Telefon, sağ ön koltuktaki Sidar Öz’ün elindeydi.
Öz, eylemi koordine eden kişi.
İki kalaşnikoftan birini o kullandı.
2002’de dünyaya gelmiş.
Lise mezunu.
Mesleği oto yıkamacılık ancak son günlerde işsiz.
Aylık geliri 25 bin TL.
Ruhsatsız silahtan sekiz ay yatmış.
Kredi kartı dolandırıcılığından şüpheli.
Firari.
Ailesinin evi Esenler’de.
Gündoğmuşlar’ın silahlı kanadından.
Belçika’da öldürülen Daltonlar’dan Furkan Yavuz’la çocukluk arkadaşı. İspanya’da infaz edilen Caner Koçer’le tanışıyor.
Aracı kullanan Semih Aydın’ı hem Gündoğmuşlar’dan hem de mahalleden biliyor.
Aydın, 2006’da doğmuş.
Ortaokul mezunu.
Grafik tasarımcıymış.
Aylık geliri 23-24 bin TL.
Geçen yıl Kıbrıs’ta casino’da garson olarak çalışmış.
Ruhsatsız silah yakalatmaktan şüpheli.
Arka koltukta ise 10 gün önce Gaziantep’ten gelen üç suikastçi oturuyor.
M.K., 2008 doğumlu.
İkinci kalaşnikofu o kullandı.
C.Ü., 2009 doğumlu.
İki ruhsatsız tabancadan biri C.Ü.’deydi.
Diğeri ise Ejder Parlak’ın elindeydi.
Parlak, 2007 doğumlu.
Ortaokul mezunu.
Gaziantep’teki kebap evinde asgari ücretle çalışıyordu.
Uyuşturucudan şüpheli.
Arkadaki üçlü Daltonlar üyesi.
Suikastçileri biraraya getiren isim, Daltonlar’ın yurt dışındaki yöneticilerinden, ‘Alican Çakır’ diye bilinen, Azerbaycan uyruklu Ali Gurmalızada.
ÇETE SAVAŞLARI
Serdar Öktem’in bu suikastçilerin hedef haline gelmesinin asıl nedeni çete savaşlarında taraf olmasıydı.
Çeteler iki ayrı ittifak oluşturuyor.
‘Siirtli Naci’ diye bilinen Naci Yılmaz, Uğurcan Gündoğmuş’un lideri olduğu Gündoğmuşlar ve ‘Can Dalton’ lakaplı Beratcan Gökdemir’in Daltonlar’ı bir safta…
‘Meks’ lakaplı Mehmet Sabri Şirin’in Şirinler’i, ‘Hamuş’ lakaplı İsmail Atız’ın Casperlar’ı, Zuhat Altunç’un Çirkinler’i ve ‘Çingene Ümit’ lakaplı Ümit Yalçın’ın grubu diğer safta.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun 10 Ekim tarihli sevk yazısına göre Şirinler, Casperlar, Çirkinler ve Ümit Yalçın, uyuşturucu ticaretinden kaynaklı husumet yaşadıkları Naci Yılmaz’a karşı ittifak kurdu. Yılmaz da Gündoğmuşlar ve Daltonlarla birlik olarak, çatışmaya girdi.
En son Osman Beşe, 20 Haziran 2025’te Daltonlar tarafından öldürüldü.
Daltonlar’ın liderlerinden Caner Koçer, 3 Ağustos’ta İspanya’da Casperlar’dan Burak Bulut tarafından vuruldu. Arkadaşı Furkan Yavuz ise 25 Eylül’de Belçika’da infaz edildi.
Serdar Öktem, karşılıklı cinayetlerin son halkasıydı.
12 MAYIS’TAN BERİ BİLİNİYOR
Neden mi?
Çünkü Öktem, 2014’ten beri Mehmet Sabri Şirin’in, 2018’den bu yana İsmail Atız’ın avukatıydı.
Daltonlar ve Gündoğmuşlar’a göre Öktem, avukatlık yapmıyor, hasımları olan Casperlar’ın parasını aktarıyordu. Hem Casperlar’a hem de Çirkinler’e kendi aleyhlerinde bilgi veriyordu.
Bu yüzden namlunun ucundaydı.
Bakırköy’de, 12 Mayıs 2025’te Royal Suite Otel çalışanı Eren Öztek’in öldürülmesine ilişkin soruşturmada yakalanan Daltonlar üyesi H.K. ve S.Ç.Y., suikast hazırlığını itiraf ettiler.
Caner Koçer’in talimatı üzerine ‘savcı’ diye bildikleri kişiye yönelik suikast hazırlığında olduklarını açıkladılar.
Vuracakları kişi Öktem’di.
Ancak Öktem’den önce Koçer ve Yavuz ortadan kaldırıldı. Bu infazlar Öktem’e yapılması aylar önce kararlaştırılmış suikastin iki yeni gerekçesine dönüştü.
Öktem, geçen eylülde yakın koruma için başvurduysa da sonuç alamadı.
Artık sayılı günleri vardı.
“CANER’İN İNTİKAMI İÇİN”
Dosyaya göre Alican Çakır, suikast öncesi Gaziantepli M.K.’yi arayarak, “Caner Koçer’in intikamını almak için birinin öldürüleceğini” söyledi. Ve M.K.’den Ejder Kaplan ve C.Ü. ile birlikte İstanbul’a gitmelerini istedi.
Daltonlar ve Gündoğmuşlar’ın kullandığı, Gaziosmanpaşa’daki Lara Suit Otel’de kaldılar.
1 Ekim’de Esenyurt’taki hücre evine yerleştirildiler.
Çakır, üç suikastçiye 10 bin TL yolladı.
Dördüncü gün Sidar Öz geldi.
Ancak evveliyatı vardı.
Çakır’ın yolladığı iki kişi günler önce Öz’ü Esenler’den alarak Bahçelievler’deki eve yerleştirdi.
Öz’e içerisinde hat bulunmayan cep telefonu verdiler. Bir Wifi cihazıyla FaceTime’a bağlanıp Çakır’la görüştü. Bir hafta sonra Yenibosna’daki eve nakledildi. Bu evde bir hafta kaldı. En son Gazianteplilerin bulunduğu Esenyurt’taki adrese getirildi.
Aralarına Semih Aydın’ın da katılacağı beş kişi Esenyurt’ta bir hafta kaldılar.
DEFALARCA TEŞEBBÜS ETTİLER
Bir hafta içerisinde Öktem’i vurmak için birden çok teşebbüste bulundular.
İlki 30 Eylül’deydi.
O sabah Çakır, “Öktem’i gördüğünüzde öldürün” demişti.
‘Serkan’ adlı bir kişinin kullandığı araçta Öz ile üç Gaziantepli vardı.
Çakır’ın yolladığı adrese göre Öktem’in Şişli’deki ofisine saat 7’de gittiler. Ellerinde Öktem’in ve aracının fotoğrafı vardı. Saat 14’e kadar beklediler. Öktem, ofise gelmediği ve çevreden sık sık polis aracı geçtiği için döndüler.
İki gün sonra Öktem’in Ataköy’deki evinin önüne gittiler.
Aracı ‘Serkan’ kullanıyordu.
Öz ve üç Gaziantepli ise tetikteydi.
Saat 19’dan gece 3’e kadar beklediler.
Öktem’i görmediler.
Çok sık polis aracı geçtiği için eve döndüler.
Serkan, “Rahatsızım” deyince Çakır, yeni şöför olarak Aydın’ı yolladı.
Aydın’ı kapıda M.K. karşıladı.
M.K., “Buraya telefonla giremezsin. Eve telefon sokmuyoruz” dedi. Aydın’dan telefonunu alıp parçaladı.
Aydın, eve girdiğinde içeride alkol sofrası kurulmuştu.
BİR ARAÇ ÖNDE, İKİNCİSİ ARKADA
Çakır, suikastten bir gün önce Öz’ü arayarak, “Sabah üstünüzü giyin çıkın, Semih sizi bir yere bırakacak” dedi.
Erken uyandılar.
C.Ü., Martı Tag’dan araç çağırdı.
Devran Yıldırım’ın kullandığı araçla Ataköy’e gittiler.
Ataköy’de park edilmiş halde bulunan, suikastte kullanacakları Cupra marka çalıntı araca bindiler. Direksiyona Aydın geçti. Ön koltuğa Öz, arkaya Gaziantepliler oturdu.
Bir saat boyunca Çakır’dan gelecek haberi beklediler.
Çakır, “Harekete geçebilirsiniz” dedi.
Öktem’in ofisinin bulunduğu Şişli’ye gittiler.
Arkalarında ‘Seat’ marka çalıntı bir araç daha seyir halindeydi. Bu aracı kullanan, Faruk Efe idi.
Çakır tarafından ayarlanan Efe, aracı Kağıthane’den teslim alıp Öktem’in evinin bulunduğu Ataköy’e vardı.
Caddenin fotoğrafını bir arkadaşına göndererek, “Kuran çarpsın adam öldürmeye gelmişiz, hele benim girdiğim işlere bak” diye yazdı.
Altı saat süren bekleyişten sonra önde Faruk Efe, arkada Cupra araç, Şişli’ye geçtiler. Efe’nin görevi, yol güvenliği almak, olası polis kontrolünden, arkadaki suikastçileri uyarıp yakalanmalarını önlemekti.
Yol yarım saat sürdü.
Çakır, “Bir süre turlayın” dedi.
Çok sayıda polis olduğu için ofiste yakın noktada köprü altında bir iki saat beklediler ve pilav yediler.
Çakır’dan gelen talimatla harekete geçtiler.
Arka koltuktaki M.K., Öktem’in aracını fark etti. “Abi o araba, maske ve silahı ver” dedi.
Öz, “Emin misin?” diye sordu.
M.K., “Kesin” dedi.
C.Ü., siyah çantayı M.K’ye verdi. Herkes maskesini takıp indi. Öktem’in bulunduğu araca yürüyerek, art arda ateş ettiler.
Saniyeler içerisinde döndüler.
Çakır’ı aradılar.
Aydın:
“Kardeşimiz Caner Koçer’in intikamı alındı abi!’ diyerek bilgi verdiler. Çakır ve araçtakiler çok sevinçliydi. Alican, bana ‘Kardeşleri sağsalim bir yere götür’ dedi.”
Arnavutköy’e gittiler.
Ormanlık alanda araçtan indiler.
C.Ü., bagajdan plakaları çıkarıp araca taktı.
Araçtan söktükleri plakaları, silahları, maskeleri ve telefonları ormana bıraktılar.
Samet Alperen Söğütlü’nün kullandığı taksiye bindiler.
Söğütlü, suikastçileri saklanacakları adrese götürmek üzereyken, yollarını polis kesti ve yakalandılar.
SUİKASTİ SAHİPLENEN MESAJ
Savcılık bu suikasti Daltonlar’ın yurt dışındaki yöneticilerinden Alican Çelik, Murat Küçükyavuz ve Mustafa Aktürk’ün organize ettiğini ileri sürüyor.
Öktem öldükten sonra Daltonlar ve Gündoğmuşlar’ın paylaştıkları şu mesaj suikaste atılan imza olarak kabul ediyor:
“Daltonlar vurur, Gündoğmuşlar noktayı koyar. Hamuş, Zuhal, Zatpara kazansanız da gitti, bundan sonra ticaretiniz de bitti, paralarınız da yalan oldu. Biz size demedik mi sizi bitireceğiz.”
Korkarım, hiç bitmeyecek.
Bu habere emoji ile tepki ver