Akşahin’in bir kartvizitin alamayacağı kadar uğraşı alanı var. Herşeyden önce bizim toplum içinde ilk tekstil atölyesi Babik’in yaratıcısı. Bir zamanlar tekstil sektöründe İngiltere’de söz sahibi olan İngiltere Türk Tekstil İşverenleri Derneği’nin kurucusu ve başkanı… Günümüzde ise London Capital Markets Yönetim Kurulu Başkanı… Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası´nın Avrupa – Türkiye İlişkilerinden Sorumlu üyesi… Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu (TİDAF) 3´ncü Başkanı ve İngiltere¸ Türkiye ve Türki Cumhuriyetler Sorumlusu… Aynı zamanda da Açık Gazete köşe yazarı ve Danışma Kurulu üyesi…
Akşahin, 1942’de Malatya Pötürge’ye bağlı Babik köyünde doğmuş. 1971’de gezmek amacıyla geldiği Londra’yı mesken tutmuş. İşçilikten başladığı tekstil sektöründe önce patron sonra sektör temsilcisi olmuş… Akşahin, Londra’da Türk işçilerinin 1970’lerde yaptığı ilk grevlerin de örgütleyicisi olma onurunu taşıyor. Toplumun önemli kurumlarından Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası´nın temeline ilk harcı koyanlardan sayılıyor.
Geldiği toprakları hiç bir zaman unutmayan Akşahin’in memleket için yaptıkları saymakla bitmez… Kurduğu tekstil imparatorluğuna Babik adını vermiş. Babik köyünde çevre kirliliğine denen olan madencilere karşı köyde dernek kurmuş ve Londra’dan hukuk mücadelesi başlatmış. Her yıl yapılan Malatya Kayısı Festivali çatısında 2005’ten itibaren Uluslararası Kayısı Sempozyumu düzenlenmesini sağlamış. Bununla da yetinmemiş yurtdışından bilimci ve işadamları sempozyuma götürerek kayısının uluslararası pazarlara taşınmasına ön ayak olmuş… Avrupa’nın TÜSİAD’ı sayılan TİDAF olarak Avrupa’da Türk kültürünün asimile olmasının önüne geçmek için düzenlenen Türk Dil Bilgi Şöleni ve Dünya Türk İşadamları Kurultayı’nın organize edilmesinde yer almış…
Akşahin, 2005’te alternatif sivil insiyatif modeli olarak İstanbul’da Yeni Oluşum’u kurmuş. Malatyalı gençlerin kendilerini yetiştirmesi ve bilinçli bireyler olarak yönetime katılması amacıyla kurulan Yeni Oluşum uzun ömürlü olmasa da Türkiye’de kendi alanında bir ilk özelliğini taşıyor…
Akşahin 2000’li yıllarda tekstil sektörünün battığı (ya da batırıldığı) dönemin de en önemli tanıklarından… Akşahin’e göre; İngiltere; tekstili emek ucuz bölgelere kaydırma kararıyla, yalnızca Londra’daki 3 bine yakın atölye ve 100 bini bulan işçisiyle koca sektörü bir kalemde çizmiş. Tekstil sektörünün yüzde 80’inini elinde bulunduran bir toplum için “felaket” sayılan bu karara karşı toplumun refleks gösterememesinden yakınan Akşahin, bugün işsizlik ve uyuşturucu ticaretinin toplumu kemirmesini de, alternatifi düşünülmeden alınan çiziktirmeye bağlıyor…
O yıllarda İngiltere’den kaçan tekstil sektörünün Türkiye için bir fırsat olması için de Ankara’da aşındırmadığı bakanlık kapısı kalmadığını anlatan Akşahin, Türkiye’ye dikiş makinası satan yabancı firmaların karşı kulisiyle bu fırsatın tepildiğini belirtiyor.
Akşahin’in 40 yıl boyunca Türkiye’den gelen hükümet üyeleri ya da bürokratlara dili döndüğünce toplumun sorunları ve Ankara’dan beklentilerini anlattığını da unutmamalıyız… Şimdi moda deyimiyle insan hakları gereği olan bu istekler şöyle: Yurtdışındaki vatandaşların da seçme ve seçilme hakkı, yurtdışı vatandaşlar bakanlığı kurulması, asimilasyona karşı çocukların eğitimine destek olunması ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanması…
2000’de dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in elinden Devlet Üstün Hizmet Madalyası alan Akşahin’in Türk toplumunun İngiltere serüvenini anlattığı ses bandı British Museum Ses Arşivi’nde bulunuyor.
Akşahin’in 2005’te kaleme aldığı ve Türk toplumunu da anlatan “Gökyüzüne Dokunurduk Babik’te” başlıklı henüz basılmamış bir romanı var. Açık Gazete’deki sohbet yazılarıyla da deneyimlerini, gözlemlerini okurlarıyla paylaşıyor.
Akşahin Londra serüveni toplumun gelişimi ile örtüşüyor… İyi giyinmeyi, iyi yemeği ve gezmeyi seven Akşahin babacanlığı, birikimi, nüktesi, hoş sohbeti ve olaylara farklı bakışıyla toplumumuza renk katıyor. Akşahin’in tek eksikliği ise tavlada zarlara söz geçirememesi…
