Sağlık politikasına ekonomik yaklaşım

İktidarı büyük bir güçle ele geçirmiş olan AKP, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında oldukça radikal atılımların arifesindedir. Buradaki “atılım” sözcüğü halkın yararına yönelik olmayıp, sermayenin yararınadır. Gerçekten de, gerek sağlık gerekse sosyal güvenlik alanlarında yapılacak atılımlar toplumun geniş kesimlerine yeni ve eskiye göre daha geniş olanaklar sunmamakta, tam tersine bazı sosyal kazanımların daraltılmasını ya da kaldırılmasını hedeflemektedir. Bu noktada şu soruyu sormak gerekir: Geçmişte halkımıza görece çok daha olumlu olanaklar sağlanabilmiş ve bu arada ekonomide işlerin iyi gittiği, hatta önümüzdeki yakın gelecekte fert-başına gelirin 10 000 dolar dolayına çıkacağı iddia edildiğine göre, buna koşut olarak, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında da olumlu yönde gelişmelerin beklenmesi gerekmez mi? Bu sorunun yanıtı, kuşkusuz, “evet” olmalıdır. Ama, gelişme ters yöndedir. Açıktır ki, her konuda olduğu gibi, bu konuda da izlenecek politikanın gelişme çizgisini dünya kapitalizminin ve onun içinde sürüklenen Türkiye ekonomisinin genel gelişme çizgisi belirlemektedir. 
Sağlıkta ve sosyal güvenlik sistemlerinde oluşturulmaya çalışılan yeni politikaların ekonomik açıdan anlaşılması, hizmetlerinin niteliği ve özelliğinin varolan ekonomik sistem içindeki yerinin ve algılanışının irdelenmesini gerektirmektedir. Kapsamlı bir analiz böylesi bir alanın incelenmesini gerekli kılmakla beraber, yazının boyutları içinde kalma endişesi ile, dünya kapitalizminin derin bir kriz yaşadığını ve bu krizini Türkiye gibi çevresel konumlu ekonomiler üzerinden çözmeye çalıştığını belirtmekle yetinip, kısaca Türkiye ekonomisini ve büyük şirketlerin piyasa arayışını odağa koyacağım.

Bu çerçeve dahilinde, birbirini tamamlayan ikili kısıt altında olduğumuzu görmekteyiz. Birincisi, sermaye çevrelerinin yoğun baskısı ile, hükümetin kaynak tasarrufuna yönelmesi, ikincisi ise, varolan kaynakları azamî şekilde sermaye çevrelerinin emrine sunarak, piyasaları genişletme çabasına yönelmesidir. Vergi gelirlerini gereği biçimde yükseltemeyen, özelleştirme gelirlerinde de denizin bittiği yerde, hükümetin insancıl amaçlarla yola çıkması söz konusu olamaz. Zaten, kapitalist sistemin böyle bir mantığı yoktur! Bu ikili  güçlerden biri, sermaye dışı tüm harcamaların kısılması ve piyasaya bırakılabilecek hizmetlerden devletin çekilmesi yönünde çalışır. Diğer güç ise, sağlık vb gibi piyasaya bırakılabilecek hizmetlerde ürün ve malzeme arzında bulunan firmaların piyasalarını genişletilmesi yönünde devleti tetikler.

Görülüyor ki, her iki güç de, farklı açılarda sermaye lehine çalışır. Öyle olunca, konumuz sağlık olduğuna göre, hiçbir insanî dürtü etkisi olmadan, sağlık ürün ve araçlarını arz eden sermaye gruplarının çıkarı açısından meseleye yaklaşım yapmamız gerekmektedir. Nitekim, günümüzde insancıl bir  görüntü sergileyen “sosyal devlet” kavramı ve politikasının oluşması da,  kapitalist dokunun insan haklarına karşı beslediği saygı ile değil, ancak bizzat sermayenin çıkar ilişkileriyle açıklanır.

Sağlık hizmetlerinin ajanları, alt-detaya girmeden genel hatlarıyla ele aldığımızda, hizmet arzcıları olarak doktorlarla birlikte, ilaç ve sağlık malzemeleri üreticileri, hizmet talepçileri olarak da hastalar olarak tanımlanır. Diğer ekonomik alanlardan çok önemli farklılık oluşturan sağlık alanında, karşılıklı ajanlar asimetrik bilgiye sahiptir ve hizmet talebi zaman içinde ayarlanamaz. Bu nedenle, doktor karşısında hasta iki açıdan zayıf konumda olup, ekonomik istismara açık durumdadır. Buna karşın, sağlık alanındaki rant olayının ortaya çıkmasını engelleyen çok temel sorun, söz konusu rant alanını malî açıdan taşıyabilecek ekonomik gücün, özel kesimin yanında, hatta ondan da önde olarak kamusal kaynaklarla yaratılabiliyor olmasıdır.

Bu nedenle, sağlık alanını kamu kesimi içine almanın bir nedenini de, yukarıda açıklandığı üzere, sermaye birikimine katkı yapmanın yanında sistemin yumuşatılması ve meşrulaştırılması olduğu kadar, sağlık hizmeti ve malzemesi arz eden ajanların önünde piyasa olanaklarının açılması oluşturmaktadır. Diğer bir deyişle, hizmet talepçisi hasta karşısında sağlık ürün ve malzemeleri sunan firmalar arzcı konumunda oldukları halde, araya devlet girince, kapitalist işleyiş modelinde, sağlık ürün ve malzemesi arz eden firmalar devlet karşısında “harcama talepçileri” olarak belirirler. Özellikle fert-başına gelirin ve gelir dağılımının bozuk olduğu ekonomilerde, özel sağlık harcamaları düşük kalacağından, sağlık ürün ve malzemesi arz eden firmalar büyük oranda kamusal kurumlardan beslenirler. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ulusal sağlık harcamalarının çok büyük bir kısmının kamu kesimi tarafından yapılıyor olması, kamu kesimini bu alanda tutmanın sağlık hizmeti arz ajanları açısından fevkalade önemlidir.

Sıkışan dünya ve ülke kapitalizmi açılarından sağlık gibi piyasaya terk edilebilecek hizmet alanları özel sektörde yeni faaliyet ve kâr alanları olarak görülebilir. Kapitalizmin bu aşamasında, genel bir bakış açısı ile, sağlık hizmetlerinin kamu alanından tümü ile çıkarılması hizmet arzcılarının mutlak olarak zararına olacakken, tümü ile kamulaştırılması da aynı grubun aleyhinedir. Zira, her iki durumda da sağlık harcamaları miktarı, istismar düzeyinin altında kalmış olur. Oysa, hizmeti asgarî kısmı itibariyle kamu kesimi içinde muhafaza ederek, özelleştirmeye açık tutmak, hizmet arzcıları için en elverişli durumdur. Böylece, halkın büyük bölümü kamu sağlık harcamalarından yararlanırken, bir bölümü de özel kesimden pahalı hizmet almaya yönelerek, harcamaların gerilemesi önlenmiş olur.

Görülüyor ki, amaç halka hizmet olmayıp, sağlık ürün ve malzemesi sunan firmaların önünü açarak, sermaye birikimine katkı yapmaktır. Böyle bir projeyi topluma kabul ettirebilmek için de, bilindiği üzere, seçimlerden hemen önce sağlık hizmetleri alanında, tüm sağlık kurumlarına başvurabilme olanağının ve ilâç alma kolaylığının getirilmesi veya sevk işkencesinin kaldırılması gibi hizmette rahatlatıcı önlemler devreye sokuldu. 

_________________

* Prof. Dr.

1594810cookie-checkSağlık politikasına ekonomik yaklaşım

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.