Önemli olan neydi?

Önemli şeylerin belkisi mi olurdu? Bağırsan geçer miydi, sorsan cevap verir miydi? Belki sever belki sevmez miydi, belki gider belki gitmez miydi, belki neydi? Belkilerle örülen kozaların  zamansız çatlardı içindeki yumurta. Ve zamansız çatlayan yumurtalar biraz hasarlıydı.. mücadele edemezdi, kendini koruyamazdı, sevgiyi barındıracak gücü bulamazdı… Belkilerle başlamazdı önemli şeyler… ‘iyiki’lerle başlardı…

Yanlış soruların yanlış cevapları olurdu. ‘Beni seviyor mu’ sorusu, ‘ben onu seviyor muyum’dan daha sonra gelmeliydi mesela. İlla ki soracaksa insan, sormaya önce kendinden başlamalıydı… Ben seversem onun sevmesi kesinlik kazanır gibi egosantrik bir yaklaşımdan değil, bu ihtiyacı karşılayabileceğinden emin olmakla başlardı sevmek.. Sevmek; herşeyin içinden akan bir ırmaktı.. Sevmek o denize akmaktı… Sevmek sevdiğinin ihtiyaçlarını karşılayabilme cesaretiydi,  karşılayamayabilirdin ama en azından bu gücü hissedebilirdin…

Önemli olan neydi? Önemini kavradığın şeylerin farkına varabilmek için bir ömrü harcamak mı gerekirdi? Para mutluluk getirir miydi? Huzur mutluluk getirir miydi? Sağlık mutluluk getirir miydi? Bunların hepsi mutluluk getirebilirdi ve hiçbirisi mutluluk getirmeyebilirdi… Önceliklerini sıraya koyduğunda hepsi iyi birer sebepti… Daha fazlasını isteyerek çıktığın yolculuk,  mutlu olmadığın içindi. İnsan mutluyken başka yolculukları hayal etmezdi… İnsan mutluyken mutlu olup olmadığını aklına bile getirmezdi…

Önemli olan neydi?.. Hayat; kendi heykelini yonttuğun bir taş mıydı? Belki olabilirdi ama iyi ki değildi. Önemli olan şeyler canlı olan şeylerdi. Canlı olan şeyler gerçekti, gerçek olan şeylere gülerdin, gerçek olan şeylere ağlardın, onlara dokunurdun, onlar da sana dokunurdu… Bir var bir yok değildi…vardı …ve var olabilmeyi başarabilmiş şeyler,  hatalarını yontup insanlığını ortaya çıkarırdı…

Önemli olan neydi?… Sahiplenmekti… Sevgini sahiplenmekti, hayatını sahiplenmekti, hatalarını sahiplenmekti, kelimelerini sahiplenmekti,  dostluğunu sahiplenmekti, yastığını sahiplenmekti, kadınını/adamını sahiplenmekti, evini yurdunu yastığını sahiplenmekti… Sahiplenmek agresif bir tutunma şekli değildi, sahiplenmek aidiyet duygusunu yaşamak ve yaşatmaktı… Sahiplenmek; sevdiğin şeylerin arkasında durabilmeyi öğrenmekti, sahiplenmek hayatın sarkıttığı iplere sıkıca tutunmaktı… Ve o zaman hayat kendini tekrarlayan bir hatalar zinciriyle boynuna dolanmazdı… İpi tuttuğun sürece, tutsak olmazdın. Sevgi emekti, sevgi emeğini sahiplenmekti. Sevgi ‘belki’leri değil ‘iyiki’leri biriktirmekti…

Sevgi… kimdi?

[email protected]

SİBEL BENGÜ

708650cookie-checkÖnemli olan neydi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.