Bu bir destan veya belki bir başlangıcı…

Paris’te bir katliam yaşandı, daha önce yaşanan katliamlar gibi..
Her katliam sonucunda bir destan yaratılır, bir de kahramanlar…
Kahramanlar bir gün Susurluk yol ayrımında bir kaza geçirir, dökülür çantadan belgeler yola…
Bir cinayet daha aydınlanıyor denir, “bir dakika karanlık” eylemleri yapılır…
Araştırma komisyonları kurulur, kurulan komisyonların yazışmaları arasında üstü örtülür…
Katil ve azmediciler her zaman karanlıkta hedeflerine ulaşmış olur…
Ölenler ise kavgalarda yaşamaya devam eder…
Dünden gelen bir öyküdür, bugünde bir benzerini yaşamaktayız…
Yine Paris…
Yine katliam…
Yine korku…
Yeniden ve yeniden…
Ne katliamlar tarihin akışını bozmuştur, ne katillerin perde arkasında kalmaları…
Bugün rahat konuştuğumu konular o gönlerde katliamlar için birer nedendi…
bugünden düne bakınca neler kaybettiğimizi düşünüyoruz, ne kazandığımızı???
Kaybeden hep biz olduk…
Geleceğimiz, geçmişimiz…
Zafer çığlığı atanlar, gidenlerin arkasından ağıt yakanlar hala düşman ve hala güvensiz…
Nasıl yakalarız bir arada yaşama kültürünü?
Gelecek bugünü nasıl anlatacak?
Karbon kağıdının üzerine yazılmış bir katliam mı, yoksa bu artık son olan bir cinayet mi?
Katil kim artık ne önemi var?
Peki, ne önemli?
Ölümlerin devam etmesi mi?
Ağlayan anaların olması mı?
Zorunlu göçlerin mi?
Kaybolan gelecek mi?
Koltuğunu şimdilik koruyan bürokratlar mı?
Büyük biraderin çıkarı mı?
Yoksa bizlerin yani bir arada yaşamak isteyenlerin istekleri mi?
Bu bir destan veya belki bir başlangıcı…
Her destan nasıl biter?
Tarih bize hepsini anlatır…
Bakalım bu sefer nasıl anlatacak?

1589210cookie-checkBu bir destan veya belki bir başlangıcı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.