Çavez Londra yolcusu

Çavez’e evsahipliğini, Çavez’in ”Hitler’in ana müttefiki” olarak nitelediği Başbakan Tony Blair değil, Londra’nın İşçi Partili Belediye Başkanı nam-ı diğer “Kızıl” Ken Livingstone ile sendikalar ve bazı Yeni İşçi Partili milletvekilleri yapacak.


Resmi değil ”özel” bir ziyaret yaptığı söylenen Çavez’in ABD Başkanı George W. Bush’u Hitler’e benzetmişti.


The Financial Times’a göre bu ziyaret planı Tony Blair’i öfkelendirdi. Ken Livingstone ise, Cumhurbaşkanı Çavez’i bir öğle yemeğinde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyacağını ve Venezuela’nın enerji, çevre politikaları, demokratik katılım, eğitim ve ücretsiz sağlık hizmetleri deneyiminden yararlanabileceklerini söyledi.


LATİN CEPHE GÜCÜNÜ GÖSTERİYOR
 
Öte yandan The Financial Times’ta Richard Lapper ve Hal Weitzman imzalı bir yorum haberde, Venezuela lideri Hugo Çavez’in Latin Amerika’da Washington karşıtı hükümetlerle bir eksen kurma stratejisinin etkili olmaya başladığı anlatıldı.


Haberde, bu kararın Morales’i Çavez ve Küba lideri Fidel Castro’ya daha da yakınlaştırdığı vurgulanırken, uygulamanın bölge açısından iki önemli sonucu şöyle özetlendi:


”Birincisi, bu karar Brezilya’nın yüzünde patlayan bir tokat. Brezilya’nın devlete ait şirketi Petrobras, Bolivya’daki en büyük işletmeci. Brezilya için bu yalnızca enerji alanında başağrısı anlamına gelmekle kalmıyor, aynı zamanda, bu ülkenin diplomatları ve bu diplomatların bölgesel liderlik heveslerinin yenilgisinin de işaretlerini veriyor. Bu kararın bir diğer sonucu ise, bölge siyasetini genelde daha da kutuplaştırması olacaktır. Çavez ve halkçı politikaları, şimdi gelecek aylarda bölgede seçimlerin yapılacağı ülkeler üzerine gölge düşürüyor. Peru’da Çavez, radikal milliyetçi Ollanda Humala’yı destekliyor. Daha geçen hafta eğer Humala’nın ılımlı rakibi Alan Garcia seçimleri kazanırsa, Peru’yla diplomatik ilişkileri kesme tehdidinde bulundu. Kasım ayında sandık başına gidecek olan Ekvador’da da Çavez’le temas halinde olan solcu aday Rafael Correa önde.”


The Independent gazetesi de Morales’in bilinçli bir şekilde Venezuela lideri Çavez’in izinden gittiğine dikkat çekerken, özellikle Washington’da bu iki lideri iki demagogdan ibaret gören anlayışı eleştiriliyor. Yazıda özetle şu görüşlere yer verildi:


”Enerji kaynakları devletin kontrol etme ve yararlanma hakkına sahip olduğu ulusal varlıklardır. Bunlara el konulması ise sonuçta hukuki bir mesele olduğu gibi, aynı zaman da bir ekonomik öngörü konusudur. Fakat Morales, Çavez ve Latin Amerika’daki diğer solcu liderler önemli bir gerçekliği temsil ediyor. Bu gerçeklik ise Irak’ın işgaline destek vermeyen ülkelerdeki Amerikan karşıtlığının canlılığı ve ABD ile uluslararası bankalar tarafından yüceltilen serbest ticaret ve serbest ekonomi politikalarına karşı nüfusun büyük çoğunluğunun hayır diyerek haykırışıdır.”

790630cookie-checkÇavez Londra yolcusu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.