Diyojen’in aradığı adamdı…

siyasetçi için bütün vasıflarının önünde kendisini anarken, ilk önce  “dürüstlüğü” konu edilecek, doğrusu merak ediyoruz!


Lafa söze gelirseniz herkes dürüst!
Kimse dürüstlüğü konusunda söz açıldığında mangalda kül bırakmıyor.
Tabi politikacılardan söz ediyoruz.


Şu açık bir gerçek, siyaset arenasında gelmiş geçmiş siyasetçilerin önemli kısmı gerçekten dürüst kimseler olsaydı, bugün Ecevit’in her şeyden önce dürüstlüğünden söz edilmeyecekti. Çünkü pek çok insanın dürüst olduğu ortamda “dürüstlük” meziyet sayılmayacaktı.


Ancak, günümüzde “dürüstlük” ya da “dürüst insan” olmak kahraman yapılacak denli önemli bir meziyet. Neden? Çünkü dürüst insan, şimdilerde Diyojen’in gündüz gözü Atina sokaklarında elinde fenerle aradığı adam denli bulunmaz durumda!


Sevgili okurlar, üniversite dahil okulları bitirip tertemiz hayallerle yaşama atıldığımızda umut dolu coşkulu bir yüreğimiz vardı. İl gençlik yılarımızda devletin önemli makamlarında oturan zatı muhteremlerin pek çoğunu; dürüst, saygın insanlar sanırdık. Kimilerine abartılı bir saygı da duyardık. 


Biz de devlette iş hayatına atıldık. Çeyrek asır devletin teftiş kurullarında; müfettiş/başmüfettiş/tef.krl.bşk. olarak görev yaptık. Yıllar yılları kovaladı gördüklerimiz, yaşadıklarımız, tanık olduğumuz sayısız iğrençlikler, hırsızlıklar, namussuzluklar her geçen yıl, tertemiz hayallerimizden ve umut dolu yüreğimizden pek çok şeyler aldı götürdü.


Hizmet yıllarımızın sonuna geldiğimizde, ülke siyasetinde, bürokratik yaşamda ve çevremizde, şahsına güven ve saygı duyulacak (yok denecek denli) az kimsenin olduğunu gördük.
Sanki,  bir zamanlar kişiliklerine, karakterlerine kendilerini tanımadan temiz duygular içerisinde güven ve saygı duyduğumuz insanlar yoktu yaşadığımız coğrafya üzerinde. Hiç “adam gibi adam” kalmamıştı!


Çünkü hemen herkes, az ya da çok üç kağıtçı olmuştu! Yalanın, dolanın, adam kazıklamanın, yüze gülüp arkadan hançerlemenin, köşeyi dönemin, haddi hesabı yoktu! Al da, çal da, nasıl alırsan al ya da çalarsan çal! Yeter ki çeşme akarken küpünü doldur! Durum ve anlayış o düzeye geldi!


Bugünlere geldiğimizde; bizim gibi pek çok insanın umutları; siyasete bakışı; bir zamanlar yüreğinde taşıdığı inanç ve saygı duyguları, ne yazık ki enkaz halinde!..


Kimse kimseye güvenmiyor, kimse kimsenin sözüne inanmıyor. Köşeyi dönemin, malı götürmenin, eğer siyasetçiysen ve işbaşında bulunuyorsan, devlet olanaklarını başta ailen olmak üzere ona buna peşkeş çekmenin kolay yolu; topluma önünde, namazında niyazında, orucunda Haç’çında görünmekten geçer oldu. Dini sömürürken, devleti sömürmek en geçerli model haline geldi!


Tam anlamıyla bir ahlak çöküntüsünün yaşandığı bir ortamda, toplum olarak çocuklarımız, yavrularımız bu bataklık içerisinde nasıl ayakta kalacaklar ve yaşama neyle tutunabilecekler diye derin üzüntüler içerisindeyiz!.. 


Siyaset, gittikçe çirkinleşmekte ve giderek soygun ve sömürü düzeni haline  gelmekte. Böyle bir ortamda, Ecevit’in her şeye karşın “dürüstlük abidesi” olarak toplum vicdanında tartışmasız yerini almış olması, gerçek devlet adamının hak etmiş olduğu muhteşem bir onurdur.


Gündüz gözü Atina sokaklarında elinde fenerle “gerçek adam” arayan Diyojen  aradığı “adam”ı kendi ülkesinde buldu mu bilmiyoruz ama günümüzde, Ecevit’ten sonra toplum, siyaset kulvarında acaba Diyojen’in aradığı adamdan bulma şansı olacak mı göreceğiz.


Çıkıp ortalara dürüstlük nutukları atmakla ya da “ben dürüst adamım” diye ahkam kesmekle “dürüst” olunmaz.  Aile yaşamınla, eyleminle, şeffaflığınla, kazancının kaynaklarının her yönünü açık yüreklilikle toplum önünde verecek denli saydamlığınla,  halk adamı olarak toplumun içerisinde halk gibi, yaşamakla dürüst olunur, dürüst kalınır ve halkın bağrına bastığı dürüstlük payesine ulaşmış adam olunur!


Görünen o ki, Türk toplumu elinde fenerle gündüz gözü yine yollara düşecek ve yeniden Diyojen gibi insan kalabalıkları içerisinde tek tük bulunan “gerçek adamı” ve siyasetçiyi arayacak!…


Diyojen’in aradığı adam “Karaoğlan”; Beyaz Güvercin’inin ak kanatlarında şimdi sonsuzluğun yolculuğunda ağır ağır bu batak dünyadan uzaklaşmakta!..
Arkasında tonlarca “kara adam” bırakarak!


AK günlerden ak sonsuzluğa doğru yol alıyor…
Yerin Cennet olsun “namuslu adam”!


_____________


* [email protected]

694060cookie-checkDiyojen’in aradığı adamdı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.