Son kriz ve G-20 reçetesi

Küreselleşme ile tüm ekonomilerin birbirine bağlanma aşamasında emperyalizm ve kapitalist sömürünün yükseldiği iddia edilirken, bunun karşısında liberaller ise, bunun yeni bir medeniyet aşaması ve insanlık için demokrasi platformu olduğunu iddia etmeye yeltendiler. Karşılıklı tezler, hatta saldırılar sürdürülürken patlak veren finansal kriz liberallerin tezlerini ellerinden alabilecek gelişmelere sahne oldu. Bir yandan krizden uzak kalabilmek, diğer yandan da kendi ekonomilerini güçlendirebilmek için ekonomilerin bir tür “ekonomik nasyonalizm” ya da “ekonomik milliyetçilik” akımlarına sürüklenme eğilimi gösterdiği anlaşılmaktadır. Günümüzde gelişebilecek ekonomik milliyetçilik, geçmişteki otarşizm anlamında kapalılık niteliğinde olmayıp, ekonominin dış saldırılara karşı kısmen korunduğu ve piyasa işleyişinin görece kamu denetimi altında işlerlik kazandığı korumalı kapitalizm şeklinde ortaya çıkacağa benzemektedir.

Henüz şekillenme biçimi netleşmeyen yeni dünyasal ekonomik düzen oluşumunun ilk eğilimleri, merkez kapitalist ekonomilerin küreselleşme ile oluşturduğu güçlü sömürü ağları  engellenmeden, görece merkezî yönlendirici bir finans sistemi oluşturulmaya çalışılmaktadır.  Öyle anlaşılıyor ki, merkez kapitalist ekonomiler çıkarlarının bilincinde hareket ederken, çevresel konumlu ekonomiler ise yanlış bilinçlenme içinde hâlâ merkez ekonomilerin ağı içinde sorunlarına çare bulabileceklerini düşünmekteler. G-8’lerin G-20’lere çıkarılarak, nazik politik temaslar çerçevesinde, Türkiye gibi bazı yakın çevresel konumlu ekonomiler etki altına alınarak, iç politika ve uygulamaları denetim altında tutulmaya çalışılmaktadır.

15 Kasım’da ABD’de toplanan ve Türkiye’nin de 16. gelişmiş ülke (!) olarak katıldığı G-20’lerde alınan kararlar, finansal krizle derin bir sarsıntı geçiren küreselleşme akımının ayakta tutulmasına, hatta daha da ileri düzeyde bir atılımla, resesyona sürüklenen ekonomilerin  canlanrırılmasına yönelik olarak görülmelidir. Nitekim, Başkan Bush’un Beyaz Saray’da G-20’ler yöneticilerine verdiği yemekte, serbest piyasa rejiminden geri adım atılmaması, hatta bu sürecin daha da hızlandırılması tavsiyesinde bulunmuştur. Öyle anlaşılıyor ki, yakın çevre ekonomilerin hafifçe girdikleri ekonomik milliyetçilik akımları merkez ekonomileri, sömürü ağlarına engel oluşturabileceği endişesi ile, korkutmaktadır. Başkan Bush’un ileri sürdüğü görüşe giden yollar, daha önceleri bazı Batı basınında işlenmiş idi. Onlar da, aynı şekilde, küresel krize ABD’nin özellikle Çin’e karşı uyguladığı korumacılığın temel neden olduğunu ileri sürmüşlerdi.

IMF’nin bir tür merkezi para otoritesi olması ve onun arkasında ABD’nin başat olması, küreselleşen dünyada, İkinci Paylaşım Savaşı sonrası dönemi hatırlatırcasına, ABD ağırlıklı bir ekonomik sürecin egemen kılınmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. ABD ağırlıklı ekonomik sürecin iki önemli ayaklarından biri finansal süreçlerin devam ettirilmesi, diğeri ise nihaî üretim üzerinden oluşturulan katma değerin büyük bölümünü oluşturan teknoloji tasarımlarının ABD ve merkez ülkelere çekilmesi olarak ifade edilebilir. Böylece, merkez kapitalizm son finans krizini de çevre ekonomilere saçarak, yeni bir raya oturmaya çalışmaktadır. Bu yolla merkez ekonomilerin refah seviyesinde fazla bir gerileme yaşamadan, çevre ekonomilerde proleterleşme ve yoksullaşma derinleşebilir. Söz konusu proleterleşme ve derinleşen yoksulluk, merkez ekonomilerin yönetimindeki IMF tarafından sürdürülen malî desteklerle ayakta tutulabilen siyasal kadrolarla yönetilirken, böylece oluşan yüksek maliyetler söz konusu ulusların gelecek nesillerine transfer edilmeya çalışılmaktadır. Böyle bir sistemde çevre ekonomilerin sadece ekonomik bağımsızlığı (bugün ne kadar varsa!) zayıflatılmış ya da ortadan  kaldırılmış olmaz, aynı zamanda, günümüzde de rahatlıkla görüldüğü üzere, siyasal bağımsızlığı da zedelenmiş, hatta yok edilmiş olabilir! 

__________________

* Prof. Dr.

1595030cookie-checkSon kriz ve G-20 reçetesi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.