Yargıtay’ın çalışma yaşamının uyuşmazlıklarına yorumu

1975 yılında, kurucu ve Başkan olan, Prof.Dr.Kemal Oğuzman’ın başlattığı bu gelenek devam ediyor. İlk yıllar da, bu değerlendirme seminerleri 3 gün sürerdi. Birinci gün İş Yasası, ikinci gün Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, son gün de Sosyal Sigortalar Yasası’nın, uygulanmasına ilişkin, Yargıtay’ın ilgili 9 ve 10.Hukuk Daireleri’nin kararları değerlendirilirdi.

Yargıtay’ın ilgili daire başkanları, üyelerinden bazıları ile tetkik hakimlerinden ve iş mahkemesi hakimlerinden de katılım olurdu. Değişik üniversitelerin, iş ve sosyal güvenlik hukuku öğretim üyelerininin yanı sıra, işçi ve işveren kuruluşlarından, avukatlardan da katılanlar olurdu.

İlk yıllarda, ışıklar içinde olsun, 10.HD. Başkanı Mustafa Çenberci ile, sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı da olan, 9.Hukuk Dairesi üyesi Mahmut Çuhruk’un, her söz alışların da, güzel türkçe ve anlatımları ile yorumları, hala güzel bir anı olarak yaşamaktadır.

Yıl içinde verilen örnek kararlar, yayımlanan ya da, daireler tarafından verilen kararlar, sınıflandırılarak, her yıl değişik bir öğretim üyesi tarafından değerlendirilir ve sunulur. Sonra görüşler belirtilir, Yargıtay dan gelenler de, bu değerlendirmelere yanıt verirler, ya da dikkate alarak, daha sonraki kararların da değerlendirirlerdi. Bu görüşmeler, gelecek kararalara da ışık tutardı. İçtihadlar oluşurdu.

12 Eylül 1980 sonrası, bir süre yapılamayan bu toplantılar, sonra yeniden başladı. Ve bu yıl 2012 yılı kararlarının değerlendirildiği, 33. Toplantı, Ankara Hukuk Fakültesi Salonun da gerçekleşti. İki gün boyunca yoğun bir katılım ve katkı ile de sonuçlandı. Şimdi tebliğler ve tartışmalar, banddan çözümlenerek kitap haline de getirilecek. Gelecek yılın toplantısı ise sonbahar da ,İstanbul da gerçekleştirilecek.

Prof.Dr.Kemal Oğuzman’ın, yaşamı boyunca Başkanlığını yaptığı Milli Komite de, görevi Prof.Dr.Münir Ekonomi devr almıştı. Ankara’dan, Prof.Dr.Sarper Süzek’in Başkanlığı’n dan sonra da, iki yılı aşkın süredir Başkanlığı, İzmir’den Prof.Dr.Polat Soyer sürdürüyor.

Uzunca bir süredir, bu toplantılar iki gün olarak gerçekleşiyor. Birinci gün İş yasaları, ikinci gün de sendika ve toplu sözleşme düzenine ilişkin yasal düzenleme, sonra da sosyal güvenlik ile ilgili yasal düzenlemeye ilişkin kararlar değerlendiriliyor. Yargıtay’da, önceden bu konuda iki olan daire sayısının, günümüz de beşe çıktığı göz önüne alındığında, çalışma yaşamında sorunların ve uyuşmazlıkların giderek arttığını, belirtmek zorundayız. Yeni yasal düzenlemeler de, uyuşmazlıkları azaltmıyor, giderek daha da arttırıyor. Yargıtay’ın iş yükünün büyük bir bölümünü de, çalışma yaşamındaki uyuşmazlıkların olduğu da, bu gelişmeler sonucu açıklıkla görülüyor.

Bu yıl ilk olarak, “İş İlişkisinin Kurulması, Hükümleri ve İşin Düzenlenmesi” tebliğini, Prof.Dr.Öner Eyenci sundu. Titiz bir hukukçu olarak tanınan Prof.Dr. Eyrenci, daha önceki yıllarda da sunum yapmıştı. Uzun bir aradan sonra, kararları, Eyrenci’nin yorumlamasıyla izlemek, son derece yararlı oluyor.

Şimdi, emekli olan, Prof.Dr.Fevzi Şahlanan ise, “İş İlişkisinin Sona Ermesi ve Kıdem Tazminatı” konusunda tebliğini verdi. Geçtiğimiz haftalar da, başka bir sunumunu da, İstanbul da dinlediğimiz hocamızın, bu anlatımı ve içeriği ile, iş hukuçularının emekli olmadığını ve yaşlanmadıklarını belgelemesi de güzeldi.

Yıllardır, kıdem tazminatı konusunun, ya da yasadaki sadece bir maddenin, bir başka anlatımla da, 1475 sayılı İş Yasası’nı toptan yürürlükten kaldırılıp, 4857 sayılı Yasa ya geçerken, değiştirilmeyip aynen kalan bu maddenin, her yıl artarak uyuşmazlıklarının devam ettiği gerçeğini yaşıyoruz.

Bu günler de, yeniden gündeme getirilen, Çalışma Meclisi toplantılarının, gündem konusu olan, 40 yıldır fon tartışmalarını sürdüğü ve herhalde yine rafa kaldırılacağı dikkate alındığında, konunun önemi daha da ortaya çıkmaktadır. Ve de taraflar arasında bu konuda yıllardır bir uzlaşma zeminini oluşmaması, sosyal diyalog ve uzlaşma kültürünün neresinde olduğumuzu da belgelemeketedir. Hükümetin, sosyal tarafların onayını alabilecek bir uzlaşma metnini, ortaya koyamama politikasını da sergilemektedir.

İkinci gün, Ankara’dan genç bir iş hukukçusu, Doç.Dr.Süleyman Başterzi, “Toplu İş İlişkileri” tebliğinde, örgütlenme ve sendikalar konusunda, sadece işçilerle ilgili değil, kamu görevlileri, yani memurların sendikaları ile de ilgili, yasal düzenlemenin uygulamasından doğan uyuşmazlıklar sonrası, verilen kararları değerlendirdi.

Sendikalar ve toplu iş sözleşmesi düzenine ilişkin, 2821 ve 2822 sayılı, 12 Eylül sonrası çıkartılan yasalar, geçen yıl yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni yürürlüğe giren, bu kez tek yasa olan ancak, büyük değişiklikler getirmeyen düzenlemenin getirdiği uyuşmazlıklar ise, seneye önemli gündem maddeleri de getirecektir.

Son tebliği ise, “Sosyal Sigortaların Genel Hükümler ve Türleri” konusun da ki kararları, bu alanın önemli ismi, Prof.Dr. Nurşen Caniklioğlu değerlendirdi. Büyük reform olarak sunulan bu yasanın her yıl sürekli değişikliklerle, izlenmesinin bile güç olduğunu yaşayarak görüyoruz. Son yıllarda da, hem hizmet sunumunda yapılan kısıtlamalar, hem prim alacakları konusunda ki düzenlemelerde, uyuşmazlıkların daha da artmış olduğu, bu sunum çerçevesinde açıklıkla görüldü.

Dolu dolu iki gün, hukuksal zeminde doyurucu bir süreç yaşandı. Yurdun değişik üniversitelerin de görev alan bazı öğretim üyelerinin, izlemek için gelmeleri, İstanbul, Adana, İzmir’den sonra, başka illerden de avukatların yoğun katılımı, seminerin yararlı olduğunu belgelemektedir.

Yargıtay’ın, 9-10-21-22 ve 7. dairelerinin başkan ve üyeleri ile tetkik hakimlerinin ve bazı iş mahkemesi hakimlerinin de katılımı, uyuşmazlıkların ve kararların değerlendirilmesinin ötesinde, dikkate alındığını da göstermektedir.

Dernekler Yasası gereği, yeni statüsü ile İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Derneği’nin (Milli Komite’nin), Başkanı Prof.Dr.Polat Soyer ve yönetimi ile, katkıda bulunanlara, bu düzenlemeleri ile ilgili olarak teşekkür etmek gerekiyor.

Sendikalar ve toplu iş sözleşmesine ilişkin düzenlemenin yeni yürürlüğe girmesi ile uyuşmazlık konuları çıkmağa başlamıştır. Sosyal Güvenlik Sistemi’n de, sorunlar her geçen gün artmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın uygulamasının da başlaması sonucu, uyuşmazlıklar yargıya intikal ettiğinden, kararlar çıkmaya başlayacaktır. Bu gelişmeler, gelenekselleşen ve 33 yıldır süren bu uygulamanın açılımını da, zorunlu olarak gündeme getirecektir.

Gelecek yıllar da, üç güne çıkarılmasını, ya da bahar ve sonbahar da, ikişer günlük iki düzenleme yapılmasının da, kaçınılmaz olarak gündeme geleceğine hazırlıklı olmalıyız.

Bilimsel tutarlılığından taviz vermeyen Derneğin, bu düzenlemeleri gerçekleştirilmesinin maddi sorumluluğuna, sosyal tarafların katkıda bulunması, her şeyden önce sistemin doğru işlemesi için yararlı bir katılımdır. Bu duyarlılığın gösterilmesi ve Oğuzman hocamızın başlattığı, süren bu geleneğin, işlevini zenginleştirerek, çalışma yaşamının içinde varlığını sürdürmesini dileyelim.

İstanbul. 26 Kasım 2013. Salı. [email protected]

1556600cookie-checkYargıtay’ın çalışma yaşamının uyuşmazlıklarına yorumu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.