KGB’nin Londra’daki eski istasyon şefi Oleg Gordievski ise Moskova’dan gönderilen kişinin Londra’daki bir otelde Litvinenko ile buluşup çayına zehir koyduğunu söyledi.
Eski Rus ajanı Aleksander Litvinenko’nun Londra’da zehirlenmesi olayının arkasında Moskova’nın hatta bizzat Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bulunduğu şüpheleri kuvvetleniyor. Vücudunda tehlikeli miktarda talyum maddesi bulunan Litvinenko hastanede yaşam savaşı verirken, KGB’nin Londra’daki eski istasyon şefi Oleg Gordievski, böyle bir operasyonun sadece Rus gizli servisi tarafından gerçekleştirilebileceğini söyledi. Litvinenko’nun Rusya’dan kaçmasına yardımcı olan arkadaşı Aleksander Goldfarb da zehirleme emrinin bizzat Putin tarafından verilmiş olabileceğini söylerken Kremlin bu iddiaları “tamamen saçmalık” olarak niteledi.
Putin rejimine sert muhalefetiyle tanınan eski KGB ve devamı olan FSB ajanı Litvinenko hala Londra’da tedavi gördüğü hastanede sıkı polis koruması altında. Ziyaretçilerin çok bitkin olduğunu anlattığı Litvinenko buna rağmen üç gündür polis soruşturması için zaman zaman ifade veriyor. Eski Rus ajanını hastanede ziyaret eden Aleksander Goldfarb, Litvinenko’nun kurtulma şansının hala yüzde elli olduğunu söylüyor.
ÇAYINA KONMUŞ
Litvinenko’nun Rusya’dan kaçmasına yardımcı olan arkadaşı Goldfarb, zehirleme emrinin bizzat Putin tarafından verilmiş olabileceğini söyledi. Zehirlenmenin, Rus istihbarat servislerinin kullandığı yöntemlerin bütün izlerini taşıdığı görüşünde olan Goldfarb “O gün birkaç kişiyle buluştuğunu biliyoruz. Elimizdeki tek kanıt bu. Buluşmalarında bir şeyler de içmiş. Zehir bunlara konmuş olabilir. Rusya’da şu andaki genel hava da bu kuşkularımızı doğrular nitelikte. Rejimi eleştiren birçok insan öldürüldü” diyor.
KGB’nin Londra’daki eski istasyon şefi Oleg Gordievski de böyle bir operasyonun sadece Rus gizli servisi tarafından gerçekleştirilebileceğini söyledi. Gordievski’ye göre, Litvinenko’yu zehirleyen kişi, şu anda Londra’da sürgünde yaşayan Rus işadamı Boris Berezovski’ye de yakın biri. Bu kişi Rusya’da hapisteydi, sonra salıverildi ve Londra’ya işadamı kisvesi altında gidip Litvinenko ile bir otelde buluştu ve çayına zehir koydu.
Kremlin’de bir hükümet sözcüsü, iddiaları “tam bir saçmalık” diye tanımlayarak reddetti. Olay Rusya medyasında da büyük yankı bulmadı.
Litvinenko’nun 1 Kasım’da Itsu adlı Japon restoranında buluştuğu İtalyan gazeteci Mario Scaramella ise polise ifade verdikten sonra korkudan kayıplara karıştı.
Litvinenko, adını ilk kez 1998’de, zengin işadamı Boris Berezovski’ye yönelik suikast girişimini ortaya çıkararak duyurmuştu. Kendisi gibi Londra’da bulunan Berezovski de hastaneye ziyaretine gelenler arasında. Berezovski, “Zehirlenme nedeni gayet açık. Çünkü Putin’in düşmanı” diye konuştu.
BU İLK GİRİŞİM DEĞİL
Molotofkokteylli bebek arabasıyla öldürmek istediler
Litvinenko’ya Londra’da daha önce de suikast girişiminde bulunduğu ortaya çıktı. Rus eski ajanın kapısına molotofkokteylleriyle dolu bir bebek arabası bırakıldığı, bombanın patlayarak eve hasar verdiği ancak ajanın yara almadan kurtulduğu öğrenildi. Litvinenko, 2001’de yazdığı ve Rusya’da yasaklanan bir kitabında, Kremlin’in istihbarat servisinin devlet için potansiyel tehlike olarak görülen şahısları bulup öldürmek için gizli bir birim kurduğunu yazmıştı.
Talyum, Saddam Hüseyin’in de favorisi
1978’de Bulgar muhalif Georgi Markov’un da Londra’da zehirlenerek suikasta kurban gitmesinde kullanılan “talyum” Saddam’ın da favori silahıydı. Saddam, 1988 yılbaşında Iraklı işadamı Abdullah Ali’yi Londra’da talyumla zehirletmişti.
İNGİLTERE BASINIDA OLAY
Londra’da bir restoranda zehirlendikten sonra, hastanede ölüm kalım savaşı vermekte olan eski Rus ajan Aleksander Litvinenko’ya ilişkin haberler, İngiltere basınında bugün öne çıkan konuların başında geldi.
Guardian gazetesi, Litvinenko’nun dün durumu kötüleştikten sonra yoğun bakıma kaldırıldığını ancak kapısında özel korumanın beklemeye devam ettiğini aktardı. Guardian iç sayfalarından “Zehirli İlişkiler” başlığıyla şu yorumu yaptı:
“Bu olay, ister istemez, Soğuk Savaş klişelerini akıllara getirdi. Litvinenko, Moskova’nın gözünde popüler bir isim değilse de Kremlin hemen baştan olayla ilgisi olmadığını bildirdi; gerisi spekülasyon. Batı’nın Putin hükümeti denilince, en kötüyü düşünmeye daha dünden razı olmasıysa tartışma götürmeyen bir gerçek…
İngiliz halkının yarısı, Fransızların yüzde 60’ı Rusya hakkında iyi şeyler düşünmüyor. Bunun için sağlam gerekçeleri var: Temel hakların ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlali. Rusya’nın enerji sektöründe artan nüfuzu ve Ukrayna ve Gürcistan gibi eski Doğu Bloku ülkelerini ezici tavırları yabancıları endişelendiriyor.
Bazı sorumsuz istihbarat çevrelerinin, Kremlin’deki eski yoldaşlarının, vatan haini olarak görülen bir kişinin ölümünden pek rahatsızlık duymayacağını düşünmeleri ihtimali de hiç akıldışı değil.
Rusya’nın G8 liderliğinde ve uluslararası imajını iyileştirmeye çalıştığı son bir yıl acı şekilde gösterdi ki, Boris Yeltsin’le başlayan komünizm sonrası balayı,, çoktan sona erdi.”
Daily Telegraph ise “Rusya, yoksa Batı’yla ilişkilerini mi zehirliyor?” diye sorarak İngiltere’nin alması gerektiğini düşündüğü tutuma şöyle dikkat çekti:
“İngiltere hükümetinin, bir vatandaşının bazı yabancı ajanların karıştığını düşündüren, ölümcül bir saldırıya uğradığı bir ortamı kabullenmesi mümkün değil.
İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı, bu olayı mümkün olan en sert şekilde ve en üst kanallardan ele alıp Rus yetkililerden istedikleri her tür açıklamayı talep etmeli.
Aksi halde İngiltere’nin, önümüzdeki on yıl içinde tüm Avrupa’nın enerji kaynaklarını kontrol altına alma ihtimali olan Rus rejimine karşı gelmeye dahi cesaret edemediği fikri oluşacaktır.”
ESKİ BİR KGB AJANININ YORUMU
Daily Telegraph’ta dikkat çeken diğer bir yorum, Soğuk Savaş döneminin en ünlü KGB muhaliflerinden; örgütün o dönemde Londra’daki iki numaralı ismi Oleg Gordievski’ye ait.
Gordievski’nin yorumu şöyle:
“KGB bugün arkadaşımı öldürmeye çalıştı. Bu, yarın ben olabilirim” diyen Gordievski, İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush’a çağrıda bulunuyor: Putin rejimine taviz vermeyi bırakın!
Rus devlet başkanının onayı olmadan bu suikast düzenlenemezdi. Litvinenko’nun eşi Marina, bu saldırıyı düzenleyenin bir dönem Rus iş adamı Boris Berezovski’yle çalışmış bir kişi olduğuna inanıyor. Aleksander’ı zehirleyerek devlete borcunu ödeyen bu kişi, şimdi güvenli ellerde….
Sovyetler Birliği çökünce eski işverenim KGB’nin adı değişse de, yöntemleri aynı kaldı. Benim gibi eski bir KGB ajanı olan Putin, Batı’nın, gazeteci Anna Politkovskaya cinayetine ilişkin Rus hükümetini hesap vermeye çağırmadığının farkında…
İngiltere hükümeti bu olayı Putin’e direnmek için bir fırsat olarak görmeli, sürgündeki Rusları ve İngiltere’yi Kremlin’deki diktatörden korumak için gerekeni yapmalıdır.”
