Toplumsal Yokoluş Mitingi

Geçen hafta bir miting düzenlendi. Mitingler ve gösteriler, demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Demokrasilerde çoğunluğun yönetme hakkı olduğu gibi, azınlıkların ve muhalefetin de eleştirme ve muhalefet hakları vardır. Bu açıdan, demokratik düzene, kurallara ve yasalara uyulmak koşuluyla gösteriler ve mitingler yapılmasında yadırganacak bir durum yoktur. Buraya kadar normal olan süreç, hafta sonundaki mitingde büyük bir yara aldı. Mitingde açılan pankartlar, basın mensuplarına fiili saldırılar, Türkiye düşmanlığına dönüştürülen hava karşısında herkes rahatsız oldu. Mitinge katılan başta DP lideri Serdar Denktaş olmak üzere herkesi rahatsız eden bu sürecin kıvılcımlarını önceden görmüş ve uyarılarımızı yapmıştık.

Mitingde saldırıya uğrayan Kanal T ekibine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kanal T’nin bir bayan çalışanı, sunucu ve program yapımcısı Çiğdem Aydın, karnına tekme atılarak darp edildi. Kanal T kameramanı Selim Divarcı da darp edildi. Demokratik hak olduğu iddia edilen bir mitingde böyle bir saldırı yapılabilir mi? Bu saldırıyı yapanları polis hemen yakalayıp cezalandırmak durumunda değil midir?

Demokratik hak olarak kullanılan bir gösteride görevini yapan basın mensuplarına tekme tokat saldıracaklar, ülke yetkilileri ve miting düzenleyicileri buna sessiz kalacak. Böyle vandallık ve anarşi olabilir mi? Basın özgürlüğü birilerine serbest olacak, birilerine yasak mı olacak? Bu ülke sahipsiz midir?

Bu konuyu sessizce geçiştirmeye çalışanların çok büyük bir hata yaptıklarını söylemek istiyorum. Yarınlarda yeni saldırılar olursa, bunun önüne geçilemez. Vandallar ve basın düşmanları derhal tespit edilmelidir.

Mitingde Türkiye düşmanı pankartlar açılması ise işin suyunu tamamen bulandırmıştır. Rum ulusal çıkarları için varını yoğunu seferber eden küçük bir grup, siz bunları çok iyi biliyorsunuz, Türkiye düşmanı pankartları ile mitinge leke düşürdüler. Miting, hak arama eyleminden çıktı, Türkiye düşmanlığına dönüştü. Mitinge katılan masum vatandaşlar da bu duruma tepki gösterdiler ve kullanıldıklarını söylediler. Türkiye düşmanı pankart açan bazı sendikacılar da yaptıklarının üstüne soğuk su içtiler. Bu nasıl bir demokratik ülke? Bu sorumsuzların yaptıkları yanlarına mı kalacak?

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği de yaşananlar konusunda sessiz kalmamalıdır. Kıbrıs Türklerinin varlığının güvencesi olan Anavatanın resmi yetkilileri, üç beş çapulcunun demokratik olması gereken eylemleri Türkiye düşmanlığına dönüştürmesine asla sessiz kalmamalıdır. Bu konumda sorumluların cezalandırılmasını talep etmelidir.

Toplumsal Varoluş ismi verilen mitingi, Toplumsal Yokoluş sürecine dönüştürülmeye çalışan mitingde, basın mensuplarına saldıran ve Anavatan Türkiye düşmanlığı yapan şımartılmış Rum sevdalılarına gereken yanıtın bir an önce verilmesini istiyoruz. Bu ülke sahipsiz bırakılmamalıdır. 21. yüzyılda elinde Rum hıyarıyla gezen sorumsuz kişilerin ülkede kaos yaratmasına izin verilmemelidir. 21. Yüzyılda Baraka’larda yaşayanların ruh haliyle vandallık yapanlara asla hoşgörü gösterilmemelidir.

Toplumsal Yokoluş mitinginde darp edilen basın çalışanları Kanal T çalışanı Çiğdem Aydın ve kameraman Selim Divarcı’ya geçmiş olsun diyorum. Demokrasi ve özgürlüklerden nasibini alamamış Baraka kültürü savunucularını kınıyorum.

672740cookie-checkToplumsal Yokoluş Mitingi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.