil’den ders çıkarmadık’
– Bir kültür taşıyıcısı: Aydın Çukurova…
– Afşar Timuçin ile insana dair ne varsa…
– 12 Eylül iddianamesine ne oldu?
– Akın Birdal: Evren yargılanmalı!
– Hitler ile söyleşi…
– ‘Baş örtüsünü ilk kez Sumerliler taktı’
– ‘Türk solu titreyip kendine gelmeli’ 
– ‘Hepten pusulasız olmadığımız kanaatindeyim…’
– ‘Siyasi güç, her zaman kendi hukukunu yaratır’
– ABD işdünyasında çöküş
– ‘ABD Anayasası Patara’dan’
– Çocuklar öldürülmesin!
‘- ‘Bir Gün Mutlaka’
– ‘Derin devlet sorunları çözmek istemiyor’
– Kaş’taki gözyaşı
– ‘Son 15 yılda bilinçte sıçradık’
– Piref. H. Ökkeş ile ‘dörtköşe’ sohbet…
– Sorgun Ormanı’nı kurtaralım
– Devrim Bize Yakışırdı!
– G-8 protestosundan gözlemler…
– Başkaların hayalleri…
– Hurafeler gölgesinde Gelibolu…
Çokuluslu tekellere karşı ‘Adil Ticaret’
– Kuzey çikolata, Güney ekmek derdinde
– Fokları, katliamdan kurtaralım!
– Nükleer denemelerin faturası: Doğal felaketler
– Türkiye’de de nükleer silah istemiyoruz!
– Çocuk işçiler
– İsrail dünyanın 6’ncı büyük nükleer silahına sahip!
– Faşizm neden Almanya’da kök saldı? 
– Demirel davasında tekelci medya da suçludur

730370cookie-checkLiberal ve milliyetci savrulma yaygınlaştı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.