AÇIK GAZETE’DEN… Remzi Gür’e sorular

Türkiye, Londra’da yaşayan işadamı Remzi Gür’ü AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın çocuklarını okutması ve Erdoğan ailesini Ekinlik’teki yazlığında misafir etmesiyle tanıdı. Londra’da yaşayan işadamı Londra MÜSİAD Başkanı’ydı. Son iki dönemdir de Türk-İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası (Turkish British Chamber of Commerce and Industry-TBCCI) Yönetim Kurulu Başkanı.

Beni telefonla arayarak kendisi aleyhine haber yaptığımız savıyla hakaret etti. Telefondaki hakaretlerini kendisine iade ettiğimizi buradan da teyit ederiz. Kendisine yasalara ve etik kurallara saygılı olduğumuzu yazıya ilişkin kendisinin bir açıklama gönderebileceğini ayrıca yargı ya da meslek kuruluşlarımıza da gidebileceğini söyledik. Bize, “Siz kimsiniz ki size açıklama yapayım” dedi. Biz de kendimizi “Toplumun avukatı” olarak tanıttık. Kendisi de aleyhine yazı yazamayacağımızı, yargıya da gitmeyeceğini fakat bizim anladığımız dilden konuşacağını söyledi… Yani beni tehdit etti… TBCCI gibi bir kurumun başındaki bu şahsın konuşma yöntemini öncelikle kınıyor ve tehditini de basına saldırı olarak alıyoruz. Gür bu tavrıyla, olayı başka bir boyuta taşıdı ve beni de bu yazıyı kaleme almak zorunda bıraktı.

Tartışmaya konu olan haberi yerel olduğunu varsayıp Türkiye’deki ulusal basına geçmedik, Açık Gazete’de de (ana sayfa yerine) İngiltere sayfasında “Gür, Genel Sekreteri Alp ile yolları ayırdı” başlığıyla yayınlamıştık. Gür’ün aradığı zaman da haber çoktan arşive düşmüştü… (Aşağıdaki linkten de okunabilir)

Kısaca haberde TBCCI Yönetim Kurulu Başkanı’nın Yönetim Kurulu kararı olmaksızın (ya da öncesinde) 6 yıllık sekreteri Feride Alp’in işine son verdiği ve sekreterin de yasal yola başvurması üzerine kovulma nedenini kimseye açıklamamak üzere özel bir anlaşma ile yüklüce bir tazminat ödediği belirtiliyordu. Bu tazminat haliyle TBCCI üye aidatlarından karşılanacaktı.

Her işveren çalışanıyla bir gün yolları ayırabilir. Bu son derece normal… Üyelerinin çıkarları ve topluma hizmet amacıyla kurulmuş, şeffaf çalışması gereken bir kurumda eğer usulüne uygun davranılmamışsa basın bunu elbetle haber yapar. Biz size yalnızca ayna tuttuk. Aslında kızdığınız aynada gördüğünüz kendiniz…

19 MAYIS’TA İPLER KOPTU

Haber konusunda biraz daha ayrıntılı bilgi vereyim. Nisan’ın ilk günleriydi. Sayın Büyükelçi’nin de bulunduğu British Airways’in Ankara’ya uçuşunun tanıtım gecesinde TBCCI Genel Sekreteri Feride Alp, 19 Mayıs’ta TBCCI’ın geleneksel balosu olacağını ve bu mutlu günde Atatürk’ün Samsun’a çıkmasının aynı anda kutlanacağını mikrofondan herkese duyurdu. 19 Mayıs Gecesi, Alp’in dediği gibi geçmedi. Türkiye’deki kutlamalardan hiç söz edilmedi. Hatta konuk bakan Ali Babacan da (Gür’ün oğlu ile bacanak) günün tarihinin Türkiye açısından önemine ve Türkiye’de yapılan kutlamalara değinmemeye özen gösterdi. Haberde 19 Mayıs kutlamasına Gür’ün, kurumda İngiliz üyelerin de bulunduğu bahanesiyle karşı çıktığını yazmıştık. Peki aynı TBCCI üyelerine iftar yemeği vermesine ne demeli?

Haberimizde de değindiğimiz gibi balo organizasyonu, Yönetim Kurulu Başkanı ve Sekreter’in anlaşmazlığında bardağı taşıran son damla olur ve yukarıda anlattığımız usulsüz işten çıkarma yaşanır… Biz de olup bitenleri biliyorduk ve toplumun haber alma özgürlüğü çerçevesinde objektif olarak dile getirdik.

Açık Gazete haberlerini izinle kullanan Londra’daki yerel gazete Star’ın editörü de “haber değeri” gördüğünden bu haberi “Sürpriz Ayrılık” başlığıyla kapaktan verdi. Ertesi gün Star gazetesinin bayilerden toplatıldığı haberi geldi. İngiltere’de basın yayın hakkını engellemek son derece ciddi bir suçtur. Allahtan internette böyle bir şansları olmadı.

AÇIKLAMA DA USULE UYGUN DEĞİL!

Açık Gazete’deki habere olumlu olumsuz yorumlar da geldi.  Biz gönderilen imzalı, hakaret içermeyen bütün yorumları işimize gelsin gelmesin haberin altına ekledik tabii… Bu arada TBCCI’da çalışan bir memur, kendi imzasıyla Londra’daki bütün yerel basına, aşağıdaki açıklamayı geçti. Açıklama’nın altında da Feride Alp’in kendilerine gönderdiği bir başka kısa açıklama vardı.

Açıklamalar aynen şöyle:

“Sayın Basın Mensubu, Gecen hafta, Feride Alp’in TBCCI’dan ayrilmasiyla ilgili asılsız ve üzücü haberler bazi gazetelerde yer almış olup bu konuda Feride Alp’in basın açıklamasını aşağıda bulabilirsiniz. Saygılar. Nazife Kocaman”

“Sayın ilgili, Ticaret Odasından ayrılmam nedeniyle benimle röportaj yapmak isteyen hiç bir gazeteciye ayrılma nedenim hakkında hiç bir demeç vermediğimi vurgular Odadan ayrılışımın karşılıklı iyi niyet anlaşması ile gerçekleştiğini teyit ederim. Saygılarımla, Feride Alp”

TBCCI memurunun böyle bir açıklamaya yetkisi yok! Üstelik haberin neresi “asılsız”, neresi “üzücü” ve “doğrusu nedir” belirtmeyi unutmuş. Feride Alp’in mesajındaki adres ise biz basın değiliz. Sanırım söz konusu haber yayınlandıktan sonra Alp’e “Neden konuştun? Anlaşmayı bozdun?” baskısı yapılmış olmalı ki “Ayrılma nedenimi kimseye açıklamadım” diyor. Böylece bir anlamda bizim yazdıklarımızı da doğruluyor. Ayrıca haberimizde Alp ile konuştuğumuza ilişkin ya da onun açıklamasına ters düşecek herhangi bir ifade de yok.

Gür, TBCCI Yönetim Kurulu ya da kendisinin yapması gereken açıklamayı memuruna yaptırmakla yine bir yanlışın içine düştü. Haberde adı geçmeyen şahısların Gür’ün avukatı olmadığı sürece Gür adına açıklama yapması da doğru değil…

TBCCI KAN KAYBETTİ

Gür’ün TBCCI’daki usulsüz yönetimi yalnız bununla da sınırlı değil. TBCCI Yönetim Kurulu Başkanı olarak geçen aylarda çatı örgütü İngiltere Türk Dernekler Federasyonu’ndaki bazı örgütleri “tabela derneği” olmakla suçladı. Oysa TBCCI Yönetim Kurulu’nun bundan da haberi yoktu. Gür, TBCCI’ı Federasyon içinde pasif kılarak Federasyon’un genelde toplumsal ve özelde lobi çalışmalarını da olumsuz etkiledi.

Gür yönetiminde TBCCI’ın sürekli kan kaybettiğini de söyleyebiliriz. TBCCI üyesi gençler ve Kıbrıslı Türkler ayrı çatı altında örgütlenmeye başladılar. Oysa bir avuç toplumda birlikten güç doğardı.

Bu Açık Gazete’nin “dördüncü kuvvet” olarak yorumu. Bu eleştirilere tahammülü olmayan birisinin demokratik bir kurumun yönetiminde ne işi olabilir ki?

GÜR’E SORULAR

Gür, memurun öne sürdüğü gibi haberimizin asılsız ve yalan olduğunu söylüyorsa şu soruların da yanıtlandığı “doğrusunu” bize açıklayabilirdi. Hâlâ geç değil. Bu yazının altındaki “Yorum Yaz” bölümünü tıklayıp, yazsın. Açıklamalarıyla bizi mahçup etsin. Ya da yanıtlarını bize değil ama TBCCI’ın üyelerine de gönderebilir… Biz nasılsa “Toplum avukatı” olarak gözlüyoruz…

– Genel Sekreter Feride Alp’in işine Yönetim Kurulu Kararı olmaksızın mı (ya da öncesinde) son verdiniz?
– Genel Sekreter Feride Alp ile Yönetim Kurulu kararı olmaksızın (ya da öncesinde) özel bir anlaşma yapıp kendisine tazminat ödediniz mi?
– Hangi tarihte ve neden Feride Alp’i kovdunuz? (Kovdunuz diyoruz çünkü tazminat ödediniz)
– Yönetim Kurulu’na kovma ve özel anlaşmayı ne zaman açıkladınız?
– Feride Alp ile yapılan anlaşmanın tam içeriği nedir?
– Bu tazminatın miktarı nedir ve kim ödedi?
– 19 Mayıs’ta yapılan geleneksel TBCCI Balosu’nda günün Türkiye için önemi neden unutuldu?
– Devlet Bakanı Ali Babacan 19 Mayıs’ın öneminden söz etti de konuklar mı duymadı?
– Haberde çok kısa özgeçmişiniz verilirken sözü edilen özelleştirmeye katıldınız mı?
– Federasyon’daki TBCCI’ın üyeliğinin pasif konuma sokulması, diğer üye derneklere yapılan suçlamalarınız TBCCI Yönetim Kurulu kararı mı?
– Telefonda sözünü ettiğiniz “Bizim anladığımız dil” nedir?

Gür’ün yakın çevresinden bana gelen bir telefon üzerine de şu açıklamayı yapayım. Açık Gazete olarak bizim hiç bir kimseyle hiç bir kişisel sorunumuz yok. Biz haberi insanları karalamak için yapmayız. TBCCI Yönetiminde söz konusu usulsüzlüğü yapanın adı Remzi değil Ali, Veli olsaydı yine yazardık. Sivil toplum örgütleri şeffaf olmalı. Herşey açık açık yapılmalı ve dışarıdan gelen sorulara da net ve açık yanıtlar verilebilmeli… İşinize gelen haberi yapalım, gelmeyeni es geçelim… Yok öyle şey!

DEVLET ÇİFTLİĞİNİ UCUZA ALDI

Bence, “Gür’ü asıl kızdıran TBCCI olayından öte, kısa özgeçmişinde sözünü ettiğimiz devlet çiftliğini kelepir olarak satın almasını yazmamızdı” diye düşünüyorum. İnternette Google’a giriniz ve Remzi Gür adıyla küçük bir araştırma yapınız. Türkiye’nin en çok satan ulusal gazetelerinden Akşam‘da  Remzi Gür’ün  memleketi Kastamonu’da 1.5 milyon YTL değer biçilen devlete ait 480 dönümlük Çakallar Hindi Çiftliği’ni yatırım şartıyla yaklaşık 300 bin YTL’ye satın aldığını okuyacaksınız. 300 bin YTL ile Londra’daki işçi mahallesi Hackney’de 50 metrekarelik tek göz odalı eski bir daire bile satın alamazsınız… Akşam’ın bu haberinde eksiklik ya da fazlalık varsa bunları da bir açıklama ile düzeltebilir… Ama önemli olan rakamlar değil özelleştirmeye katılmasıdır…

Şimdi siz Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakın arkadaşım diyeceksiniz, çocuklarını okutacaksınız, başbakan ve ailesini yazlığınızda kışlığınızda misafir edeceksiniz, Devlet Bakanı Ali Babacan ile aynı aile fotoğrafında yer alacaksınız sonra da özelleştirmeye katılıp devlet çiftliğini yok pahasına satın alacaksınız. Bu olay İngiltere’de olsaydı yer yerinden oynardı. Bu olayda herhangi yasadışı bir şey yok yalnızca etik değil… Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen hafta Tony Blair ile görüşmeye geldiğinde eğer basın toplantısı düzenleseydi, gazeteci arkadaşlarıma da söylediğim gibi kendisine bu soruyu soracaktım. Ama Gür’e sorabilirim:

“Yaptığınız etik olarak doğru mu?” Gür’ün bana, “Sana ne?” dediğini duyar gibiyim ama bu doğru cevap değil… Kısaca “Evet” ya da “Hayır…”

Yeri gelmişken İngiltere’de yaşanan son derece yasal fakat etik olmayan bir olayı aktaralım hemen. Bu yaz, İşçi Partisi’nin Parlamento’nun üst kanadına lordluk ünvanı için aday gösterdiği isimlerin çoğunun, son dönemde partiye yüklü miktarda bağış ya da kredi verdiği  ortaya çıktı. Olayda herhangi bir yasadışılık yok. İşçi Partisi de sonuçta kendisine değer verenlere değer vermiş… Fakat yapılanlar etik bulunmadığı için şimdi 3 kişi tutuklu. Geçen ay polis 50 kişiyle görüştü. İşçi Partisi’nin finansman sorumlusu Lord Levy ifadesi alınanlar arasındaydı. İngiltere’deki ulusal basına göre Başbakan Tony Blair’e de sıra geliyor ve Blair bu olaydan dolayı siyasi kariyerinin en sıkıntılı günlerini yaşıyor.

Bir Türkiye’den bir İngiltere’den etik kontrol konusunda örnek verdim. Türkiye’de etik kuralların ihlali şimdiye kadar yargıya yansımadıysa, yansımayacağı anlamına gelmez!

Değerli okurlarım gelişmeleri (eğer olursa) bu köşeden aktaracağım yine…

İLGİLİ HABER: Gür, Genel Sekreteri Alp ile yolları ayırdı
İLGİLİ KÖŞE YAZISI (AKŞAM): Esin Gedik… Gür’ün başını ağrıtan istifa

***

YAZININ İNGİLİZCESİ VE GELEN YORUMLAR AŞAĞIDADIR…

The Questions for Remzi Gur

Turkey has recognized Remzi Gur by his support to study of AKP Party leader Tayyip Erdogan’s children and his hospitality of the Erdogans in his summer house, Ekinlik. He was a businessman London residing the chairman of MUSIAD. He is at present the Chairman of Turkish British Chamber of Commerce and Industry (TBCCI) in the last two periods.

He phoned me and accused at me by swearing because of apparently our news against him. We do confirm hereby we refuse all his accusations. We told him that we were respectful to the law and ethical principles and also made it clear that he could send us an explanation and he could exhaust the judicial avenues as well. Remzi Gur told us on the phone, “Who are you, I should make an explanation to?” We acknowledged ourselves as “The advocates of the society.” He told us he would not go for the judicial avenue however instead he would speak the language we understand. In other words, he threatened to me. We perceive his threat as an attack to the press from a person who is at top of an organisation like TBCCI. Gur has taken the event to another dimension and in doing so he forced me to write this article.

We treated these news as local and did not publicize in national press so that took place as “Gur has separated the roads by General Secretary Feride Alp” in Acik Gazete’s England section. When Mr Gur had called me the news has been dropped to archive already. (Refer to the relevant link for the news) In sum up, the news was revealing that Feride Alp after 6 years of serving, was fired following challenging the decision of sucking. It has been understood that she was paid a substantial amount of compensation. Naturally that compensation had to be afforded by contributions of the members of TBCCI without knowledge of General Board.

Any employer may end a job contract one day. This is understandable… Of course, in an organisation such as TBCCI, if there is a lack of accountancy and transparency, the press is expected to go forward and unravel the facts. That is nothing more than a reflection of the events. In fact, it is your reflection in the mirror that you look at it.

THE BREAK TAKEN PLACE IN 19TH MAY

Let me give more details about the news coverage. It was the beginning of the April. General Secretary Feride Alp announced that there would be a TBCCI ball and at the same night, 19th May celebrations would be celebrated in conjunction in the inauguration of the British Airways flights to Ankara. In 19th May celebrations did not take place as Feride Alp announced. Nothing was heard about the celebrations in Turkey. Even guest minister Ali Babacan and (Gur’s son Babacan brother-in-law) on that day, avoided to emphasize the importance of the day and celebrations in Turkey. We also wrote Remzi Gur had objected the celebrations because of the TBCCI’s British members. But then what about giving away iftar to the TBCCI members?        


The ball fiasco happens as final blow to the thorny relations between Chairman and the secretary. After a short while, the illegal sucking took place. We were aware of the developments and constantly closing up objectively the events; ultimately,  we wrote down the events for the cause of the free press.

The importance of the news was also seen by the Star newspaper’s editorial and headlined the as” Surprise Separation”. The other day, we found out that Star newspaper was called off from the newsagents. In UK, the preventing free circulation of press is a serious crime. Luckily, they were not capable to do so as such in internet.

The news invited certain negative feedbacks. We attached the blogs without discrimination except with a safety clause of no insulting. An officer of TBCCI has circulated press bulletin to the local press with her signature. There was additional explanation from Feride Alp.

The explanations are as follows: 

“Dear member of the press, There were some false and disturbing news appeared in newspapers. Please find the press release from Feride Alp in below. Regards, Nazife Kocaman.”

“Dear Sir/Madame, I am writing hereby that I have never made any press interview with any member of the press. I stress that I quit my job with our good intention of the both parties. Regards, Feride Alp”

TBCCI’S RELEASE INAPPROPRIATE

No TBCCI officer have had an authority of making such a revelation. In addition to that, she has forgotten what is disturbing and what the truth is? Her message has been apparently manipulated. I think, after our news, Feride should have been pressurized as why she had talked to us and so she have breached the agreement. Because of  this, she is saying that she had not pointed of the reason of her sucking. That also supports  our news. There is no indication regarding our news source as we actually contacted Feride Alp either.

Mr Gur made another mistake by having his staff had press release. On the other hand, unless people who are named in the article, is not right to advocate on behalf of Remzi Gur except his solicitors.

TBCCI IN FREE FALL

This is not all about the inappropriate practices of TBCCI. Remzi Gur as Chairman of TBCCI blamed the Turkish Associations in the UK Turkish Association Federation as ‘showroom associations.’ However, TBCCI Executive committee was not informed about that remark. Gur pacified TBCCI inside the Federation and influenced negatively its lobby activities.

We are convinced now that TBCCI is losing blood in the presidency of Gur. TBCCI members and Cypriot Turks started to fall apart organising separately another blow of the unity. As a matter  of fact, being one voice would lead them to be much powerful in a relatively small community.

This is the commentary of Acik Gazete as a “fourth power”. Why does someone stand for at top of a democratic organisation by showing not much tolerance to the critics?

THE QUESTİONS TO GUR

If Mr Gur says that our news was not true he could then explain us following questions. It is still not late. He can still send his comments direct to TBCCI. We will observe closely the developments as “The advocate of the Society.”

– Have you fired General Secretary Feride Alp without the decision of Executive Committee or (beforehand)?
– Have you paid any compensation to her without the consent of the Executive Committee or (beforehand) with a special agreement?
– When and why have you fired Feride Alp? ( I use the term of firing because you have paid her)
– When have you revealed firing and special agreement to the TBCCI Board?
– What is the content of Feride Alp’s agreement with you?
– How much compensation was paid and who paid it?
– Why has it been forgotten the importance of 19th May in the traditional ball of TBCCI?
– Did the Minister of State emphasis about its importance?
– Did you buy a State Farm from Turkish Government for the bargain?
– Is it the decision of the TBCCI Executive Board pacifying members and did you blame Turkish Federation?
– What do you mean by threatening me as you will talk to me in my language?

I would also like to make an explanation after I received a phone call. As Acik Gazete, we don’t take things personally. We never make news for the blackening the people. We would certainly make the news regardless the title of the person. Civil society organisations must be accountable. Everything should be done openly and the answers must be clear and concise. “Let us make the news good for us” and “let us pass if not.” That is not our motto. 

“BARGAIN STATE FARM”

My personal view is that the real reason behind Remzi Gur’s frustration is his rock bottom bargain of the state farm as we mentioned in the article. Please click Google and search words of “Remzi Gur“. You will then read how he bought a farm for bargain for 300,000 YTL, whilst original value was set 1,5 Million YTL that was state property in Cakallar Turkey Farm about 480,000 square meters on the condition of an investment. 300,000 YTL is peanut to buy a moderate flat for example even in poor borough of Hackney. If there is something incomplete in the Aksam’s news that can be corrected by an explanation.

You will call yourself  the closest friend of PM Tayyip Erdogan, you also acknowledge to support the studies of his children abroad and showing hospitality to his family in your summer house and taking place in the same family album with Minister Ali Babacan, at the same time with no hesitation you participate to the privatization and you buy the state farm for almost nothing. If that happened in UK, it would be a scandal. There is nothing unlawful in that but simply not ethical. If a press conference was held in London the last week by PM Erdogan, I would ask him that question. But I can still ask it Mr Gur:
“Is it ethical what you did?” I can virtually hear of his saying to me “None of your business” But this is not true answer. He should answer direct; “Yes” or “No.”

Similar attitude can be the regarded as lawful but unethical in UK. Take an example, the last summer, many lord candidates had released loans for the Labour Party for the sake of peerages. Nothing sounds illegal. It can be assumed that The Labour Party has valued the people those valued them. Because of these transactions were unethical, now three people are in prison. The last month, the police interviewed 50 people. One of them was treasure of the Labour Party Lord Levy. According to the national press, Tony Blair will be next target and due to this fact, he is experiencing the most stressful days  of his political career.

In Turkey, the breach of ethical principles do not necessarily mean this won’t be a matter of legal challenge!

My dear readers, I recommend you watch out the developments as long as it gets…

RELATION NEWS:  Gür, Genel Sekreteri Alp ile yolları ayırdı
RELATION ARTICLE (AKŞAM, NATIONAL TURKISH NEWS PAPER): Esin Gedik… Gür’ün başını ağrıtan istifa

 

 


 

1082570cookie-checkAÇIK GAZETE’DEN… Remzi Gür’e sorular
Önceki haberDevrimci ve Gelecek…
Sonraki haberBM’den çocuk istismarı uyarısı
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.