Böyle bir yaklaşım olabilir mi?

Derler ki, gecenin en karanlık olduğu yerde sabah yakındır. Türkiye’deki siyaset ortamına baktığımda gece olduğu ortada ama, görünürlerde pek sabah falan yok, hatta tam tersine gecenin karanlıklığı daha da zifirleşiyor. Umuyorum, bu gözlemim kendi karamsarlığımın bir sonucudur. Neden böylesi karamsarlığa savrulduğumu iki basit örnekle açıklamak istiyorum.

Birinci örneği, bir taksi sürücüsü ile yaptığım kısa sohbet oluşturuyor. Şoförler hergün onlarca yüzlerce insanla konuşma şansına sahip olduğundan, halkın nabzını iyi tutarlar diye düşünürüm. O nedenle, imkan olduğu durumda şoförlerle konuşarak, hem kendi görüşünü hem de halk ile ilgili gözlemlerini almaya çalışırım. Son konuştuğum sürücü, sakin ve makul ifadelerle oldukça koyu bir AKP taraftarı olduğunu ifade etti. Sohbet koyulaştıkça, bu kişinin, bir siyasî parti olarak AKP taraftarı olmayıp, AKP’yi çalışıyor gördüğü için böyle bir temayülü taşıdığı ortaya çıktı. Benim, bazı itirazlarım karşısında, tüm iktidarların“bal tutan parmağını yalar” misali davranış kalıbına sürüklenmelerinin doğal olduğunu söyledi. Bu konuda mebzûl örneklerle konuşmayı sürdürürken, anladım ki, ne sürücü dostun bu konuda fazla bir itirazı, ne de genelde halkın şikayetçi olduğu konusunda bir fikri var. Balık mı baştan, baş mı balıktan kokar, anlaşılır gibi değil; geri bir ülkenin her dokusu bir diğerinden fazla farklı olamıyor! Şoför dostumuz, AKP’nin çalışma konularını da yol inşaatlarına, sağlık alanındaki atılımlarına ve son faiz indirimine bağladı. Ne söylemeli ki; oysa, yol inşaatları ve sağlık konularındaki atılımlar ciddî eleştiriye açıktır. Doktorların performansına göre değerlendirilmeleri bazı durumlarda aşırı ve hızlı müdahalelere yol açabileceği gibi, diğer durumlarda da uzun müdahale gerektiren tek vaka durumlarına el uzatmamalarına neden olabilir. Doktoru, badana ustası gibi değerlendirmek ancak insana değer vermeyen kapitalizmin buluşu olsa gerek! Karayolları yapımı ise yine kapitalizmin başka bir “ucube”sidir. İstanbul’dan Ankara’ya hâlâ hızlı bir demiryolu servisi yokken, araba fabrikalarını sevindiren ve petrol babalarını mutlu eden karayolu yapımlarını halk hangi mantıkla mercek altına alabilir ki! Öza, karayolu üzerinde seyrederken, eşine bir kaset koymasını istemedi mi! Aynı Özal demiryolunu komünist işi diye nitelemedi mi! Faiz operasyonuna gelince, bu olayı AKP’ye yamamak yanlışın daniskasıdır. Sekiz yıldır iktidarda bulunmuş bir parti, düşük kuru enflâsyonu denetlemede önemli bir araç olarak kullanırken olayı göremeyen halkımızın, şimdi dünya krizinin etkisinde faizler geriletirken bunu AKP’nin başarısı olarak görmesine, ancak, “kör görmez, uydurur” denir. Emperyalizmin emrindeki AKP’nin faiz indirimine gücü de yetmezdi zaten!

Sürücü dostla sürdürdüğüm konuşmada kendimle ilgili yaptığım ikinci saptama ise, siyasetçileri suçlarken genel topluma bakmanın gerekli olduğu algılamasıdır. Anlaşılan o ki, sürücü dostumuzun zihniyeti, maalesef, toplum düzeyinde oldukça yaygınmış! Kısacası, genel yargı öyle ki, siyasetçi ne yaparsa yapsın, önemli olan iş görmesidir. Anlaşılan, kapitalizmin siyasetçi tipi de günümüz koşullarında ciddî olarak tahribata uğramaktadır. Malkin adlı ABD’li yazarın Obama ve çevresini anlatan “Çürüme Kültürü” (Culture of Corruption) başlıklı eseri oldukça iç karartıcı. Bu kitabı zamanımızın kapitalizm demokrasisi hayranı liberallerimize hararetle öneriyorum. Ünlü bir siyasetçimizin, şanssız bir ifade ile, “iyi ki bu ordu ile savaşa girmemişiz” derken, acaba dönüp de siyaset dünyasına bir bakmış olsa idi, ne kadar şanslı olduğumuz konusunda acaba nasıl bir yargıda bulunurdu!

Hayal kırıklığıma neden olan ikinci örnek de, medayada sıkça okuduğumuz değerli bir meslekdaşımızın sol’un çaresiz çırpınışı ve AKP’ye beyhude yüklenişini konu alan görüşlerine rastlamam oldu. İlk bakışta bu görüş doğrudur; şu anda salt Türkiye’de değil, tüm dünyada sol yerlerde, Türkiye’de de sol cephenin, cılız da olsa, doğal olarak AKP’ye yüklenişi söz konusu. Değerli meslekdaşımızın saptamaları doğru, ama bu dostumuzun aydın bir kişi olarak, bu durumdan hoşnut olması, hatta sol’un çabalarını yükseltmeye hizmet etmesi gerekirken, anlaşılmaz bir şekilde sol’a karşı çıkması ve insana ve doğaya karşı tüm şiddetinin artık aşikar olan kapitalizme ve emperyalizme hizmette kusur etmeyen siyasal yapıya bu denli destek vermesi gerçekten anlaşılır gibi olmadığı gibi, fevkalade üzüntü vericidir de!

Anayasa değişikliğinin gündemde olduğu, bu değişikliğin yoğun ve baskıcı emperyalizmin liberalizm yutturmacaları altında nasıl şekilleceği konusu kadar, başbakanın anlaşılmaz(!) şekilde dayattığı başkanlık sisteminin Türkiye’ye ne getireceği meselesinin çözümü salt AKP’ye ya da herhangi bir tek partiye bırakılacak kadar basit görülemez. Bu nedenle, yeni anayasanın şekillendirilmesinde mutlaka partiler arasında uzlaşma aranmalı ve hiçbir dayatmaya meydan verilmemelidir. Bazı ülkelerde meclislerin anayasayı değiştirebileceği, hatta yeni anayasa yapabileceği ifade edilirken, oralardaki seçim sistemi, siyasî parti yasaları ve milletvekillerinin ettikleri yemine sadakat dereceleri dikkate alınmadan böylesi yorumlarda bulunulmamalıdır. Başbakanın, kendi dönemlerinde yapılmış olan karayolarını, eski dönemle karşılaştırmalı olarak haritalar üzerinde grubuna izah etmeye yeltenirken, neyi alkışlayacaklarını şaşıran bir grup tek başına anayasa yapma işine soyunmamalıdır.

Anayasanın tümü ile değiştirileceği gündemde ise, standart usule uyularak, “kurucu meclis” gibi çalışacak bir ara oluşum gerçekleştirilmeli, görev bittikten sonra da bu oluşum ortadan kaldırılmalıdır. Böyle bir ara mecvlis üyelerinin nasıl seçileceği, meclisin kimlerden oluşacağı ciddî sorunlar olduğu açık olmakla beraber, ileride yasama görevine devam edecek olan bir tek partinin anayasa gibi temel bir yasada kalem oynatması doğru ve isabetli görülemez. Liberallerin AKP meclisinin yeni anayasayı yapabileceğini savunması halinde, kendilerini dürüstlük ölçütü açısından teste tabi tutmaları gerekir!

1595590cookie-checkBöyle bir yaklaşım olabilir mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.