AP’nin Türkiye raportörü Oomen-Ruijten, “Yeni kararname, doğru yönde önemli bir adımdır ancak daha fazla gerek, örneğin, Mor Gabriel Manastırı ve Ruhban Okulu konularında” dedi.
Avrupa Birliği’nin, ısrarla istediği, Türkiye’nin gayri Müslim azınlıklara ait mülklerin iadesi yönündeki kararını çok olumlu karşıladı. Avrupa Komisyonu’nun Genişleme’den Sorumu Üyesi Stefan Füle, “Tüm bunlar, olumlu şeyler ve uygulamada din özgürlüğüne saygıya katkı yapıyor” dedi. AP’nin Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten ise, yeni kararnameyi “doğru yönde önemli bir adım” olarak niteledi ancak yeterli olmadığını savunarak Mor Gabriel Manastırı ve Ruhban Okulu’nu örnek gösterdi.
Stefan Füle, iade kararı üzerine yaptığı yazılı açıklamada Komisyon’un, Türkiye’nin kararını olumu karşıladığını belirtti.
ABHaber’e göre, açıklamasında Komisyon’un, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, gayri Müslim dini cemaatlerin temsilcileriyle iftarda bir araya gelmesinden duyduğu memnuniyeti de dile getiren Füle, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm bunlar, olumlu şeyler ve uygulamada din özgürlüğüne saygıya katkı yapıyor. Komisyon, Türk yetkilileri ve gayri Müslim dini cemaatleri ile temasların aracılığıyla yeni yasal düzenlemelerin uygulamasını yakında izleyecek.”
“ÖNEMLİ ADIM, AMA DAHA FAZLA GEREK”
Bu arada, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten de yazılı açıklamasında, kararı olumlu karşıladığını bildirirken ülkedeki azınlıkların haklarını genişletmeye yönelik bu adımın çoktan atılması gerektiğini de söyledi.
Türkiye ile ilgili raporlarında her zaman Türk hükümetini, dini cemaatlerin tüm haklarını tanımaya ve onların, kısıtlamalar olmadan faaliyet göstermelerine imkan sağlamaya çağırdığı anımsatan Raportör, “Türk hükümetinin bu yapıcı ve önemli adım atmaya karar vermesinden memnunum” dedi. Açıklamada şu taleplere de yer verildi:
“Yeni kararname, doğru yönde önemli bir adımdır ancak daha fazla gerek, örneğin, Mor Gabriel Manastırı ve Rum Ruhban Okulu konularında.”
Oomen-Ruijten “Türk hükümetinin, yasaları değiştirerek ve idarenin tüm düzeylerinde uygun biçimde uygulanmasını sağlayarak, dini azınlıkların sorunlarını sistematik biçimde ele alması çok büyük bir önem taşıyor” dedi.
