Şeyimin demokrasisi

Durgun iklimlerin burnundan kıl aldırmayan bu umarsız rejimi, fırtınalı küresel krizin dipten vuruşlarıyla sağa sola salınım yaparken, şak diye şirazesini yitirdi, delik deşik kalbura döndü de, o kağıttan bekaretini kimlerin deldiğinin, nelerin tecavüzüne uğradığının bile farkında değil henüz.
Geçinemedikleri için geçimsizliklerin patladığı aile çatıları çökmeye yüz tuttukça, en ufak sosyal birimden hortlayan çatlak, yürüye yürüye, sanal kürenin yanal ve yıkıcı aktif fay hatları gibi kılcallaştı, damar sertliğiyle tıkadı çeperleri, yanardönerliğin dolaşım hızı tazyizklendi, yuvarlak katater topuna kaldı nabız atışları… Sarsıla sarsıla gaz çıkararak boşalma, en büyük sosyal birim olan milletlere, oradan da dev devletlere kadar sıçradı. Zortlayan zortlayana… Ortaçağdan kalma derebeylik kalıntılarından, mütemadiyen hortlayan hortlayana…
Dayanılacak hal bırakmayan dev küresel dalgalar, batılı devletler hazır yemeye müptela oldukları için, asırlardır insanlığa dair bağışıklıklar edinmedikleri içindir ki, bu kriz ortamını müzminleştirdiler, bir de tahrikle tetikleyerek. Kriz bitse hastalık baki, hastalık kronikleşse kriz her daim haki… Burdaki haki asker… Bizden çıkan asker, batılının sosyal hayatına girmeye başladı şakırt diye, tam teçhizatlı…
Mutlakiyetleşmiş demokrasi işte orda zortladı… Demokrat taklidini en iyi yapan kiyafetsiz muhteris lider müsveddeleri, lider namlı Dünya ülkelerinin başlarına tüm basiretsizlikleri ile çöreklenince, mesela demokrasinin beşiği, medeniyetin eşiği koskoca Britanya İmparatorluğu, monarşi senteziyle süsleyip sunduğu demokratlık maskesinden tırıs tırıs feragat etmeye başladı… Ha! Halkları bunun farkındalar mı? Değiller…
Göstermelik olarak bisikletle işe giden İngiltere Başbakanı Cameron, keskin bir U dönüşü yaptı Parlemento kavşağından… Ve grev kırdırmak için askerleri kullanacağını açıkladı, resmi sitesinin sağ cenah yavşağından… Yuh desek yetmez, oha desek olağanüstü hali çağrıştırır…
Son olimpiyatlarda, özel güvenlik şirketi GS4 güven vermediği için boşluğu askerlerle dolduran İngiliz otokrasisi, hapishane gardiyanlarının, itfaiyecilerin, gümrük memurlarının, yakıt tankeri sürücülerinin ve hatta metro makinistlerinin, ya da havaalanı görevlilerinin greve gitmesi durumunda, askerlerin, bu işleri üstlenmek için göreve çağrılmalarını istedi… Bizde de olmuştu ya, sefer görev emriyle çağrılanlar bir zamanlar. İETT’nin, DSİ’nin, THY’nin, SSK’nın, İBB’nin, hatta TC’nin başına askerler geçmemiş miydi? İşte bu da o tür bir demokrasinin batılı versiyonu… Monarşik demokrasinin anarşik adalı cinsi, iki lokmada yutuluyor bir porsiyonu, kaldı ki, demokrasi hep sinsi… Kaşığı olan içiyor çorbayı, çatalı olan besleniyor sistemden. Ya besliyorsun zorbayı, ya düşüyorsun listemden.
Süngü taktırıp, grev yapanların üzerine askeri sürmekten pek farkı yok bunun. Onu yapacak askere de hak pu! Bu planlar genel grev çağrısı yapmaya hazırlanan sendikaları kızdırıyor, azdırıyor, ama kadı ola davacı… Ordunun çoğu havacı… Ha! elalemin topraklarını pis postallarıyla kirleteceklerine, varsın kendi içişlerini kirletsinler… ehvendir! Bilin ki, demokrasi buralarda da sehvendir…
Herşey, birilerinin, hem üretmeyip, hem de kendisine yetecek olandan fazlasını tüketmesiyle başladı… Bunu bir merkezden körüklenen, uzaktan kumandalı, planlı, muhteris tüketim güdüsü takibetti. Sonra global sidik yarışı olimpiyatları organize edildi boy boy… Ülkelerarası uzağa işeme yarışları, rüzgara karşı bireysel teşaşürlerin dışarı sıçramalarına dönüştü. Kimin toptoplarının kaç okka olduğuna dair, darası kaçmış endazenin ayarı bozuldu ve sonunda emir komuta sinsilesiyle demokrasinin başı yendi… Hah! Bunu yapan demokrasinin bizzat kendi…
Eskiden Kızılderililer İngiliz askerlerine ateş suyu karşılığı kilim falan verirlerdi. Dünya değişti, şimdi badem valiler veriyor adem askerlere… Umarız yakında, kırmızı urbalı İngiliz valileri de askerlerin yoluna kilim sermeye kalkışmazlar, umarız yankistanın eyaletbaşları, Afyon kaymakları ve sucuk şaapmazlar pentagonun ayak kokan kanlı postallarına… Çelik Blek kürk verir kayık alırdı, şimdiki Red Kit’ler ise promosyonla onurlarını bile satıyorlar, Düldül’lerini bandle yapıp. Bu köpeklerin yaptıklarını Rin Tin Tin bile yapmaz…
Bırakın, batılılar da yapsın varsınlar! Hep biz mi çekecez cahil valilerin yalakalıklarını… Hep biz mi dinleyecez dik duramayan tepkisiz kumandanların uzaktan kumandalı cephanelikler gibi içerden patlak veriş hikayelerini…
Dünyadan alacaklı amir ülkelerin ne tamire mecali, ne de tepkiye hali var artık… Askerlik paralı da olsa oralarda, bankadan tezkere yok henüz en azından… Ve asıl, ucuz şehitlik mertebesi yok ki garbın afakında, sığınılası… On evladım ölse, vatana helal olsun da diyemezler, kağıttan maneviyatları ve çürük maddeye bağımlılıkları gereği…
Onun için onlar batılı, biz batıl… Onun için onlar katı, biz katil…

761680cookie-checkŞeyimin demokrasisi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.