İngiltere dış politikasında Libya, içeride ise krize karşı kesintiler en çok konuşulan konular arasında sayılabilir.
Başbakan David Cameron’un İngiltere’nin Libyalı isyancılara silah sağlayabileceğini söylemesi muhalefetin tepkisini çekti. Muhalefet ise bunu arı kovanına çomak sokmak olarak nitelerken Guardian’dan Simon Tisdall başbakanın bu işgüzarlığıyla başlamamış bir iç savaşı alevlendirebileceğini öne sürdü. Yazara göre Arap dünyasındaki çalkantıdan; ABD, İngiltere ve İsrail’in ‘kaybedenler’, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan ‘kazananlar’ tarafında…
***
Haringey Belediyesi’nde kesintili bütçe toplantısı sırasında belediye binasının göstericiler tarafından işgal edilmesi sonrasında diğer belediyeler polis kordonunda toplantı yapar oldu. Bu arada gece gündüz “nereden ne kesebiliriz” diye düşünen hükümet, uluslararası toplantılarda söz verdiği “dış ülke yardımları”nı yapmayacağını açıkladı.
Hükümet kesintiyi düşünedursun 2004’te AB’ye katılan Doğu Avrupalı göçmenler, AB üyesi ülkelerde sosyal haklardan yararlanmaya başlıyor artık. Buna göre İngiltere’deki Polonyalı bir göçmen İngiltere hükümetinden işsizlik yardımı talep edebilecek…
***
Bizim toplumu ilgilendiren en önemli haber ise geçen hafta Londra’da esen Kılıçdaroğlu rüzgarıydı sanırım…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Londra gezisinde İşçi Partisi Genel Başkanı Ed Miliband ve Türk politikacılarla görüştü, LSE, Oxford Üniversitesi ve düşünce kuruluşu Chatham House’da konuştu…
Ne yazık ki CHP liderinin Chatham House’daki konuşması çok zayıftı. AB ve AKP’nin dış politikasını eleştirmek yerine CHP’nin Avrupa’daki yeri, sosyal demokrasiye katkısı ile iktidar olma yolundaki stratejilerini anlatsaydı daha anlamlı olurdu sanırım. Çünkü Chatham House’a derinliği olan bir konuşma yakışırdı. BBC’den bir meslektaşımın da benimle aynı görüşü paylaştığını burada eklemeliyim…
Kılıçdaroğlu’nun Londra gezisinin “Londra’da dernekleşme sancılarındaki CHP’lilerin üye sayısını 4’e katladığı” duyumunu da sizlerle paylaşayım…
***
İlgimi çeken bir diğer haber de eski Halkevi’nin eski binasının karşısındaki Erbiller Kuyumculuk’u balyoz ve kılıçla soymak isteyen 4 soyguncuya ‘mop’la karşı koyan Funda Boyraz’ın (23), soyguncuları kaçırtmasıydı…
Kuyumcunun sahibi Mahir Erbil ve “kahraman” çalışan Funda Boyraz ile görüştüm. Mahir Erbil’in Funda Boyraz ve yoldan geçerken hayatını tehlikeye atarak soygunculara müdahale eden Iraklı eski bir polisi henüz ödüllendirmemesi dikkatimi çekti. Funda Boyraz’ın elinde mop ile soygunculara karşı koymasını ise doğru bulmadım. Bana göre bu kesinlikle bir kahramanlık değil. Sonuçları son derece vahim de olabilirdi.