Açlıktan ve tokluktan ölenler

       Bir kuru ekmeğe muhtaç, açlıktan bir deri bir kemik kalmış insan görüntüleri…
       Bu görüntüler, dünyanın bir tarafı…       Tokluktan ölenler…       Hiç tokluktan ölen olur mu? demeyin.
       Her yıl dünyada, kalp ve damar hastalıklarından ölenlerin sayısını biliyorsanız, dünyanın bir başka tarafında da tokluktan insanlar öldüğünü kabul edebilirsiniz.
       İnsanlar günümüzde, zayıflamak için neden milyarlarca lira harcar? Güleceksiniz ama, tokluktan ölmemek için olsa gerek…
       Manzara bu iken,  dengeli beslenmek adına  abartılan yemek sofraları…Bu da, meselenin bir başka ilginç tarafıdır.
       Bu konuyla ilgili bir hatıramı paylaşmak istiyorum.
       Birkaç yıl önce,  bir doktor arkadaşımla kendisinin bir yakınını ziyaret için bir köye gitmiştik. Bilirsiniz, hazırda ne varsa yemek sofrası kurmak adettendir. Önümüze çay, peynir ve ekmek getirdiler. Bizler yemek yerken ev sahibi doktora, haberimiz olsa daha iyi bir sofra kurardık gibi şeyler söyledi. Doktor teşekkür ettikten sonra bana dönüp aynen şunları söyledi :
        — Bu sofrayı biz  az görebiliriz. Fakat bu mütevazı  sofrada insana lazım olan bütün  şeyler var. Ekmek karbonhidrat, peynir protein ve çay da şeker demektir. Bunu da, bir doktor  olarak söylüyorum. Hemen araya girdim :
        — Peki, ya bizim sofralarımız ne oluyor? Cevap çok kısa :
        — O sofralar damak tadı içindir…
        Elbette yemek yiyeceğiz ama, yemekten ölecek kadar değil…Ya da, şöyle söyleyeyim; yemek dışında dünyada yapmamız gereken çok daha önemli işler olsa gerek değil mi?
        Bu hususu, bu ayda ve oruçlu iken düşünmek daha iyi olabilir.
        Hem tokluktan ölmemek için, hem de açlıktan ölebileceklere yardıma koşmak için…
        Açlıktan ölenler…Tokluktan ölenler…
        Bunlar aynı dünyada yaşıyor…
        Ne kadar yazık…!