Sağlam işin bereketi

Hayatta sağlam yürümemizi sağlayan huylarımız var. Bunlardan biri de işimizi bi hakkın yapmaktır.
İşimizi gelişigüzel değil de, itinalı şekilde yapar isek sürekli kazanırız. Amacımız evimize ailemizin rızkını temin ederken,  kazandığımızın helal paradan olmasını önemsiyorsak, önemsiyoruz o halde yaptığımız mesleğin gereklerini ifa etmeliyiz.
Mesleğimiz de insanlara hizmet sunarken çok etkenler var. (özel sektörsek)Hizmet sunarken insanlara kaliteli malzeme ve gerçek değerinde olarak fiyat belirlemeliyiz. İşimizin icabını asla terk etmemeliyiz.
Ülkemizi düşünen insanlar,  bu kadar maaşa bu kadar iş demezler. Bu maaşı bulamayanlar var, daha çok çalışmalıyım demeliyiz.
Devlet ve hizmet sunan sektörler çark gibidir. Çarkın arızasız dönmesi gerektiğini hepimiz biliriz. Çarkın dönmesine katkıda bulunmalıyız. Çarkın önünü tıkamamalıyız.
Herkes mesleğinin gereğini yapmalıdır. Günümüzde de maalesef bürokrasi çok ağır çalışıyor. İnsanımız mesleğinin gereklerini vatandaşa sunma lütfünde bulunmuyor.
İşinin ehli olmayan kişilerin hayatı ne kadar zorlaştırdığını yaşamışsınızdır. Evet, işinin ehli olan kişilerin sunduğu hizmete doyum olmaz. İnsanımız özellikle belli işe girince hemen değişiyor.
İnsanlar belli yerlere gelince şaşırtıcı davranıyor. Tanıdığımız yardımsever insan gitmiş, yerine yüzü gülmeyen, bildiğini bilmeyen, kişiyle veya kişilerle karşılaşınca, üzülüyor insan. Bazı insanlar basit konulara vakıf olmalıdır. Hizmet sunarken kolaylaştırmak insanımızın içinde olmalıdır. Hayatta çile çekmeyenler, çilekeşleri tanımaz ve anlamaz ki…
İnsan ister istemez hizmet sunan kişilerin yaklaşımının sıcak olmasını bekler. Bazen buluruz sıcaklığı bazen buzul buluruz.
Geçmiş tarihimizde işinin ehli olan ve gelecek nesli düşünen insanlarda yaşamış ve bizlere örnek bırakmışlar. Anlayanlara.
Eskiden insanlarımızın varlık noktasında zengin olmadıklarından, kullandıkları eşyaları yamatarak kullanırlarmış. Tamirat yaptırırlarmış.
İşte şemsiye tamircisi olan aksakallı,  güngörmüş amca köylere giderek köylünün şemsiyelerini tamir eder.
Bu amca köyün birinde sergisini açar. Köylüler tamirata gerek duyan şemsiyelerini ustanın yanına getirirler. Ustada gayet itinalı şekilde tamir olacak şemsiyelerin sahiplerini yazar. sırayla tamirat yapar.
Tamirat esnasında çok titizdir. İlk piyasaya sürülürcesine tamir eder şemsiyeleri, tamirat geçiren şemsiyelerle yeni imal edilen şemsiyeler arasında fark edilmeyecek şekilde emek çeker. Ustayı takip eden bilge biri sorar.
Ustam bu kadar çok ince tamirat yapmanızın hikmeti nedir? Tamirata bu kadar özenmesen olmaz mı? Öyle yaparsan hem de her gelişinde birçok iş bulursun. Tamir olacak şemsiye çok olur ve işin de çoğalmış olur der.
Usta der ki, biz bu meslekten kazanıyoruz. Evime haram lokma taşımak istemem. Hileli iş yaparak geçmişime sövdüremem.
Dünya gelip geçici, dünya ya o kadar ehemmiyet vermek gerekir. Verilen malzemeleri hileli tamirat yapmak ahlakımıza yakışmaz.
Ülkede herkes birbirine güvenmesi için önce kendi dürüst olmalıdır. Kişi dürüstse herkesi dürüst görür. Kendisi hileci ise herkesi hileci görür.
Vicdanen rahatım çok şükür. Evet, belki hilesiz az kazanıyorum gibi ama gerçekte çok kazanıyorum. Her köye gidince sergimi açınca herkes bana gerektiği gibi davranıyorlar.
İnsanlara yapılacak en büyük kötülük güvenen kişilere hayal kırıklığına uğratmaktır. Bizden sonra ki nesillere temiz miras bırakmak istiyorum.
Kendimi seviyorum aslında ben bu tamiratı sağlam yapmakla, şemsiyeyi sağlam tamirat yapmıyorum. Hayatımı sigorta altına alıyorum.
Hangi alanda olursa insan vazifesini en mükemmel yapmalıdır.