Sinema, zaman yolcularının unutulmazlığa bıraktığı hareketli resimlerdir. Aktörlerin ve aktiritslerin hayat verdiği ruhlar, artık sonsuza dek kaybolmazlar.
Sektörde basit söylencelerden öteye gitmeyecek işler de yapılıyor ama bazı sinema filmleri; konusu, işleniş tarzı ve kullanılan sinematografik teknikler ile unutulmaz olurlar.
FabUK Production ve 24 Kare Yapım tarafından Türkiye’de çekimlerine başlanan “Yemek Türkiye” de bunlardan biri. Ali Kaygısız genel yönetmenliğinde dokuz şehirde dokuz yönetmen tarafından çekilecek farklı öyküler, filmin ana omurgası etrafından birleşiyor.
Yemek, bambaşka hikayelere ve bakış açılarına sahip insanları buluşturan tek ortak noktadır. Kavgalar nerde başlarsa başlasın, yemek masasında biter. Yemekler çeşitli yiyeceklerin birleştirilmesinden elde edilse de; birleşen aslında insan hikayeleridir. Her yemek farklı bir duygu durumunun yansımasıdır. Bu yönüyle insan ve yemek birbirine çok benzer.
İngiliz yazar, sanat tarihçisi, antikacı ve politikacı Horace Walpole Türk senarist Ebru Cengiz Ergen’in kaleminden beyaz perdeye aktarılıyor. Yemek Türkiye filminde Walpole, kendi difadesiyle “tüm yaşamının en güçlü duygusu” olan annesinin hatırasını onurlandırmak için çağlar boyunca unutulmayacak lezzeti yaratma çabasındadır. Zaman paralel akar ve aynı hırsı paylaşan iki ruh yeterince acı çekmişse; zamanın bir yerinde buluşurlar. Türkiye’nin en çok izlenen yemek yarışmasında sonuncu olarak küçük düşürülen Rüya, onurunu kurtaracak yeni bir yemek tasarlamaya çalışır. Horace ve Rüya’nın yolu Strawberry Hill’de kesişir. Horace, tutkusunu tamamlamak için eksik olan yemeğin hikayesini keşfetmek için Rüya’nın hikayelerini dinler. Rüya, gastronomi başkenti Türkiye’ye ait farklı yemekleri insan psikolojisi ve dramalarıyla sentezlenen bakış açısıyla anlatmaya başlar.
Türkiye’nin birbirinden güzel şehirlerinin sunacağı görsel şölen, İngiliz tarihinin büyülü görkemiyle birleşiyor.
- İstanbul
- Ankara
- Bodrum
- Kapadokya
- Kahramanmaraş
- Sivas
- Bingöl
- Gümüşhane
- Diyarbakır
