Boris’ten Londra’da yaşayan Türkçe konuşanlar raporu
Londra’nın Türk asıllı Belediye Başkanı Boris Johnson, Türk, Kıbrıslı Türk ve Kürtlerle ilgili 52 sayfalık bir rapor yayınladı. Mayıs 2009’da halka duyurulan raporda, Türkçe konuşan toplumun nüfusunun bilinmemesine karşın Kıbrıslı Türkler’in Türk ve Kürtler’e göre daha entegre ve ekonomik olarak iyi konumda olduğu belirtildi.
BORİS JOHNSON?
Londra Belediyesi’nin nam-ı diğen “Jön Türk” lakaplı başkanı Boris Johnson, kendisi gibi politikacı ve gazeteci Stanley Johnson’un oğlu ve Mustafa Kemal’e suikast planladığı öne sürülen Ali Kemal’in de torunu.
Geçen yıl ki belediye seçimlerinde Türkçe konuşan topluma önem veren Johnson, oy avcılığı için Türkleri keşfettiği düşünülmüştü. Eski ve son derece popüler belediye başkanı nam-ı diğer “Kızıl” Ken Livingston’u koltuğundan eden Johnson’un solun savunduğu çevre dostu yatırımları savunması ve kaçak göçmenlere af istemesi ile muhafazakarlar arasında aykırı ses olarak yorumlanabilir.
ABD seçimleri öncesinde Barack Obama’yı desteklediğini açıkca söyleyen Başkan Johnson’un Türkçe konuşan toplumla ilgili raporu gerçekten sürpriz ve son derece iyi niyetli bir girişim olarak yorumlanabilir.
Her zaman Türk kökenli olduğunu açıklamaktan büyük bir keyif alan Başkan’ın bu araştırması umarız Türkçe konuşan topluma yönelik sosyal yatırımları da artırır.
NEDEN TÜRKÇE KONUŞAN TOPLUM?
İngiltere, 19. ve 20’nci yüzyılın başlarında Afrika’daki eski sömürge ülkelerinden geri çekilmek zorunda kaldığında masa üstündeki haritada kopya kalemle sınırlar çizerek ardında sınır kavgalarıyla yüzyıllar boyu savaşacak kabileler, siyah halklar bırakmıştı.
Aynı dil, din ve kültürdeki bir kabile üç ve daha fazla ülke toprağında yaşamak zorunda kılınmıştı. İngiliz ordusunda savaşan bazı Afrikalı askerler de daha sonra İngiltere’de göçmen oldular.
Yerel yönetimler ise bu halklara hizmet götürürken, siyasi coğrafya yerine konuştukları dillere göre ayrımlaştırmayı verimlilik sağlamak açısından daha mantıklı buldu.
Belediyelerin “Türkçe konuşan toplum” deyimi Türk, Kürt, Kıbrıslı Türk başta olmak üzere Azerbaycan ve Türkmenleri de içermektedir.
RAPORUN ÖNEMİ NEDİR?
İngiltere’de sosyal ve anlayışı gereği devlet vatandaşlarının konut, eğitim, iş gibi sorunlarını çözmek ve çözemediği süreçte tazmin etmek konumundadır. Bu görev büyük ölcüde yerel yönetimlere yani belediyelere verilmiştir.
Belediyeler bölge sakinlerine ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel tercih farkı gözetmeksizin “eşit fırsatlar” ilkesiyle hizmet sunmaktadır.
Bazı hizmetlerden etnik toplumun nüfusu oranında yararlanabilmesi için nüfus sayısının doğru olarak bilinmesi önemlidir.
Ayrıca seçimlerde oy potansiyeli oranında yatırım elde etme şansı da yakalayabilir.
Ne yazık ki Türkçe konuşan toplumun İngiltere’deki nüfusu en az 300 bin, en fazla 500 bin olarak tahmin edilse de resmi kayıtlarda 50 bin olarak görünmektedir. Bunda toplumun istatistikleri yanıtlama ve seçim kütüklerine kayıt olma alışkanlığının olmaması neden olarak gösterilebilir.
RAPORDA YER ALANLAR?
Türk, Türk ve Kürt toplumu hakkında geniş bir sosyal araştırma sayılıyor.
– TAM NÜFUS BİLİNMİYOR: Raporun giriş bölümünde,Türk, Kıbrıslı Türk ve Kürt toplumunun, Londra’nın etnik azınlık nüfusu içinde önemli bir paya sahip olduklarına dikkat çekilirken, bu payın gerçek boyutlarının ise, bu grupların nüfus sayımlarında kendilerini “Beyaz, Beyaz İngiliz ve Diğerleri” gibi geniş etnik grupların adı altında kayıt ettirmelerinden dolayı bilinemediği belirtildi. 2001 nüfus gerçek yansıtmaktan uzak olduğu vurgulandı.
– YAŞANILAN BÖLGELER: Türkiye ve Kıbrıs kökenli nüfusun, özellikle başkent Londra’nın Harringey, Hackney, Islington, Waltham Forest ve Enfield gibi bölgelerinde yoğun olarak yaşadığı yaşamakta ve bu bölgelerde ekonomik, sosyal ve kültürel katkıda bulunmakta.
2001 sayımına göre, Kıbrıs’ta doğan Kıbrıslı Türkler’in yüzde 60’ı ile Türkiye’de doğanların yüzde 74’ü başkent Londra’da yaşıyor.
– KIBRISLI TÜRKLER ÖNCÜ: Türk, Kıbrıslı Türk ve Kürt toplumların yaş yapılarınında İngiltere’ye göç tarihleriyle uyum gösteriyor. Kıbrıslı Türkler’in İngiltere’de en uzun süreyle yerleşen Türk toplumlarının başında geldiği ve ülkenin genel nüfus yapısıyla büyük benzerlikler gösterdiğine dikkat çekildi. Buna göre Türk ve Kürt nüfusu Kıbrıslı Türkler’e göre daha genç.
– OKUMA ORANI DÜŞÜK, MESLEK SAHİBİ DEĞİLLER: Türk ve Kürt öğrencilerin okuma oranlarının halen düşük ancak gelişme göstermekte. Türkiye ve Kıbrıs doğumlular, İngiltere’nin genel nüfus yapısına göre daha düşük profilli işlerde çalışmakta ve kaliifiyesiz işgücünü oluşturmakta. Ne yazık ki Türk azınlıklar İran, Irak ve Suriyeliler’e göre daha az meslek sahibi.
– ÇOĞU RESTORAN SEKTÖRÜNDE: Londra’da yaşayan Türkiye doğumluların yüzde 25’i ile Kıbrıs doğumlu Londralılar’ın yüzde 19’unun ticaretle uğraşmakta. Genel nüfus içinde ticaretle uğraşanların oranının ise yüzde 14.
Londra’da yaşayan ve Türkiye’de doğanların yüzde 22’si, ile Kıbrıs’ta doğanların yüzde 12’sinin otelcilik, restorancılık gibi hizmet sektöründe çalıştıkları,genel nüfusun içinde aynı durumda olanların oranının ise, yüzde 5 olduğu belirtildi.
Londra’da yaşayan Türk, Kıbrıslı Türk ve Kürtler’in en çok faaliyet gösterdikleri alanlar restoran ve kafe işletmeciliği ile süpermarket, taksi ofisi, kuyumculuk, giyim ve ithalat-ihracat…
– İŞSİZLİK 2 KATI: Türk ve Kürtler’in arasında işsizlik oranı Londra ortalamasına göre iki kat daha yüksek. Türk ve Kürt nüfusun uzun süreli hastalıklara yakalanma konusunda ise, Londra nüfusunun bütününe göre çok daha şanssız..
– YOKSUL KESİM: Türk ve Kürtler’in kirası belediye tarafından ödenen evlerde oturma oranı da Londra nüfusunun bütününe göre çok daha yüksek. Kıbrıslı Türkler’in büyük bölümü ise kendilerinin sahip oldukları evlerde yaşıyor.
– RAPORDA SONUÇ BÖLÜMÜ: Belediye Başkanı Boris Johnson’ın göreve gelmesinden bu yana, Londra’da yaşayan Türk, Kıbrıslı Türk ve Kürtler’in sorunlarının çözümü için çaba gösterdiği ve göstermeyi sürdüreceği alanlar da şöyle sıralandı.
– Etnik grupların nüfus sayımlarının daha sağlıklı yapılması,
– Eğitim ihtiyaçlarının giderilmesi,
– Yeteneklerinin geliştirilmesi ve iş imkanlarına kavuşmaları,
– İşyeri açmalarına yardımcı olunması,
– Sağlık sorunlarının giderilmesine özen gösterilmesi,
– Kültürel açılımlarının desteklenmesi
– Daha sağlıklı barınma imkanlarına kavuşturulması
