İNGİLTERE’DEN… Dünya yok oluyor!

3 Aralık 2005 tarihinde, ‘Uluslararası Küresel Isınmaya Karşı Eylem Günü’ nedeniyle Londra’da düzenlenen gösteriye binlerce kişi katılmıştı. Aynı gün yine dünyanın dört bir yanındaki kentlerde yüz binlerce insan, muhtemelen dünyamızın karşı karşıya bulunduğu en ciddi tehlikeye, yani küresel ısınma tehlikesine karşı bir an önce harekete geçilmesi için sokaklarda yürümüştü. Küresel ısınma hala yerkürenin en büyük sorunu olarak karşımızda duruyor ve dünyadaki tüm canlıları artan oranda tehdit etmeye devam ediyor.

İngiliz Hükümeti’nin en önemli ekonomik danışmanlarından olan ve Dünya Bankası’nın eski baş ekonomisti Sir Nicholas Stern geçtiğimiz günlerde küresel ısınma tehlikesiyle ilgili bir rapor yayımladı. Sir Nicholas Stern, iklim değişikliğinin ekonomik boyutunu ele alan ve İngiliz basınında da büyük yankı uyandıran bu raporunda dünyanın küresel ısınmanın yarattığı tehlikeleri görmezden gelmeye devam etmesi durumunda, 1930’larda yaşanan büyük ekonomik buhran büyüklüğünde ekonomik kargaşalara yol açabileceği uyarısı yaptı. Bilindiği üzere 1930 buhranı ikinci dünya savaşına neden olmuştu.

Sir Nicholas Stern’in raporunda, küresel ısınmanın vereceği zarar, bunu önleyecek adımların maliyetinin kat be kat üstünde olacağı uyarısında bulunuluyor. Raporun açıklanmasından kısa bir süre sonra da İngiltere Başbakanı Tony Blair, Stern’in hazırladığı ve küresel ısınmaya karşı önlem alınmazsa küresel ekonominin yüzde 20 küçüleceğini anlatan raporun, tüm ülkelere bir uyarı niteliğinde olduğunu söyledi. İngiltere Başbakanı Tony Blair, Londra’da bir basın toplantısında yaptığı açıklamada Sir Nicholas Stern’in raporunun, hükümetine sunulan en önemli belge olduğunu vurguladı.

Blair, diğer ülke hükümetleri de bu konuda önlem almadığı takdirde, raporda dikkat çekilen yıkıcı sonuçların kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
İngiltere hükümetinin bir örnek teşkil etmesi gerektiğini kabul eden Tony Blair, buna karşın ülkesinin küresel bazda gaz emisyonlarının sadece yüzde 2’sinden sorumlu olduğunu ve bu konuda, uluslararası eylemin şart olduğunu vurguladı.

İngiltere hükümeti 31 Ekim tarihinde yaptığı açıklamada Londra’dan dünyaya uyarıda bulunarak, iklim değişikliği şu anki hızla giderse önümüzdeki yüzyılda ortalama sıcaklık 5 derece kadar artacağını ve bunun sonucunda da dünya seller ve kuraklıkla, hatta büyük bir açlıkla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
İngiltere’de küresel ısınma tehlikesine karşı hükümetin daha aktif çalışması ve bu alanda daha somut adımlar atması yönünde oluşmuş bir kamuoyu baskısı söz konusu. Ancak buna rağmen İşçi Partisi hükümeti şu ana kadar bu konuya yönelik raporlar hazırlatmak ve açıklamalar yapmak dışında, ciddi bir çalışma yürütmüş değil. Bu konuda kampanya yürüten çevreciler, İngiltere ve ABD hükümetleri arasındaki yakınlığa dikkat çekerek, İngiliz hükümetinin, iklim değişikliğinin en önemli yaratıcısı olan ABD’nin Kyoto Sözleşmesi’ni imzalaması için daha fazla baskı yapması çağrısında bulunuyor.

İklim değişikliği alanında 6-17 Kasım 2006 tarihinde Nairobi’de gerçekleştirilecek 12. Taraflar Konferansı (COP12) öncesinde dünyadaki kampanyalar, örgütler ve aktivistler, Nairobi’de toplanacak dünya hükümetlerinden Kyoto Protokolü’nü 2012’den itibaren güçlendirmelerini ve genişletmelerini talep etmek amacıyla 4 Kasım Cumartesi gününü ‘Küresel Eylem Günü’ ilan ettiler. Amaç, Kyoto Protokol’ünün daha etkili ve uygulanabilir hale gelmesi ve sera gazı emisyonlarında büyük bir kesintiye gidilmesi ve insanlığın ve bütün canlı varlıkların korunması için başta batılı ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin bu anlaşmayı imzalamaları ve kendi ülkelerindeki sera gazı salınımlarını en aza indirmelerini sağlamak.  4 Kasım günü küresel ısınmayı durdurmak için yine yüz binlerce insan sokaklarda olacak. Londra’da aynı gün 35 organizasyonun bir araya gelmesiyle oluşturulan ‘Stop Climate Chaos’un çağrısıyla Amerikan Elçiliği önünde kitlesel bir gösteri düzenlenecek. İngiltere ve ABD küresel ısınmanın en önemli nedeni olan iki ülke. Özellikle ABD buna rağmen Kyoto Protokolü’nü imzalamayan birkaç sanayi ülkesinden biri. Bu anlaşmanın imzalanmaması ve uygulanmaması son yıllarda, Latin Amerika’da, Asya’da, Afrika ülkelerinde, sellerin, orman yangınlarının, göllerin ve sulak alanların kuruması, fırtınaların şiddetini arttırması ve çoğalmasına neden olmakta.  Küresel ısınmanın neden olduğu felaketlerde, her zamanki gibi en fazla yoksul ülkeler ve yoksul kesimler etkilenmekte. Bu nedenle buna karşı yürütülecek olan mücadelenin “ahlaki” bir yönü olduğunu da unutmamak gerekiyor. Batılı ülkeleri küresel ısınmaya karşı hareket etmeye yönlendirmenin tek yolu da onları adım atmaya mecbur bırakmak. Buda ortak mücadeleden geçiyor. Dünyamızın ve çocuklarımızın geleceği için çevreci örgütlerin yürüttüğü bu mücadeleye destek olmalıyız.

4 Kasım’da eylem yapacak ülkeler:

ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Bangladeş, Belarus, Belçika, Birleşik Krallık, Bolivya, Bulgaristan, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Filipinler, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İtalya, İsveç, İzlanda, Kamerun, Kanada, Kenya, Kolombiya, Kosta Rika,Kuzey Afrika, Kuzey İrlanda, Kuzey Kore, Meksika, Nepal, Nijerya, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Slovenya, Tayvan, Türkiye, Yunanistan, Yeni Zelanda, Uruguay

 

649470cookie-checkİNGİLTERE’DEN… Dünya yok oluyor!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.