Herkese nasip olur mu?

İnsanlığın yeryüzünde serüveni başlayalıdan beri ziyaretçilerin eksik olmadığı kutsal mekânları görmenin gerekli olduğuna inanıyorum.
Sadece ibadet ve ziyaret amaçlı olması niyetinde olunmalıdır.
İnsanlığın atası olan hazreti Âdem( as) eşine kavuştuğu yerleri ziyaret etmenin hazzını yaşamak, yürümek, ibretle düşünmek gerektiğini düşünenlerdenim.
Herkes kendi ruh dünyasına uyan, inancının emrettiği yerlerde huzur içinde dolaşırlar ve de buradaki harcanan masrafa acımazlar. Ziyaret ederler. Dini, ilmi, vicdani hesabını yaparlar.
İnsanların yol göstericilerinin büyüklüğünü anlarız o çekilen kolaylıkta taa geçmişteki zorlukları.
Burada bahsettiğimiz ziyaretin amacının öyle gezi odaklı olmadığını bilerek hayata yeni adım atmanın hesabıyla yollara çıkanları görünce hep heyecanlanırız.
Kutsal mekânların ziyaret amacı, müjdelere nail olabilmektir.
Özellikle yaz mevsiminin en sıcak günlerinde; kimileri sahilde denizin için de zevk u sefa ederken, inancı gereği kutsal yerlerde terlemenin, uzakta olduğu halde yaşanılan mutluluk bir olmaz.
Dünya da sadece zevke bağlı kalmak ne kadar doğrudur?
Bazıları beş yıldızlı otellerde hayattan gam alma duygularını yaşarlar, eşine, dostuna ballandırarak anlatırlar.
İnsanların dünya ya gelme amacını hiçbir zaman unutmadan hayatın yaşanabilir olmasını sağlamalıyız, bunu sağlayacak formüllerden biri de umredir. İnsanların davranış ekseninde ki merkez de daima fikrin önemli olduğunu unutmamalıyız.
Bunun ötesinde kutsal mekânları ziyarete gidenler yılın her günü ziyaret mekânların da mevcutturlar. Elbette herkesin nasibinin olamadığı mekânların mevcut olduğunu öğrenince aman Allah ‘ım bizleri koru denirmiş. Bizi o gruba dâhil etme diyerek dua edilirmiş.
Özellikle Allah’ın kutsal mekânlarına ziyarete giden insanlarımızın ziyaretleri önemlidir. Dini hayatın vazgeçilmezinden en önemlisinde peygamber efendimizin bulunduğu mekânları ziyaret etme şansı yakalayanların dönüşün devamında ki hal, tavır, davranış uyumunun bozulmamasıdır.
Peygamber efendimizin bulunduğu şehre gidebilmek herkese nasip olur mu diye düşünürüm zaman zaman. Cevabını buldum. O mekanların ziyareti nasipli olanlara aitmiş.
Kutsal mekânların havasını teneffüs etmek ibadetlerin en sevaplısıdır. Kalp kırmadan, vazifesini ihmal etmeyenlerin alacakları ödüle herkes gıpta edecektir.
Önce sorumluluk bilincidir, disiplindir. Bunlar yoksa gerisinin önemi yoktur. Yine öncelik Allah rızası birinci şarttır.
Küçüktüm annem elimden tutmuştu. Hacı dedene gideceğiz demişti. Dedenin elini öptüm. Bana beyaz namaz takkesi vermişti.
Hac kelimesiyle ve hacıyla ilk o gün tanışmıştım. Sonra da teoriğini okumak nasip oldu. Sonra da…
Peygamber efendimizin metfun bulunduğu şehri ziyaret eden amcaların ellerini öptüm. Hac sonrası yapılan ziyaret ve ibadete “dinimiz de para harcamak değil” küçük hac denir.
Umre denir.
Hacca gidemeyenlerin fedakârlık yaparak Allah’ ın ilk evini ziyaret, tavaf ve say etmekle tamamlanır umre. Traş olmakla ihramdan çıkılır.
Umrecilerimizin umresini Allah kabul buyursun. Yukarıdaki soruya evet diyemiyoruz. Çünkü umre de her kula nasip olmaz der bilginler.

741590cookie-checkHerkese nasip olur mu?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.