Ergök’ün “Karaoğlan’ı kaybettik” başlıklı mesajı aynen şöyle:
“Değerli Üyeler ve Dostlar,
Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinin son elli senesine damgasını vurmuş, eski Başbakan, Kıbrıs Fatihi Sayın Bülent Ecevit’i kaybettik. Acımız büyüktür.
1957 yılında CHP’den parlamentoya giren Bülent Ecevit’in siyasi kariyeri 1963 tarihinde İnönü Hükümetinin Çalışma Bakanı olması ile büyük bir ivme kazandı. Sayın Ecevit’in çalışkan, genç, dinamik, insancıl, halktan ve haktan yana özellikleri son derece kibar tavırları ve şiir gibi Türkçesi ile birleşince hem parti içinde yükseldi, hem de Türk halkının kalbini kazandı. Bakanlığı sırasında işçi sınıfının sendikal hakları için büyük çaba harcadı. 1972 yılında İsmet İnönü yerine CHP’nin başına geçen Ecevit, 1974 yılında patlak veren Yunanistan Cuntasının Kıbrıs adasını ilhakı ve Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızın tüm dünyanın gözü önünde katliamı sonucu garantör devlet olma haklarımızı kullanarak; zamanın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bugün birçok siyasetçinin alamayacağı cesur kararı alarak adaya çıkartma yapmış ve olası soykırımı engellemiştir. O’nun bu cesur kararı Kıbrıs Türk’ünün 30 yılı aşkın süre barış içinde yaşamasını ve en önemlisi bir devlete, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip olmasını olanaklı kılmıştır. Ne yazık ki bugün, yanlış politikalar sonucu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizin geleceği tehlikeye girmiştir.
1970’li yıllarda Kıbrıs Fatihi ve halkın Karaoğlan’ı olarak ezilmiş kitlelerin umudu olmuş, halk O’nu Atatürk’ten sonra hiç bir lidere nasip olmamış bir sevgi ile bağrına basmıştır. 12 Eylül 1980 Askeri Cuntası ile siyaset yapması yasaklanan Bülent Ecevit 1987 tarihine kadar asıl mesleği olan gazeteciliğe
geri dönmüş, 1987 yılında yasağın kalkması ile tekrar aktif siyasete dönmüştür.
Sayın Bülent Ecevit doğruluğu, dürüstlüğü, çalışkanlığı, kararlılığı, insana verdiği değer, liderlik vasıfları ve Türkçemizi kullanmadaki ustalığı, kibarlığı ile Türk siyasi sahnesinde yeri doldurulamayacak bir liderdir. Ecevit oy kaygısı gütmeden halkının ve ülkesinin geleceği için doğru bildiklerini yapan cesur bir liderdi. 5 kez Başbakanlık yapan Bülent Ecevit zaman olmuş koltuğunu kendisi bırakmış, zaman olmuş, bir sürü hakaretlere rağmen ülkesinin çıkarları gerektirdiği için bırakmamakta direnmiştir. 12 Eylül Askeri İdaresi dahi O’nu susturamamıştır. Yasaklı olduğu dönemde 1981 yılında “Arayış” Dergisini çıkarmış, dergi 1982 yılında kapatılmıştır. O, bildiklerini ve inandıklarını her zaman söylemiştir. Rahmetli Uğur Mumcu’ya verdiği yanıt çok ünlüdür. İnsanlar eğer inandıklarını söylemeselerdi, bugün hala dünyanın düz olduğuna inanacaktık demiştir. Sayın Ecevit tüm güçlüklere rağmen onurlu bir dış politika izlemeyi ve devlet adamı olmayı başarmış bir siyasetçimizdir. Siyasete girmek isteyen gençlerimizin ondan öğreneceği çok şey vardır. O’nun fikirlerini beğensinler ya da beğenmesinler mutlaka etüt etmek zorundadırlar.
Bülent Ecevit aynı zamanda şair, gazeteci, çevirmen, sanatçı ve yazar kişiliği ile de Türk edebiyat tarihinde yer edinmiş ender siyasetçilerimizden biridir. Sanata ve sanatçıya büyük değer veren Ecevit Türk siyaset tarihinin en nazik ve en romantik simalarından biriydi.
Sayın Ecevit, ülkesi ve halkına olan sorumluluk ve görev bilinci ile rahatsız olduğu halde, hain bir saldırı sonucu şehit düşen Danıştay üyesi Sn. Mustafa Yücel Özbilgin’in 18 Mayıs 2006 tarihinde düzenlenen cenaze törenine katılmış, üzüntü ve yorgunluk zayıf vücudunun iflasına neden olmuş, aynı akşam geçirdiği beyin kanaması sonucu kaldırıldığı Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde maalesef 05.11.2006 tarihinde hayata gözlerini yummuştur.
Türk Milletinin başı sağolsun. ”