İlerleme(me) Raporu yarın açıklanıyor

İlerleme raporunda, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik alanda AB üyelik kriterlerini ne ölçüde karşıladığı genel olarak değerlendirilirken, tüm fasıllar itibariyle AB müktesebatına uyum çalışmaları ve bu yolda son 1 yılda kaydedilen önemli gelişmeler ele alınıyor.


AB Komisyonunun yarın sabahki toplantısında nihai şeklini alacak yaklaşık 80 sayfalık belgede Türkiye’ye, ifade özgürlüğünü kısıtladığına inanılan TCK’nın 301’inci maddesi başta olmak üzere dini özgürlükler, gayrimüslim ve azınlık hakları, kadın hakları ve sendikal haklar, sivil-asker ilişkileri, seçim sistemi, farklı dil ve lehçelerde yayın gibi alanlarda eleştiriler yöneltilmesi bekleniyor.


Türkiye’deki reform sürecinin yavaşlamasından da şikayet edilecek belgede, Gümrük Birliği’ni 10 yeni AB üyesine genişleten Ankara Protokolü’nün Kıbrıs Rum kesimini de kapsayacak şekilde uygulanmadığı tespitine yer verilecek.


AB Komisyonunun ilerleme raporuyla birlikte yarın açıklayacağı yaklaşık 20 sayfalık strateji belgesi ise Türkiye-AB ilişkilerine yön veriyor.
Öte yandan, üye devletlerin isteği üzerine genişlemeyle ilgili genel stratejisini de açıklayacak olan AB Komisyonu, Avrupa’nın sınırları ve hazmetme kapasitesi tartışmalarına açıklık getirecek.


Bu arada AB Komisyonunun, limanların açılmaması nedeniyle Türkiye ile müzakereleri etkileyecek bir öneri getirmekten kaçınarak, bu konuda üye devletlerin siyasi kararını bekleme eğilimi taşıdığı belirtiliyor.


AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın Türkiye’nin limanlarını açmasını da içeren Kıbrıs’ta kısmi çözüm çabalarını olumsuz etkilemek istemeyen AB Komisyonu, yeni gelişmeleri de dikkate alarak belgelerde gerekli değişikliği daha sonra yapabilecek.
 
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ İNGİLİZ BASININDA 
 
İngiliz basını, Avrupa Komisyonu tarafından açıklanacak ilerleme raporu öncesinde, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda değerlendirmelere yer verdi.


Avrupa Komisyonunun Türkiye ile çatışmaya girmekten kaçındığını, müzakerelerin üzerindeki engellerin aşılması için gösterilecek diplomatik çabalara daha çok zaman ayırma kararlılığında göründüğünü yazan Financial Times gazetesi, Avrupa Komisyonunun dün gece yapılan toplantısında Türkiye ile Kıbrıs konusunda bir anlaşmaya varılabilmesi için başlatılan diplomatik çabalara daha çok zaman tanınmasına karar verildiğine dikkati çekti.


Gazete kararın, Fransa ve Kıbrıs gibi ülkelerin itirazlarına ve daha sert bir tavır alınması gerektiğine dair ısrarlarına rağmen alındığını yazdı.


The Daily Telegraph gazetesinde yer alan konuyla ilgili haberdeyse Türkiye’nin Avrupa Birliği yolundaki en zorlu engelle karşı karşıya bulunduğu yorumuna yer verildi.


Avrupa Komisyonunun yarın açıklanacak raporunun Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan Avrupalı liderlerin elini güçlendireceği iddiasında da bulunan gazete, bu tür düşmanca yaklaşımların Türkiye’de de AB karşıtlığını körüklediğini yazdı.


ALMANYA’DA AB-TÜRKİYE TARTIŞMASI
 
Türkiye’deki gelişmelere ilişkin olarak yarın açıklanacak İlerleme Raporu öncesinde Almanya’da Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin yoğun bir tartışma başladı.


Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Bild gazetesine verdiği demeçte, ”AB, Türkiye’yi hala üye olarak istiyor mu?” şeklindeki bir soruya karşılık şunları söyledi:


”Buna açıkça ‘evet’ diyorum. AB Komisyonunun raporu hiç şüphesiz hem olumlu, hem de olumsuz konulara dikkati çekecektir. Mesaj şudur: İlerlemelere rağmen, Türkiye’de hala büyük reform çabaları gerekli. Ancak şu da açıktır: Biz müzakerelerin başarılı olmasını istiyoruz. Bu Ankara’ya yönelik olarak, seçtiği yolda cesurca ilerlemesi için bir teşvik unsuru olmalıdır.”


AB için ”Türklüğe hakaret” maddesinin Türk Ceza Kanunundan çıkartılmasının neden bu kadar önemli olduğu şeklindeki bir soruyu da Steinmeier, şöyle yanıtladı:


”Çünkü bu konuda düşünce özgürlüğü prensibi önemli. Avrupalılar için bu vazgeçilmez bir unsurdur. Bu nedenle Başbakan Erdoğan’ın söz konusu yasayı değiştirme yönünde verdiği sinyali memnuniyetle karşılıyorum. Şimdi önemli olan bu açıklamanın uygulanması.”


Steinmeier, Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak da, şunları söyledi:


”Bu konuda bu yıl içinde bir uzlaşma sağlayabilmek için her türlü çabayı harcamalıyız. Türkiye, havaalanlarını ve limanlarını Güney Kıbrıs’tan gelen gemi ve uçaklara açmalı, AB de Kuzey Kıbrıs’la doğrudan ticaret yapma konusunda verdiği sözde durmalıdır. Tüm taraflar Finlandiya’nın arabuluculuk çabalarının başarılı olması için çaba harcamalılar.”


Başlangıçtaki coşkudan sonra şimdi tüm tarafların Avrupa yolunda henüz yapılacak çok iş olduğunun farkına vardıklarını ifade eden Steinmeier, Avrupa’da bazı çevrelerin Türkiye’nin AB üyeliğinin başarısız olacağı şeklinde bir intiba yaratmaya çalıştıklarını, bunun da Türkiye’de AB içinde istenmedikleri duygusu yarattığını, bu intibanın oluşmasına karşı mücadele edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.


Steinmeier, Türkiye’nin yaptığı siyasi reformları takdir ettiklerini ifade ederek, ”Ancak bunlar yeterli değil. Hepimiz şimdi, Türkiye’deki zor reformları cesurca gerçekleştirmeye çalışanları desteklememiz lazım” dedi.


Başbakan Yardımcısı ve Federal Çalışma Bakanı Franz Müntefering de, Deutschlandfunk adlı radyoya yaptığı açıklamada, ”Türkiye’yle ucu açık, ancak üyelik perspektifiyle müzakereler yapılması kararlaştırılmıştır” dedi.


Sosyal Demokratların bundan vazgeçmediğini belirten Müntefering, ”Türkiye de ev ödevlerini yerine getirmelidir. Bizim tarafımızdan da Türkiye’nin AB’ye katılması için gerçek ve dürüst bir çaba gereklidir” şeklinde konuştu.


TÜRKİYE’DE AB DESTEĞİ DÜŞTÜ


Öte yandan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumunun (USAK) “AB Algılama Anketi”ne göre, Türkiye’nin AB üyeliğine desteğin, 2004’te yüzde 75 iken Kasım 2006’da yüzde 50’ye düştü.


USAK’ın örnekleme yöntemiyle Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana ve Konya’da 30 Ekim-4 Kasım 2006 tarihleri arasında yaptığı ankete katılan 1100 kişiye 13 soru yöneltildi.


“AB’nin Türkiye’ye karşı adil ve samimi davranıp davranmadığı” sorusuna katılımcıların yüzde 2’si “evet” yanıtını verirken, yüzde 81’i “hayır”, yüzde 15’i “kısmen”, yüzde 2’si de “bilmiyorum” şeklinde görüş belirtti. USAK anketine katılanların yüzde 8’i Türkiye’nin “5-10 yıl içinde AB’ye üye olacağını’ düşünürken, yüzde 17’si “10-15 yıl”, yüzde 37’si ise “15-20 yılda” üyeliğin gerçekleşeceğini ifade etti. Ankete katılanların yüzde 38’i ise ”Türkiye hiçbir zaman üye olamaz” yanıtını verdi.


USAK anketinde, “Hükümetin AB politikalarını doğru buluyor musunuz?” sorusu ise yüzde 15 oranında “evet”, yüzde 44 oranında “hayır”, yüzde 34 oranında “kısmen”, yüzde 7 oranında “bilmiyorum” şeklinde yanıtlandı.


DESTEKLEYEN VE ENGEL ÇIKARAN ÜLKELER


USAK anketine katılanların yüzde 39’u, “Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine en çok engel çıkaran ülke olarak” Fransa’yı görürken, bu ülkeyi yüzde 21.2 ile Yunanistan, yüzde 14 ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi izledi. USAK anketinde, ”Türkiye’nin AB’ye üyeliğini en çok destekleyen” ülkeler ise yüzde 26 ile Almanya, yüzde 22 ile İtalya, yüzde 19 ile İngiltere şeklinde sıralandı.


LİMANLARIN AÇILMASI


Ankete katılanların yüzde 70’i “AB, Güney Kıbrıs’a Türk deniz ve hava limanlarının açılması konusunda ısrar ederse Türkiye’nin üyelik müzakerelerini durdurmasını desteklerken”, yüzde 20’si “durdurulmamalı”, yüzde 10’u da ”bilmiyorum” yanıtını verdi.


Ankette, “Kıbrıs sorunu çerçevesinde limanlar konusunda AB ve Türkiye’nin ortak bir çözümde uzlaşmaya varacağına inananlar” yüzde 26 oranında kalırken, ”buna inanmayanların” oranı yüzde 63 olarak tespit edildi. Katılımcıların yüzde 74’ü de “Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a limanlarını açmasının Türkiye-AB ilişkilerinin normale dönmesine yardımcı olmayacağını”, yüzde 13’ü ise ”yardımcı olacağını” söyledi. “Kıbrıs sorununu AB içinde iç siyaset malzemesi olarak kullanan ülkeler” ise USAK anketine katılanlar tarafından yüzde 33 Yunanistan, yüzde 26 Fransa, yüzde 17 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi şeklinde sıralandı.


FRANSA MECLİSİNİN KARARI


USAK anketinde, “Fransa parlamentosunun Ermeni soykırımının reddini suç sayan yasa teklifini kabul etmesi”, yüzde 59 oranında “Fransa’nın Türkiye’yi AB üyeliğinden caydırma olarak” değerlendirilirken, katılımcıların yüzde 29’u “bu görüşe katılmadığını”, yüzde 12’si ise “bu konuda yorumda bulunmayacağını” bildirdi. Katılımcıların yüzde 4’ü “Fransa meclisinde kabul edilen yasanın AB-Türkiye ilişkileri üzerinde olumlu etki yaratacağını” düşünürken, bu girişim ankete katılanların yüzde 63’ü tarafından “olumsuz” bulundu. Katılımcıların yüzde 23’ü ise bu kararın “ilişkileri etkilemeyeceğini” kaydetti.


“Fransa meclisince kabul edilen yasanın Türkiye-Fransa ilişkilerini olumsuz yönde etkileyeceğini” düşünenler yüzde 88’e ulaşırken, yüzde 2’lik bir kesim bunu “ilişkileri olumlu yönde etkileyeceğini”, yüzde 6’sı ise ”etkilemeyeceğini” söyledi. Katılımcıların yüzde 4’ü de “bilmiyorum” yanıtını verdi.

1035150cookie-checkİlerleme(me) Raporu yarın açıklanıyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.