Siyasetten uzak ‘İnce’ muhabbet

– Türkiye’nin en popüler milletvekillerinden birisisiniz. Size siyasetten uzak sorular sormak istiyoruz. Edebiyata merakınız nedir? Konuşmalarınızda hep hiciv ve ironi var, kafiyeli konuşmayı da seviyorsunuz. En beğendiğiniz şair kimdir?

– Edebiyat, roman, öykü, şiir ile ilgim lise yıllarımdan başlar. Bunda sol fikirlerle tanışmamın büyük rolü vardır. Solcu olmak, zaten okumak demektir. Nazım’ı, Yaşar Kemal’i, Sebahattin Ali’yi, Hasan Hüseyin’i okumamış solcu bulmak zordur. Dolayısıyla her solcu gencin, edebiyatla yoğun bir ilgisi vardır.
Ben edebiyatla ilgimi okumanın ötesine taşıyıp, amatörce yazma biçiminde sürdürdüm. Fırsat buldukça da sürdürüyorum.
Konuşmalarımda hiciv ve ironiye yer vermem, muhalefet olmamın motive ettiği bir durum. Çünkü anlattıklarınızı karşınızdakine duygu ve heyecan boyutuyla da taşımanız gerekir. Şiirsel söylem, karşıdakinin algısını diri tutmakla birlikte onu duygusal olarak da etkilemekte.
Şair olarak Nazım Hikmet diyorum.

– Hangi yörelerin türkülerini seversiniz? Yalova’nın en sevdiğiniz türküsü hangisidir? Enstrüman çalar mısınız?

– Her yörenin türküsünü severim. Yıllar önce TRT’deki bir olay üzerine türkülerimiz üzerine bir gündem dışı konuşma yapmıştım. Orada, “Türküler, sadece mırıldanıp geçtiğimiz sıradan melodiler değildir. Türküler, birer gerçek sosyal belgedir. Antep’te Karayılan Destanıyla, Ege’de zeybekleriyle, Ankara’da misketiyle, Karadeniz’de horonuyla, Trakya’da karşılamasıyla yurdun her bir yanında türküleriyle cumhuriyetini kurmuş bir halkız biz.” demiştim.
Türkülerle kurduğunuz bağda yetiş yörenin etkisi büyük olur. Ben daha çok Balkan türkülerini severim. Bunda ailemin mübadil olmasının büyük rolü vardır.
Her hangi bir enstrüman çalamıyorum.

– Sisteme tepkiselliğiniz ile eski tüfek bir rocker görüntüsü veriyorsunuz. Rock müzik dinler misiniz?

– Rocker görüntüsü verdiğimi ilk siz söylüyorsunuz. Özel olarak rock müzik dinleme tercihim olmadı.

– Gençliğinizde köyünüzden Yalova’ya çok yürümüşsünüz. Spor yapıyor musunuz? Yürüyüş yapmaya vakit bulabiliyor musunuz?

– Okula gitmek veya kent merkezindeki işlerimizi halletmek için çoğu zaman tek seçeneğimiz yürümekti. Bunda köyümüzün Yalova merkeze yakın olmasının payı büyüktür.
Öyle düzenli spor yapan biri değilim. Sadece sabahları iş yerine gelmezden önce birkaç kilometrelik yürüyüşler yapıyorum.

– Kafanızı boşaltmak ve gündemden uzaklaşmak için kullandığınız yöntem nedir? Nasıl dinlenirsiniz?

– Bu tür durumlarda en çok tercih ettiğim Yalova’ya gitmek oluyor. Bu tabii gündemden uzaklaştırmıyor beni ama gerilimden uzaklaştırıyor. Benim konumumda olan ya da siyaseti takip edenler güne gazete okumakla başladıkları için gündemden uzaklaşma şansları yok.
Dinlenmek için tercihim Yalova’da dostlarımla, arkadaşlarımla buluşmak, onlarla günü tamamlamaktır.

– Konuşmalarınızın hepsini kendiniz mi hazırlıyorsunuz? Yoksa danışmanlarınızdan fikir alır mısınız? Ekip çalışmasını mı, bireysel performansı mı tercih edersiniz?

– Ben bunu hep söylüyorum. Benim konuşmalarımı, benimle mücadele eden, benimle aynı duyarlılıklara sahip olanlar yazıyor. Onların maillerinden, twitlerinden sıkça yararlanıyorum. Ben sadece onların duygu ve düşüncelerini belli bir düzen içinde seslendiriyorum. Elbette bu tür görevlerde bu tür işleri tek başına yapmak mümkün değil. Çoğu konuşmalarımı, danışmanlarımla birlikte hazırlarım. Eğer birine sormam gereken konu ise ona da sorarım. Bizim yaptığımız işte, sürekli öğrenmeye, bilgiyi bulmaya hazır biri olmalısınız. Bu da yetmez, medya çağında görünebilir ve etkili hale getirebilmek için uygun bir anlatıma, üsluba sokmanız gerekir.
Politikada ekiple çalışmak gerekir. Ekibi belirleyen, onların etkinliğini, verimliliğini istenilen biçime getiren sizin kişisel performansınızdır. Ekip ne kadar iyi olursa olsun, sizin performansınız ekibin ortaya koyduğu çalışmaları taşıyamıyorsa ekiple çalışmak iyidir demek bir anlam ifade etmiyor. Burada ekip ile kişisel performans bir birini bütünleyen özelliklere sahip olmalıdır.

– Liderlik vasıfları sizce nelerdir? Görüşlerinizin uyuşmadığı kimselerle ekip çalışması yapabilir misiniz? Vekilleri idare etmek mi, talebeleri idare etmek mi daha zor?

– Lider, yanındakilerin mekanik olarak uyduğu direktif aldığı kişiler değildir. Lider sahip olduğu özelliklerle yanındakilerin duygularına, değerlerine, inançlarına hitap eden kişidir. Onun etkinliği, makamından çok kişiliğinden kaynaklanır.

Kişilik ve karakter düzeyinde bir sorun yok ise görüşlerinizin uyuşmadığı insanla da çalışabilirsiniz. Ondan da yararlanabilirsiniz. Ancak bu aynı hedefe kilitlenmiş insanlarla çalışmak kadar verimli olmayacaktır.

Ne milletvekilleri için ne de öğrenciler için “idare etmek” ifadesi hiç hoş değil. Şu anda yaptığım görev idare etmek değil koordine etmek, belli bir hedef için yapılması gerekenleri kendilerine bildirmektir. Siyasal Partilerde, kurulların(kurultay, parti meclisi vb) dışında tek idare eden vardır, o da genel başkandır. Hepimiz ona karşı sorumluyuzdur. Partinin siyaseten temsilcisi odur. Bu görevi de ona Kurultay verir.
Öğretmenliğimde de sınıf yönetimini ben daha çok ders programı eksenli gerçekleştiririm. Öğrenci merkezli değil. Öğrenciler, zaten bu programı almak için gelen kişilerdir. Benim yapmam gereken bir ders saati boyunca belirlenmiş ders içeriğini en etkili biçimde onlarla paylaşmaktır.

– Sizde en çok iz bırakan kitap hangisidir? Niçin?

– Bir değil de birkaç kitap ismi saymam gerek. Jack London’nın “Vahşetin Çağrısı”, Nazım Hikmet’in “Kuvayı-i Milliye Destanı”, Erdal Öz’ün “Gülünün Solduğu Akşam” ilk aklıma gelen kitaplar.

– CHP’lilerin çoğu internete uzak ama siz sosyal medyaya çok hakimsiniz ve anında değerlendiriyorsunuz. Bu konuda diğer vekil arkadaşlarınızı da teşvik ediyor musunuz? Seçimlerin online olması için bir tasarı hazırlamayı düşünür müsünüz?

– CHP’liler şu anda interneti iyi kullanıyorlar. İl ve ilçe örgütlerimize kadar hepsi sosyal medyaya yönelmiş durumda. Çünkü merkez medya devşirilmiş medya haline geldiğinden CHP’liler için tek ve etkili çıkış sosyal medya oluyor.

Benim sosyal medyayı kullanmam da aynı gerekçeye dayanıyor.

Kişisel teşvik ettiğim kimse yok. Onlardan da çok iyi kullananlar var. Buna genel başkanımız da dahil.

Seçimlerin online yapılması, benim kanun teklifi vermemle olacak bir şey değil. Ancak, ağın manipülasyona açık olduğunu düşündüğümden, seçimlerin online yapılmasını şu aşamada doğru bulmam.

– Bundan 50 yıl sonra demokrasi kavramının içi nasıl doldurulacak? İletişim teknolojisi, milletvekillerine gerek kalmadan halkın kendisini yönetmesini sağlayabilir mi?

– Gelecekte demokrasinin nasıl olacağını bugün öne çıkan temel haklar ve özgürlükler açısından tahmin edebiliriz. İletişim araçlarındaki devasa, baş döndürücü gelişim bir taraftan özgürlükleri geliştirirken sıkı bir denetimi, gözetimi de beraberinde getirmekte. Günümüz toplumunda kişisel özgürlüklerin en kolay tehdit yerler iletişim araçlarının kullanıldığı yerlerdir.

Yönetme-yönetilme ilişkisi var olduğu sürece yönetimin temsil üzerinden yürümesi kaçınılmazdır. Gelecekte bu temsil görevlerini yerine getirenlere milletvekili denir mi? Onu bugünden tahmin etmek çok zor. Milletvekilini ortaya çıkan koşullar sadece teknolojik gelişmeyle ilgili değil. Toplumsal yapıyla, toplumun kendine dair ürettiği kültürel kodlarla yakından ilişkilidir.

Halkın kendini yönetmesi, doğrudan demokrasi dediğimiz ilkçağ uygulamalarında dahi yetki alma yada yetki devri biçiminde işlemiştir. Demek ki bir yetki kullanan olacaksa halkın kendi kendini yönetimi, saf haliyle bir doğrudan yönetim değildir. Geleceğe dair ütopyamız yönetim olgusunun ortadan kalktığı bir dünya biçiminde olmalı. Çünkü yönetme ve yönetilme ilişkisi doğası gereği eşitsizliklerden beslenmeye açık bir ilişkidir

Büke Sözüçetin – Londra

734890cookie-checkSiyasetten uzak ‘İnce’ muhabbet

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.