Gülseren Er’i tanıştırayım

Britanya’da işsizlik oranı yüzde 6’ya düşerek krizin başladığı 2008 verilerine gerilediği haberi basında yer aldı. Merkez Bankası, işsizliğin yüzde 7’nin altına düşmesi durumunda faiz oranlarının artacağını açıklamıştı. “Ev kredisi ödeyenlere dikkat!” diyoruz…

Diğer verilere bakarsak ne yazık ki ortalama emlak fiyatı 2008’de 209 bin iken 2014’te 274 bin sterline yükseldi. Faiz oranı yüzde 4.5’dan yüzde 0.5’e enflasyon da yüzde 5.2’den 1.5’e düştü. Ne yazık ki maaş artışı da yüzde 3.2’den yüzde 0.7’ye geriledi…

Bu rakamların anlamı, 2008’e kıyasla ev alabilme şansı iyice azaldı. Enflasyonun düşmesine karşın tüketimin artmaması da halkın giderek yoksullaştığını gösteriyor. Pahalılığın azalmasına karşın halkta para olmayınca alış veriş yapılamamış… Ücretlerdeki neredeyse yok denecek artış ise sömürünün daha da arttığı anlamındadır. Çünkü ücretlerin en az enflasyon oranında artırılması ve üzerine de “yaşam standartı” oranının eklenmesi gerekirdi…

Bizim topluma gelirsek, öyle bir araştırma olmasa da bu rakamların çok daha can yakıcı olduğunu düşünüyorum. Örneğin bizde işsizlik oranı yüzde 25’lerde desem abartmamış olurum. Özellikle 2000’lere doğru tekstil sektörünün batırılması sonrasında ortaya çıkan işsizlik onca yıla rağmen toplumda etkisini hâlâ sürdürüyor… Ücret düzeyi ise içler acısı… Bu ülkede asgari saat ücreti 6.5 sterlin iken ne yazık ki bizim toplumda 2-3 sterlin aralığında. İşin kötü yanı 30 yıl önce bizim işçiler haftada 200-300 sterlin kazanırken, şimdi hâlâ bu rakama devam… Bu süreçte o paranın alım gücünün ne kadar düştüğünü siz tahmin edin.

Toplumdaki bu sömürüye karşı yine toplumun dinamiklerini harekete geçirmekte ne yazık ki yazılarım yetersiz kaldı… Oysa bizim topluma hizmet eden dernekler Türkiye’deki gelişmelere olan duyarlılığının yarısı kadarını, kendi sorunlarımıza karşı gösterse durum gerçekten farklı olurdu… Kızmayın ama birey olarak sorunları aşacak çaba ve pratik zekaya pek sahip olmadığımızı da belirteyim…

***

Hakkını yemeyeyim, toplumda iyi örnekler de var hani… BMS su arıtma sisteminin Birleşik Krallık Temsilcisi Gülseren Er’in başarısı yazmaya değer.

Gülseren Er de eski bir tekstil işçisi… Türkiye’de getirip kullandığı ürünü beğenince 2009’da oğullarıyla birlikte kurduğu “BMS UK Filter LTD” şirketi ile ürünleri Birleşik Krallık’ta pazarlamaya karar vermiş. Günümüzde ‘1B Shrubbery Road Edmohton N9 0PA’ adresindeki ofisinde iki dilde hizmet veriyor. 20’ye yakın toplum üyesi ev kadını ürünlerin tanıtımı yapıyor. Kurduğu teknik servis ağı da ücretsiz monte işlerine koşturuyor.

Uzay teknolojisi (Reserve Osmasis) filitreli tesisler, sudaki yararlı mineralleri bırakarak zararlı maddeleri süzüyor. Bu ürünler, sertlik oranı ortalamanın çok üzerinde (150 yerine 500 ph) olan Londra suyunun zararları ve pet şişesi tüketiminden koruyor… Yeni bir işin ötesinde çalışma fırsatı da yaratmayı da başaran Er’in çalışkanlığı ile sattığı ürünlerin sağlıklı ve çevre dostu olmasının şirketi başarılı kıldığı söylenebilir…

Er’den 2 yıl önce bizim toplum üyesi korsanların, sahte ürünleri üstelik “BMS UK” adıyla pazarlamaya başladıklarını duymuştum… Er bu kez korsanlarla mücadele için kolları sıvamıştı… Geçen gün şirkete filtreden süzülmüş o güzel berrak çaylarını içmek için uğradığımda başarılı iş kadını, BMS Türkiye’nin de desteği ve polisle işbirliğinin korsanlara karşı işe yaradığını söyledi… Müşterilerinin 020 8887 8742 numaralı telefondan kendilerine ulaşabileceklerini ve korsanları da sorgulayabileceklerini sözlerine ekledi.

Gülseren Er toplumumuzda işsizliğe karşı kadınlar için gerçekten iyi bir rol model. Kendisini köşeme taşıyıp, sizinle tarnıştırmaktan keyif aldığımı belirteyim…

1084420cookie-checkGülseren Er’i tanıştırayım
Önceki haberAltan’ın ardından…
Sonraki haberTurizm Fuarı pazartesi günü
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.