İSVEÇ’TEN… Sen şarkılarını söyle…

Karen de, bir bebeği olacağını  öğrenince, üç yaşındaki oğlu Michael’i yeni bir kardeş için hazırlamaya başladı… Bebeğin kız olacağı anlaşıldı ve Michael annesinin karnındaki kızkardeşine her gün, her akşam şarkı söylemeye başladı.

Kardeşiyle daha tanışmadan aralarında bir sevgi bağı oluşmaya başlamıştı. Karen’in hamileliği  normal bir şekilde gelişti.

Zamanı geldi, doğum sancıları başladı. Sancılar, beş dakikada bir,üç dakikada bir ve her dakika yinelendi… Fakat bir sorun vardı… Karen’in doğum sancıları saatlerdir sürmesine karşın bebek doğmuyordu. Doktorlar çaresizdi. Bir sezeryan ameliyatı gerekiyordu. Sonunda bebek doğdu. Ancak,  Michael kardeşini göremedi. Ameliyat çok zor geçti. Bebeğin durumu ciddiydi.  Gece yarısı  ambulansla

Tenesse Knoxville’deki St. Mary Hastanesi Çocuk Servisinin yoğun bakim ünitesine kaldırıldı…

Günler geçtikçe küçük kız iyileşmiyor,durumu daha da kötüye gidiyordu. Doktorlar üzgündü, çocuğun kurtulma ümidi yoktu, “Kötü son için hazırlıklara başlayabilirsiniz” dediler. Karen ve eşi  cenaze defneden bir kuruluşla konuşarak hazırlıklara başladılar.Mezarlıkta n yer ayrıldı.

Evlerinde bebekleri için bir oda hazırlamışlardı. Şimdi cenaze için tören hazırlanıyorlardı. Michael,bir kez olsun kardeşinin yüzünü görmek istiyordu. Annesine, babasına kız kardeşini görebilmek için yalvarıyordu. “Kardeşimi uğurlarken ona şarkı söylemek istiyorum.” diyordu.

Yoğun bakım ünitesine çocukların ziyaretçi olarak girmesi yasaktı. Michael şarki söylemek için ısrar ediyordu.

Sonunda Karen kararını verdi. Bebeği nasıl olsa ölecekti cocuğun kardeşini görmesini engellemeyecekti. Ama hastanenin kuralları kesindi. Karen, ne yapıp edip çocuğu içeri sokacaktı. Çocuğun, bir kez olsun kardeşinin yüzünü görme isteğini geri çevirmeyecekti.Eğer kız kardeşini göremezse yaşam boyu üzüntü duyacaktı. Çocuğa oldukça büyük gelen bir ziyaretçi giysisi giydirdi ve yoğun bakim ünitesine soktu.

Çocuk yürüyen bir çamaşır torbası gibiydi. Baş hemşire gördü, onun bir  çocuk olduğunu anladı ve: “O çocuğu içeri sokamazsınız, çocukların girmesi yasak.” diye uyardı.

Genelde uysal bir kadın olan Karen’in içindeki annelik duygusu  birden güçlü bir şekilde başkaldırdı ve başhemşirenin yüzüne bakarak bağırdı:

“Oğlum, “kızkardeşine şarkı söylemedikçe buradan gitmeyecek!…”

Michael’ı, kızkardeşinin yatağına götürdü. Küçük kız, yaşam savaşını yitirmek üzereydi. Michael, bir süre kardeşinin yüzüne baktı, 3 yaşındaki bir çocuğun saf, temiz, pırıl pırıl  sesiyle şu şarkıyı mırıldandı:

“You are my sunshine, my only sunshine, you make me happy when skies are grey…” (Sen benim gün ışığımsın, tek gün ışığım, gökyüzü griyken beni mutlu edersin.)

Küçük kız, bu sesi tanıdı, aniden tepki verdi, kalp atışları düzelme işareti verdi.

Karin,  “Şarkıyı sürdür!” dedi, oğluna.

“You never know, dear how much I love you. Please don’t take my sunshine away!” (Seni ne çok sevdiğimi asla bilmeyeceksin, sevgilim. Lütfen gün ışığını benden alma.)

Micheal, şarkıyı sürdürdükçe, bebek, kesik kesik nefes almasını hızlandırdı. Karin, gözyaşları içinde”Şarkı söylemeye devam et, bebeğim!” dedi. “The other night, dear, as I lay sleeping, I dreamed I held you in my arms.” (Geçen gece uyurken, rüyamda seni kollarıma aldığımı gördüm, sevgilim.)

Michael’in küçük kardeşi sakinleşmeye başlamıştı. Ama bu iyileşmeyi gösteren bir sakinleşmeydi. “Devam et, Michael!”

Şimdi, onu içeri almak istemeyen hemşirenin katı yüzü de gözyaşları içindeydi. Bütün hastane personeli, doktorlar başlarınatoplanmıştı. Karen de coşkuyla şarkıya katıldı:

“You are my sunshine, my only sunshine. Please don’t take my sunshine away.”

Anne, oğul şarkılarını gece ve gün boyunca da sürdürdüler. Küçük kız, birkaç gün sonra  eve gidebilecek kadar iyileşmişti. “Women’s Day” isimli dergi bu olaya “Ağabey şarkısının mucizesi” adını verdi.

Bilim adamları olay için  sadece “mucize” diyebildiler. Karen’e göre  ise bu “Sevginin mucizesi” ydi…

***

Sevdiğiniz insanlar için ümidinizi kesmeyin…
Sevgisiz kalmayın….

646190cookie-checkİSVEÇ’TEN… Sen şarkılarını söyle…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.