İngiltere’deki ulusal basının hemen hemen tamamı rapor sonuçlarına ilgi göstererek okurlarıyla paylaştı.
İngiltere’deki Müslüman gençlerin ana babalarına kıyasla İslamın siyasi yönleriyle daha ilgili oldukları saptandı. İngiliz Müslüman gençler arasında İslam korkusu kaygısı yaygın…
‘Policy Exchange’ adlı sağcı bir düşünce kuruluşu adına yapılan kamuoyu yoklaması, İngiltere’de yaşayan genç Müslümanların, şeriata daha bağlı olduğunu, dini okulları daha fazla desteklediğini ve tesettürlü giyimi daha çok tercih ettiğini ortaya koydu.
Raporu hazırlayan ekibin başkanı Munira Mirza, Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında giderek artan kopukluktan, hükümet politikasının sorumlu olduğunu kaydetti.
Mirza, hükümet üyelerinin Müslümanları, yurttaş olarak dikkate almaları gerektiğini belirtti; hükümetin de, Müslüman ve gayri-Müslüman ayrımı yapmaktan vazgeçmesinin önemini vurguladı.
Sonuçlar kuşak farkını ortaya koydu
Değişik yaşlardaki 1000’i aşkın Müslüman arasında gerçekleştirilen ve İngiltere’deki kuşaklar arası farklılıkları bir kez daha ortaya koyan kamuoyu yoklamasından şu sonuçlar çıktı:
* Çocuklarını İslami devlet okullarına göndermek isteyenler:
55-yaş üzerindeki Müslümanlar arasında yüzde 19
16-24 yaş grubu içinde yüzde 37
* İngiliz hukuku çerçevesinde yaşamaktansa, şeriat kuralları uygulanmasını isteyenler:
55-yaş üzerindeki Müslümanlar arasında yüzde 17
16-24 yaş grubu içinde yüzde 37
* Müslüman kadınların tesettür giyimli olması isteyenler:
55-yaş üzerindeki Müslümanlar arasında yüzde 28
16-24 yaş grubu içinde yüzde 74
* Batı’yla çarpışmaya hazır El Kaide gibi örgütlere hayranlık duyanlar:
55-yaş üzerindeki Müslümanlar arasında yüzde 3
16-24 yaş grubu içinde yüzde 13
Çok kültürlülük ve gençlerin dine dönüşü
“KENDİLİĞİNDENCİ BİR EĞİLİM”
“Policy Exchange” araştırmasını hazırlayan ekibin başkanı Munira Mirza, “yaptığımız yoklama, bu yeni tutumun, ailelerin dayatması değil, genç Müslümanlar arasında kendiliğinden ortaya çıkan bir eğilim olduğunu ortaya koydu.” dedi.
Mirza, “ben, 1980’lerden bu yana uygulanan, farklılıklara, insanların kültürel ya da dini kimliklerine vurgu yapan çok kültürlü politikalar nedeniyle, artık, Müslümanların, diğer Müslümanlarla aralarında, gayri-Müslimlerle olduğundan daha fazla ortak nokta bulduklarını düşünüyorum” dedi.
Munira Mirza, genç Müslümanlar arasındaki dine bağlılığın, ailelerinden gelen kültür geleneğine bağlı kalmak anlamına gelmediğini, gençlerin dine, daha siyasi nedenlerle yakınlaştıklarını kaydetti.
Mirza, “İslamcı gruplar, kimlik üzerinden siyaset yaparak ve Müslümanlar için ‘farklı olma hakkını’ talep ederek, yerel ve ulusal düzeyde etki kazandılar” şeklinde konuştu.
İngiltere’de yaşayan Müslümanların çoğu Doğu Asya kökenli. Bundan on yıl önce bu kişiler kendilerini ‘Asyalı İngiliz’ olarak niteliyordu. Günümüzdeyse dini inançların, giderek daha fazla kimliğin bir parçası haline gelmesiyle, bu kesimler kendileri ‘Müslüman İngiliz’ olarak nitelemeye başladı.
“Policy Exchange” araştırması, İngiltere’de yaşayan Müslümanların yüzde 84’ünün, İngiliz toplumunda kötü muameleye hedef olduğuna inandığını gösteriyor.
“ASİMİLE YERİNE ENTEGRE”
Ana muhalefetteki Muhafazakar Parti’nin lideri David Cameron hükümeti, azınlıkları kendilerini zorla İngiliz hissetmeleri için baskıya tabi tutmakla eleştirdi. Cameron, “zorlama yerine bu yönde iham vermeliyiz” görüşünü savundu…
Ayrıca Cameron’un bugün Müslümanlara da seslenerek, kadınlara toplumsal yaşamda daha fazla hak tanınması ihtiyacına dikkat çekmesi bekleniyor.
Independent’ta yazan Yasmin Alibhai-Brown, “bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama” diyerek, Cameron’un konuşmasını önemsediğini aktardı. Yazar, “Cameron’un İngiliz olma kavramına dair fikirleri kayda değer, İşçi Partisi bunları çalmazsa aptallık etmiş olur” diye devam etti.
FOTOĞRAF (Faruk Eskioğlu): Hyde Park’ta namaz
