Rum tarafında faaliyet göstermekte olan “Cyprus College”in Araştırma Merkezi tarafından SİMERİNİ gazetesi hesabına yapılan ve Rumların Kıbrıs sorununa ve sözde “işgal” konusuna bugünkü bakış açılarının araştırıldığı büyük ankette Rum halkının ezici çoğunluğunun Kıbrıs sorununun çözümü konusunda kötümser olduğu sonucu ortaya çıktı.
TAK’ın aktardığına göre; SİMERİNİ anket sonuçlarına ilişkin haberini “Simerini İçin Kıbrıs Genelinde Yapılan Araştırma Gösteriyor: 10 Kişiden 6’sı Çözüm Konusunda Kötümser –4 Kişiden 3’ü Yeniden Birleşme Çözümünün Olmayacağına İnanıyor –50 Yaşın Üzerindekilerin yüzde 67’si Kıbrıs Sorununun Asla Çözülmeyeceğine İnanıyor” başlık ve spotlarıyla manşete çekti.
YÜZDE 67: “ASLA ÇÖZÜLMEYECEK”
Gazeteye göre ankette; 50 yaş ve üzerinde olan Rumların yüzde 67’nin Kıbrıs sorununun asla çözülmeyeceğine, Rum “göçmenlerin” yüzde 64’ünün zamana yayılsa bile çözüm bulunmayacağına inandığı, Rumların yüzde 75’inin de Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek veya “göçmenlerin evlerine dönmelerine olanak tanıyacak” bir çözüm bulunmasının mümkün olmadığını düşüncesinde olduğu sonucuna varıldı.
Gazete “Zaman İçerisinde Bile Çözüm Görmüyorlar –Kıbrıslı Rumların yüzde 63’ü Ümidini Yitirdi –Kıbrıs Genelinde Büyük Araştırma: 7 Kişiden Biri Türk İstilasının Ne Zaman Gerçekleştiğini Bilmiyor” başlığıyla iç sayfalarında devam ettiği ve bazı tablolara da yer verdiği haberinde; (1974’ten) 33 yıl sonra ve Kıbrıs sorununun çözümü yönünde pek çok başarısız çabanın ardından Rumların; mevcut duruma uyum sağlamaya başlamış göründüğünü yazdı.
“Çözüm ihtimaline ilişkin büyük kötümserlik, ister istemez yaşayabilir bir çözüm perspektifini güçlendirmek yerine azaltan acılı uzlaşıları kabule de sürüklüyor. Cyprus College Araştırma Merkezi tarafından SİMERİNİ hesabına yapılan ve vatandaşların işgal ve Kıbrıs sorununa ilişkin bugünkü bakış açılarının kaydedildiği büyük araştırmadan bu sonuç çıkıyor. Rasgele ulaşılan 507 kişi üzerinde yapılan araştırma; Kıbrıslıların, Kıbrıs sorununun çözüm ihtimaline ilişkin yoğun ümitsizliklerini trajik şekilde ortaya koyuyor. 10 kişiden 6’sı hiçbir zaman çözüm bulunamayacağına inanıyor.
50 yaş ve üzerindeki kişiler en kötümser kesim görünüyor. Bu kişilerin yüzde 67’si Kıbrıs sorununun asla çözülmeyeceğine inanıyor. Göçmen camiasında da genel bir kötümserlik hakim… Göçmenlerin yüzde 64’ü zaman içerisinde olsa dahi Kıbrıs sorununa çözüm bulunmayacağına inanıyor. Vatandaşların yüzde 75’inin Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek veya arzu eden göçmenlerin geri dönmelerine imkân tanıyacak bir çözüm olması ihtimalini ‘imkânsız’ veya ‘kesinlikle imkânsız’ görmesi yukarıda kaydedilen sonucu destekliyor. Göçmenlerin yüzde 76’sı Türk istilasının, göçmen olmayanların ekonomik açıdan menfaatine olduğu görüşünde.
YÜZDE 45: İKİ TOPLUMLU İKİ KESİMLİ FEDERASYON
Kıbrıslı Rumların yüzde 45 gibi bir çoğunluğu çözüm olarak iki toplumlu, iki kesimli federasyonu tercih ediyor. Ancak aynı zamanda yüzde 24’lük bir kesim bugünkü durumun devamını, yüzde 12’lik bölüm de taksimi tercih ediyor.
Bu sonuç analiz edildiğinde; kadınların ve gençlerin mevcut durumu tercih ettiği ortaya çıkıyor. 18-30 yaş grubundaki gençlerin yalnız yüzde 31’i iki toplumlu, iki kesimli federasyondan yanadır. Ancak bu daha ileri yaşta olanlar için geçerli değil. 30 yaş üzerinde olanların yüzde 61’i iki toplumlu, iki kesimli federasyonu tek çözüm olarak görüyor. Referandumda Annan Planı lehine oy verenlerin yüzde 67’si de bu teze katılıyor.
YÜZDE 44 TAKSİMİ TERCİH EDİYOR
Vatandaşların bu kötümserliklerini büyük ölçüde; çözüm şekline ilişkin görüşleri etkiliyor. Toprak düzenlemesi ile taksim fikri Kıbrıslı Rumların çoğunluğu tarafından kabul edilmiyor. Ancak 10 kişiden 3’ü; Türkiye’nin Omorfo’yu (Güzelyurt) ve Maraş’ı iade etmesi şartıyla iki ayrı devlet olmasını kabul edeceğini söyledi.
Araştırmaya göre referandumda Annan planına olumlu oy verenler arasında; toprak düzenlemesi yapılarak taksimi kabul edenlerin oranı çok yüksektir (yüzde 44). Göçmenlerin yüzde 34’ü de toprak düzenlemesi yapılarak taksimi kabul ediyor.
Kıbrıs sorununun, yapılacak başkanlık seçimlerinin ana konusu olmasının beklenmesine rağmen vatandaşların çoğu; başkanlığa seçilecek kişinin çözüm ihtimallerini fazlaca etkileyeceğine inanmıyor. Yalnızca 3 kişiden 1’i başkanlığa seçilecek kişiye göre Kıbrıs sorununun çözüm ihtimallerinin etkileneceğine inanıyor. Vatandaşların yüzde 34’ü başkanlığa kim seçilirse seçilsin çözüm ihtimalinin kesinlikle etkilenmeyeceğine inanıyor. Yüzde 28’lik bölüm ise seçilecek başkanın çözüm ihtimalini etkileyeceğine, ancak bu etkinin az olacağına inanıyor.
7 RUMDAN 1’İ 15 VE 20 TEMMUZ 1974’TE NE OLDUĞUNU BİLMİYOR
Moral bozucu ama gerçek. Kıbrıs’a karşı işlenen çifte suçun üzerinden 33 yıl geçtikten sonra, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu 7 Kıbrıslı Rum’dan 1’i, darbenin ve istilanın ne zaman yapıldığını bilmiyor. Intercollege’in araştırmasında Kıbrıslıların yüzde 85’inin 15 Temmuz 1974’te ne olduğunu bilmediği ortaya çıktı. Darbenin yapıldığı tarih konusundaki bilgisizlik oranı özellikle gençler arasında çok yüksektir. 18-30 yaş grubundaki kişilerin yüzde 28’i 15 Temmuz’da ne olduğunu ya bilmiyor, ya da darbe ile istilayı karıştırarak yanlış yanıt veriyor.
Türk istilasının ne zaman yapıldığı konusunda verilen yanıtlar da aynı derecede trajiktir. Yine 7 Kıbrıslıdan 1’i bu soruya yanıt veremedi. 18-30 yaş grubundakilerin 3’te 1’inin ya yanlış yanıt vermesi veya tamamen bilgisiz olması da sansasyon niteliğindedir. 20 Temmuz’da Türk istilası olduğunu bilmeyen gençlerin yüzde 13’ünün kolej veya üniversite mezunu veya öğrencisi olması da özellikle endişe vericidir.”
Gazetenin, araştırmada sorulan sorulara verilen yanıtlarla ilgili yayımladığı şemaların çözümü ise şöyle:
“Kıbrıs sorunu ne zaman çözülecek? Yüzde 63: asla; Yüzde19: 6-10 yıl içinde; Yüzde12: 3-5 yıl içinde; yüzde 5: 1-2 yıl içinde.
İki toplumlu çözüm mü, taksim mi, mevcut durum mu? Yüzde 50: iki toplumlu, iki kesimli federasyon; Yüzde 24: mevcut durumun devamı; Yüzde 14: bilmiyorum/yanıt vermek istemiyorum; Yüzde 12: taksim.
İki ayrı devlet (Omorfo-Maraş’ın iade edilmesiyle)? Yüzde 66 hayır; Yüzde 29 evet; Yüzde 5 bilmiyorum/yanıt vermek istemiyorum.”
