Bekir Coşkun her köşede misafir olsun

Habertürk Gazetesi’nin, gazeteci-yazar Bekir Coşkun’un işine son verdiğini duyduk. Coşkun olayı “İlk bertaraf olan ben oldum” diye nitelendirerek hükümetin gazete patronu ve yönetimine baskı yaptığını öne sürdü.

Coşkun’u büyük bir zevkle okuyan ve yazi tekniğini de pek çok gazeteci arkadaşıma örnek gösteren bir meslektaşı, bir okuruyum.

Coşkun her ne kadar “Bir yer bulamazsam duvara yazacağım” dese de kendisine pek çok teklif geldiğini ve kafasını dinledikten sonra bir gazete ile anlaşacağını biliyorum. Coşkun’un söylediklerine şimdiye kadar hükümet ve gazete kanadından ses getiren bir tepki gelmemesi de Coşkun’un haklı olduğunu gösteriyor.

Bekir Coşkun’a tahammülsüz olanlara tepki göstermek için “Coşkun yeniden bir köşe edininceye kadar her gün farklı bir gazetede bir köşe yazarının konuğu olsun” diye öneriyorum. Bu yazım bir şekilde Coşkun’un gözlerine değerse, buyursun ilk yazısını bu köşede ‘özgürce’ yayınlasın… “Bize baskı sökmez” diyen gazeteler de bu öneriye sıcak bakacaktır…

***

Tophane’deki galeri baskınını sağ basın çarpıtarak ve küçük görerek yansıttı. İstanbul Valisi ise galeri açılışının trafiği aksatmasından kaynaklanan küçük bir adli olaya indirgedi. Oysa sanat galerisinin açılışında içki içenlere bir grup biber gazı, sopa ve coplarla organize olarak saldırılmıştı.

Sanatçılar adına Nazım Dikbaş “Daha önceki sergi açılışlarında huzursuzluklar ve tehditler oldu. Dün akşamki saldırıdan önce sosyal paylaşım siteleri ve forumlarda açıkça bir şiddet eylemi gerçekleştirmenin zamanının geldiğini ifade ettiler” açıklamasını yaptı. Ayrıca bu son derece tehlikeli saldırının işaretlerinin bir internet sitesinden verildiği de anlaşıldı.

Görünen köy klavuz istemez. Başbakan ve AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın, “Ben herkesin başbakanıyım… Toplumun her kesimine eşit uzaklıktayım” gibi sözleri hep palavra…

Bana inanmayanlar İstanbul Silahtarağa’daki İGDAŞ’a turistik gezi düzenlesinler. Çalışan kadınların hepsi hac giysili. Hani İGDAŞ’taki giysi aritmetiği Türkiye ya da Silahtarağa’yı yansıtsa “Amenna” diyeceğim… Hayır hepsi hac yolcusu gibi mübarek… Nerede başı açık çalışanlar?

***

İçimi sızlatan bir başka olay da geçen ay Küçükçekmece’de, saçı uzun ve gözünde lens olduğu için üniversite öğrenci Aykut Alıcı’nın öldürülmesi…

13 yıl önce de barmen Oğuz Atak’ın sırtında “Allah” dövmesi bulunduğu gerekçesiyle öldürülmüştü. Barmeni öldürenleri azmettirmekle suçlanan Sedat Peker uzun süre arandı ve sonrasında da delil yetersizliğinden dava düştü. Eğer bu olaya yeterli toplumsal tepki gösterilebilseydi ya da barmenin kanı yerde kalmasaydı Aykut Alıcı yaşıyor olabilirdi…

Ne yazık ki günümüzde bu tür saldırganlar geçmişin hatalarının yanısıra hükümetten ve sayesinde güçlenen cemaatlerden güç alarak başka yaşam biçimlerine karışmaya cüret etmeye başladılar.

Bekir Coşkun’un dediği gibi memlekette bir orman yangını var ve biz duyarsız kalırsak hepimiz bu yangından kurtulamayacağız…

1083230cookie-checkBekir Coşkun her köşede misafir olsun
Önceki haberKürt Sorunu’nun çözüm süreci ve çok yönlü gelişmeler
Sonraki haberEvren’in karakutusu konuştu
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.