Bugün yeni bir yılın başlangıcı. 2023ün ne kadar yeni olacağı tartışılır.
Yarın farklıdır bugünden / Adı değişir hiç olmazsa / Kara bir suyu geçiyoruz şimdilerde / Basarak yosunlu taşlara / Sen bugünden yarına / Birazcık umut sakla/
Alevi asıllı Türk şair Metin Altıok’un çok güzel bir umut şiiri. Şair 9 Temmuz 1993 yılında Madımak Otelde yakılarak öldürülen aydınlar arasında idi.
Umut etmek. Yeni yıl kutlamaları son hızı ile devam etmekte. Sağlık, huzur, dünyamızda barış dilemekte milyonlar birbirine.
Ben bu yıl sosyal medyada dostlarıma iki mesaj attım. Türkçe olan şöyle:
Geçen yıllar değil / Ömrün ey gafil / O yüzden bir gayret / Yaşamayı bil/ Gününü gün et, ye, iç, eğlen, gül / Yılbaşı, yılsonu önemli değil.
Biraz saçmaladım galiba. Dünyanın haline bakıp da yeyip içip eğlenmek ne mümkün. Ne kadar da suçluluk hisleri ile bunun saçma olduğunu söylesem de insanın zaman zaman ben merkezli olması da sanırım önemlidir.
İngilizce mesajımda ise biraz toparlanıp şöyle yazdım:
Yeni yılınızı kutlarım dostlarım. Yeni yılın size şunu, bunu getirmesini dilemeyeceğim. O temennileri gerçekleştirmeyi siz kendiniz sağlayacaksınız.
Evet değerli okurlarım. Çoğu zaman herşeyin bize gümüş tepsi ile sunulmasını bekleriz. Hiçbir kişisel çaba göstermeden. Bu şekilde alıştırıldık çünkü. Bizi yönetenlerin işine öyle gelmektedir çünkü.
Geçtiğimiz haftalarda hastabakıcıların, ambulans ekiplerinin, tren sürücülerinin ve bazı diğer işçi kitlelerinin “bıçak kemiğe dayandı. Artık yeter” diyerek grevler başlattıklarına şahit olduk.
Bizler de bireyler olarak elbette kendimiz ve yakınlarımız için, insanlık için sadece yılların başlangıcında değil, her zaman güzel şeyler umut edelim. Ancak umut etmek yeterli değil.
Umutlarımızın yeşermesi için canla, başla çalışalım da. Ezbercilikten kurtulalım. Sorgulayıcı olalım.. Benim hepimiz için umudum bu. Çünkü dünyayı değiştirmek bizim, her bireyin elindedir.
Yukarıda bahsettiğim işçileri desteklemek, giderek aşırı sağa kayan hükümetin iğrenç siyasetlerine karşı aktif olarak direnmek boynumuzun borcu olsun bu yıl. Ve en önemlisi dünyamızın sonunu getirecek çevre felaketlerini önleme çabalarına aktif destek sağlayalım.
Yeni yılın ilk günündeki ilk yazımı sosyal medyada bir dostumun yazdığı etkileyici birkaç cümle ile bitirmek istiyorum: Levent Suer Dostum şöyle diyor:
“Fillerin seramik dükkânlarına daldığı günlerdeyiz ve hayattayız. Unutmamalı ki vicdan ruhu kemirir’. İnsanların içinde gizli bir direnme vardır ve direndiğini direncinden anlayabilirsiniz. Yaşam, ümit üzerine kurulur. Yaşayacak ve yeşerteceksin. Unutmamalı ki, en güzel yeni yıl hediyesi, hepimizin yaşatacağı yeni hikâyeler olacaktır”.
