Uzun bir Türkiye tatilinden sonra yeniden yazabilmenin mutluluğu ile bütün okuyucularıma sevgi ve selamlarımı iletiyorum. Evet tatil güzeldi ama bazı gerçeklerle yüzleşmek gelecekle ilgili kaygılarımı artırdı. Biraz abartılı olsada bu sözlerim malesef bu gerçekle yüzleşmek ve daha fazla çözümsüz kalmamak için çareler üretmek zorundayız.
80 sonrası kuşakların apolitik olması ve duyarsız olması doğaldır. Çünkü bu kuşağın ebeveynleri Cumhuriyet tarihinin en ağır ve korkunç faşist rejiminin silindirleri altında ezildiler. Eğitimli ve idealleri olan insanlar korkunç baskılara göğüs germek ve hayatta kalabilmek için direndiler. Kendi çocuklarının aynı acıları bir daha tatması için onları toplumsal duyarlılıktan uzak ve sorunsuz ( sorumsuz ) yetiştirmek istediler. Bugüne gelindiğinde bizim kuşağımızın eğitimli sosyal ve politik insanlarını yerine, eğitime sıcak bakmayan, okumayan, toplumsal duyarlılığı olmayan bir gençlik çıktı karşımıza. Sorumluluk biraz bizim olsada büyük bir kısmı yeni neslindir yine de.
İstanbulun her yerinde büyük alış veriş merkezleri açılmış, çok görkemli çok ışıklı büyüleyici alanlar. Gençlerin büyük bir bölümü. Okul çıkışında yada okulu kırarak bu merkezlerde dolaşıyorlar. Çeşitli markalar arasında hayaller kurup alabilenler alıyor alamayanlar Onlarla yarışmak için başka yollara başvuruyor. Kitap okuma oranı gençler arasında %1 lerde. Lise öğrencileri arasında yapılan bir çalışmada henüz hiç bir klasik eseri okumamış öğrenci sayısı %96 olarak çıkıyor. Kitap okumayan TV de haber proğramları izlemeyen sadece dizilerle idame eden bir nesilden nasıl sorumluluk beklersiniz.
Eğitimi sadece ezbere dayalı ve insan olmayı öğretmeyen bir ülkede gençlerin duyarlı olmasını nasıl beklersiniz. Din dersini seçmeli ders diye yutturup Seçmeli ders olarak sadece din derslerini koyan bir eğitim sisteminden Bilim adamı nasıl çıkartırsınız. Hepimiz biliyoruzki bu etliye sütlüye karışmayan ve AVM lerde vakit tüketen gençler değil soran sorgulayan ve haksızlığa karşı direnen gençlerden gelecekte bir şeyler çıkacaktır.
Hiç bir kitap okumamış bir insanın doğruyla eğriyi nasıl ayırt edeceğini düşünürsünüz. Onlardan ilerde bu devleti yönetecek yada bu ülkede bilim ve sanat adına bir şeyler üretecek insanların çıkmayacağını ne zaman öğreneceğiz. Şunuda biliyoruzki eğer gelecekte bilim , sanat yada politikada öncü insanlar çıkacaksa bunlarda ODTÜ de direnen ve gerektiğinde sokakta haksızlığa karşı sesini yükselten insanlar arasından çıkacaktır.
