Nesini söyleyim canım efendim
Gayrı dzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim
SERDARİ
Kulakları çınlasın, Erbakan Hoca bir konuşmasında, Halk dediğin bir sürüdür” demişti.Demek istiyordu ki,avucunda tuzu gördü mü meleye meleye peşinden gelir;tıpkı,Van’ın Gevaş İlçesi’ndeki “topluca intihar eden intihar eden koyunlar” gibi, önden giden biri kendini kayadan aşağı attı m, diğerleri tapır tapır ardından dökülür.
Köydeki annem de kızdığı zamanlar, “Sen de baban gibisin oğlum;kim şeyim hıyar dese,bir avuç tuz alır karşı gidersin” derdi…
Şimdi ben de çıkıp da “ Yahu, bu ülkede yıllardır bazı insanlar bir şeyler anlatmaya çalışıyor.Bu yüzden Karadeniz’in azgın dalgalarında boğuldular.Darağaçlarına çekildiler.İşkencelerde, hayın tuzaklarda, kan uykularda öldürüldüler” desem…Ardından da eklesem,” Bu halk bir gün çıkıp da ,onlara, sizin derdiniz nedir, ne istiyorsunuz, neden öldürülüyorsunuz? Diye sormadı. Ama aynı güzel halkım, altı ayda Turgut Özal’ı, üç ayda Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidara taşımasını bildi, bu ne iştir?” diye sorsam…
Eminim ki, bizim Brecht,Açık Gazete’nin tepesinden ve gözlüğünün altından bana bakarak, “Beğenmiyorsan halkı, git kendine başka bir halk bul !” diyecektir…
Şu işe bakın.Halk, geçmiş iktidarların yolsuzluklarından, adam kayırmalarından bıktığı için,”Tüyü bitmemiş yetimin hakkını arayacaklarına” inanmış, gitmiş AKP’ ye oy vermiş…Sanmış ki:Bunların her biri dosdoğru insan;Yunus Emre’nin odunları gibi, aralarında hiç “eğri büğrü”kimse yok…Her biri sütten çıkma birer mübarek ak kaşık… Çoğu İmam Hatip kökenli,has Müslüman…Hepsinin ömrü
“siyonizm”e karşı mücadele ile geçmiş, bundan alâ iktidar mı olur?…
Alın Maliye Bakanımızı…Bütün yaşamı boyunca doğru,dürüst, inançlı bir Müslüman olarak görünmüş, “siyonizme” karşı olmuş.Yıllarca, Suudi’lerin, “haram” sayıldığı için işlemlerinde faiz uygulamayan, şeriat esasına göre kurulmuş bankalarında çalışmış….
Sonra, ne mi olmuş? …1 Mart 2005gecesi İstanbul’dan kalkan ve “Yahudi” işadamı Eyal Ofer ile Mehmet Kutman’ı taşıyan özel bir uçak, gece yarısı Ankara’ya iniyor. İkili Maliye Bakanı Unakıtan’ın yanına götürülüyor. Saat 02:00’da görüşüyorlar. Bakan, ertesi sabah Tüpraş’ ın yüzde 14 ‘lük hissesinin bu kişilere satılması için emir veriyor… Daha da yetmiyor.Maliye Bakanımız, bu muhterem zevatla birlikte uçaklara biniyor, bu kişilere iş bağlamak için ta Hong-Hong’ lara gidiyor…Durun, daha bitmedi. Ofer, Maliye Bakanı ile yetinmiyor, işi sağlama bağlamak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la da görüşüyor.İşlerin yolunda gittiğine inanmış olmalı ki, görüşmelerden sonra Başbakan’a bir de teşekkür mektubu yazıyor…
Bütün bu görüşmelerden sonra TÜPRAŞ’ın yüzde 14’lük payı, yasalara aykırı biçimde Ofer’e satılıyor
Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, bu satışın ne kadar “ballı” olduğunu anlatmak için, “Bırakın şirket aracılığıyla başvurmayı, haberim olsaydı , bu hisseleri almak için kendi adımla baş vururdum” diyor…
Anadolu’da bir söz var; Gizli oynaşan kız, açıkta doğurur. ..
Ve iş açığa çıkıyor.Başbakan, kendisine sorulan bir soru karşısında, öğle saatlerindeki açıklamasında Ofer’le özel olarak görüştüğünü yalanlarken gece geç saatlerde kabul ediyor. Hatta, daha da ileri gidiyor,Ofer’e güvenini ifade etmek için, “Benim ağabeyim de Ofer’ lerin işinde tornacı olarak çalışıyordu” diyor. Demek ki, “aşinalık” çok eski yıllara dayanıyor. Hayırlı işler!…
Ortak alevlenince bir Göztepe Parkı’na cami tartışması başlattılar.Güya, gündemi değiştirecek, Ofer tezgahını gözden kaçırmaya çalışacaklar. Bunlar cin, bunlar kurnaz Erbakan’ın öğrencileri. Ama, hakkını yememek gerek, Hoca, hiç bu kadar ileri gitmemişti. Demek ki, boynuz kulağı geçmiş…
Erbakan Hoca da siyasette sıkışınca , “Taksim’e cami yapacağım, Çankaya’ya cami yapacağım” diye tutturur, gündemi değiştirmeye çabalardı.Erbakan’ın öğrencileri, Erbakan geleneğini de ters yüz ettiler.Ofer tezgahını gölgelemek için başlattıkları Göztepe’ye cami tartışmasını da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Bir yanlış, ilk kez yapıldığında trajedi ise, ikinci kez tekrarlandığında komedi olurmuş…
Cami tartışmasında da komiklikler diz boyu..
İstanbul Belediye Meclisi’nde, Göztepe Parkı’na cami yapılması için bir karar alıyor. Anlı ve şanlı muhalefet partimiz CHP’ye bağlı belediye meclisi üyeleri ayakta uyuyor. İş açığa çıkıp da gürültü koptuğunda, AKP’li Anakent Belediye Başkanı, “Kararı bir gözden geçireceğim “ diyor.Geçmiş olsun!Oysa, karar bu açıklamanın çok öncesinde imzalanarak İstanbul Valiliği’ne gönderilmiş, atı alan Üsküdar’ı geçmiş…Akılları sıra bizi uyutuyorlar…
Bütün bu olan bitenler bana göre çok normal de,bunlara oy vermiş sevgili halkım şaşkına dönmüş durumda! Bunlara “yetimin hakkını arasınlar, deveyi amuduyla yutanların önüne geçsinler” diye oy vermişti.Bir kez daha düş kırıklığına uğramanın,ters köşeye atlamanın şaşkınlığı içinde.
Ortalıkta dönen dümenlere bir türlü akıl sır erdiremiyor.Ben ise, asıl halkımızın bu şaşkınlığına şaşıyorum…
Bizim, Erbakan takviyeli , Büyük Orta Doğu sahnesinde Suudiler,ABD ve İsrail ile kol kola“Ilımlı İslam” dansı yapmaya çalışan muhteremlerimizden başka ne beklenebilirdi ki! Oyunun kurallarını yeterince bilmedikleri için, sadece acemi orta oyuncuları gibi ortalarda dolaşıyorlar, o kadar. Yoksa, ortada şaşılacak bir durum yok…
Dini siyasete alet edenlerin, ABD ve İsrail’le kol kola Orta Doğu’ya “Ilımlı İslam” pazarlayanların
“Yetimin hakkını korumaları” mümkün mü?
Ey benim güzel halkım! Hep, “Derya içre olup da deryayı bilmeyen balıklar gibi” yaşadı.Ömrü hep yanlış atlara oynamakla geçti. “Yetimin hakkını koruyacak” birilerini ararken, kendisi yetimden bin beter hale düştü.Bakalım kimlerin peşinden daha ne kadar koşacak…
En iyisi, biz sözü yine, 1834 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğmuş, 1921 yılına dek yaşamış, gönlünü Şarkışla Kadısı’nın kızına kaptırdığı için ömrünü zindanlarda geçirmiş SERDARİ’ye bırakalım:
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse bilmiyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim
