İçimizden birisi: Pınar Selek

Pınar Selek’in adını ilk Mısır Çarşısı’ndaki patlama sonrasında 12 yıl önce duymuştum. O günlerde Hürriyet’te sonrasında da star.com.tr’de çalışıyordum. Günümüzde bile süregiden 12 Eylül faşist baskıcı rejimin ağır gölgesi o günlerde daha çok hissediliyordu. Sonra Pınar cezaevine konuldu. Pınar’ın suçsuz olduğu ve garip bir şekilde halka korku vermek için kurban olarak seçildiği çok açıktı. Pınar’ın kesinlikle suçsuz olduğu ve içimizden seçilmiş bir kurban olduğu görüşümde hiç şüpheye düşmedim.

Türkiye bu korkuya yabancı değil. 1948’de şair Sabahattin Ali’nin yurtdışına kaçırmak bahanesiyle karakolda bir kaçakcıya öldürtülmesinin nedeni de aynıydı… Ne yazık ki Pınar’ın şahsında organize edilen bu korku senaryosunda “herkese lazım” denilen hukuğa da replik verildi ve oyunun parçası kılındı.

O günlerde star.com.tr’nin genel yayın yönetmeni olan Ercüment Erkul’un kapısını tıklayıp cezaevindeki Pınar Selek’e köşe verilmesini önerdim. Ercüment Bey basında görmüş geçirmiş, babacan bir gazetecidir ama o toprağın büyüttüğü her genel yayın yönetmeni gibi önerime soğuk baktı. Kendi mantığıyla haklıydı tabii. Durup dururken kendisini besleyen toprakla ters düşmenin alemi var mıydı? Daha sonraki günlerde Star’ın o dönemki sahibi Uzanlar, 2001 krizini bahane edip, gazeteyi küçültmek ve (daha sonra da) kapatmak istedi… O Ercüment Bey, patrona “destur” çekmek yerine çeşitli gazetelerden koparıp oluşturduğu ekibinden de o anda vazgeçti.

İşsiz gazeteci arkadaşlarımızla Beyoğlu’nda kahvelerde buluştuğumuzda cebimizde çay parası yoktu. Bir masada 7 kişi oturup toplam 3 cay içiyor ve saatlerce de iş fırsatlarını (tabii n’olcak bu memleketin halini de) tartışıyorduk. Sanırım bizim yüzümüzden para kazanamayan o kahvehaneler battı ve yerlerine de daha kazançlı barlar açıldı… O kara günlerde yüreğini karartmayan sevgili Pınar hepimizden daha kötü şartlardaydı tabii… Cezaevindeydi ve onu bir belirsizlik bekliyordu… Komplocuların insafı ve şakası da yoktu…

Gün geldi Açık Gazete yayın hayatına başladı. Ve cezaevinden çıkmasına karşın çilesi bitmeyen sevgili Pınar’a Açık Gazete Genel Yayın Yönetmeni olarak köşe yazma teklifinde bulundum. Pınar gazeteyi sıcak bulduğunu söyledi ve hiç bir telif beklentisi olmadan yazmaya başladı… Teknik olarak akıcı, içerik olarak samimi, bilgilendirici ve cesur yazılara imza attı. (Pınar’ın bir süre önce ara vermek zorunda kaldığı köşesi, kendisini hep bekleyecek…)

Pınar’ın son mahkemesinde çıkacak kararı heyecanla bekleyenlerdendim… Bu mahkeme memleketin üzerindeki 12 Eylül karabulutlarının dağılma hızının da ölçeri olacaktı. Duruşmada yargıçların “beraat”ta ısrar etmesine çok sevindik. Şimdi soluklarımızı Haziran’a kadar yine tutacağız… Hazirandaki duruşmada Pınar’ın beraatine yeniden karar verilmeyecek. Pınar zaten beraat etti. Bundan sonra Yargıtay’ın beraat kararını onayıp onamadığını bekleyeceğiz.

Haziran’daki duruşmanın beraatle sonuçlanması “Türkiye’deki insan haklarına saygının onaylanması” anlamına da gelecektir. “Herkesin kişiliğine bağlı haklarının korunmaya niyetli olduğu” görüşü ağır basacaktır. “İnsanların bir gece ansızın bir komploya kurban gittiği günlerin artık eskisinden zor olacağı” imajı da verilecektir. Bunun için de Haziran’da “beraat”a onamayı duymak istiyoruz.

Devletten beklentimiz ise çok değil yalnızca “sosyal hukuk devleti”nden beklenebilecekler… Bu kara senaryonun yazarlarının derhal yargılanması, Pınar’ın çektiklerinin maddi ve manevi olarak tazmin edilmesi…

Şimdi Avrupa’daki sevgili dostumuz Pınar’a sabırlar diliyoruz. Londra’da Haziran için şampanyalarımız hazır…

1083250cookie-checkİçimizden birisi: Pınar Selek
Önceki haberGidi ap, Gidi ap…
Sonraki haberİşlenmemiş iki doğal kaynak : Kadınlar ve gençler
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.