Türkiye'de faiz-enflasyon ikilemi

Bilindiği gibi, 1980 politikalarının ikinci döneminden, özellikle de 1989 tarihli 32 sayılı kararname sonrasonda, faiz haddi yüksek seyretmiş ve ekonomiye “sıcak para” olarak bilinen döviz girişi artmıştır. Böylece, ekonomide geçmişte sıkıntısı çekilmiş olan döviz darboğazı, yapay da olsa, aşılmış oldu. Zaten, 1980’li yıllar ve sonraki dönemler, spekülatif sermayenin tüm dünyayı  serbestçe dolaştığı finansal serbestleşme dönemi olarak nitelenir.  Finansal kesimin ağırlık kazandığı açamada, finansal kurumların stoklarını hızla erittiği için enflâsyona yer yoktur, buna karşın, spekülatif fonların önemli gelir kaynağı olduğu için de yüksek faiz politikası öne çıkar. Petrol politikasına analojik olarak, finansal akımlara uygun para politikaları da, spekülatif kaynakların merkez ülkelerini zenginleştirirken, bu fonlara âcilen gereksinme duyan yoksul ekonomileri ise daha da yoksullaştırır. İşte, böyle bir ortamda  Türkiye’de de geçen hafta toplanmış olan Ekonomik Konsey’de yüksek faiz ve enflâsyon konuları tartışılmış. Basından edindiğim bilgilere göre, faiz haddi ve enflâsyon konuları maddî alt-yapıları itibariyle değil, kısa dönemli göreli etki ve sonuçları açılarından ele alınmış gibi gözüküyor. Bu yazıda söz konusu Komisyon tartışmalarını ve sonuç kararlarını değil, kendi görüşüm çerçevesinde Türkiye için bir uygulama yolu denemk istiyorum.

Birinci adım olarak, enflâsyon ile reel ekonomi arasındaki ilişkiyi inceleme altına alalım. IMF tanısından da hareket ederek, enflâyona para arzındaki artışın, para arzındaki artışın da bütçe açığığının neden olduğu aşamasına kadar gelebiliriz. Buraya kadar bir yanlış yok, ama burada durmak diyalektik analiz yöntemi açısındanm eksiktir. Zira, sorgulamayı bütçe aşamasının da gerisine taşıyarak, bu açığa neyin yol açtığının sorgulanması gerekir. İştye bu noktada, parasal ekonomi alanından reel ekonomi alanına geçmiş oluyoruz. Bir dizi neden yanında bütçe açığına yol açan en önemli nedenin, ekonominin genel verimsizliği ve bundan dolayı kayıt dışı faaliyet alanının ve vergi kaybının yaygınlığı olduğunu saptarız. Kamu kesimindeki israf ve sair nedenleri yadsımadan, basit bir genelleme ile, enflâsyonun temel nedeninin ekonominin verimsizliği olduğunu saptamamız büyük bir yanlış oluşturmaz.

İkinci aşamada faiz haddi ile reel ekonomi arasındaki ilişkiye yönelecek olursak, fazi haddi ile, yatırım ve tüketimin ters yçnde hareket ettiğini söyleyebiliriz. Bu nedenledir ki, Merkez Bankaları enflâsyona karşı faiz silahını kullanmaktalar, bazı durumlarda başarı da sağlayabilmekteler.

Enflâsyonu denetlemede Türkiye’de  Merkez Bankası faiz silahını kullanmaktadır. Faiz silahı tüketimi kısarken, yatırımları da gerileterek, gerçekten enflâsyonu baskılayabilmektedir. Bunun da ötesinde, yüksek faizle ekonomiye giren döviz ithalatı görece ucuzlatarak enflâsyona fren işllevi görebilmektedir. Ekonomiye giren dövizin iç likidigeyi artırma etkisini bir tarafa bırakırsak, kısa vadeli siyasetçi gözü ile gerçekten faiz silahı enflâsyonu önlemede önemli bir araç olarak görülebilir.

Fakat hikâye bu kadar basit değil! Türkiye’de enflâsyon ve aşırı tüketim ne de aşırı yatırımdan kaynaklanmaktadır. Türkiye’de enflâsyon yapısaldır ve ekonominin verimsizliği ve üretim yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Yâni, mesele kısa dönemli deği uzun dönemlidir. Türkiye’de enflâsyonu yenmenin en önemli, belki de tek yolu ekonomide verimliliği yükseltmek ve üretimi arttırmaktır.

Bu saptamaların geçerli olduğu varsayımı altında, Türkiye’de faiz haddi salt tüketimi kısma ve/veya carî açığı finanse etme aracı olarak değil, aynı zamanda üretim üzerinde de önemli etkisi olan, iki tarafı kesen güçlü bir kılıç olarak görmek gerekir. Siyasetçi olaylara ve çözüm önerilerine kısa dönemli bakara, ama akademik çevrelerin meseleye uzun dönemli yaklaşması gerekir.

Bu yazı bir saptama yazısıdır. Gelecek sefere, Türkiye gibi kalkınmakta olan çevresel konumlu ekonomilerde optimal faiz haddinin ne olması ve nasıl saptanması gerektiği konusundaki düşünceşerimi okuyucularla paylaşmak üzere, esenlikler dilerim!

________________

* Prof. Dr.

1594930cookie-checkTürkiye'de faiz-enflasyon ikilemi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.