Kalp ezber bilmiyor

Geldiyse de, sen görmediysen…
Hiç düşündün mü, bu belki senin körlüğünden…
İstediği her neyse aşkın,
kalp ezber bilmiyor.
Kaldı ki herkes ağzından konuşuyor ama,
kalbinden ses çıkmıyor…
Yazıp çizip üretiyorsak cümle alem,
haydi canım gel bari burada açık olalım..
Bu anlatma meramı
ne aşkın büyüklüğünden,
ne de acizliğinden…

İçindeki züppenin de konuşmaya ihtiyacı oluyor bazen… Tophaneden yukarı,
bir çift gözün içinde kaybolma hevesiyle
bir aşk tırmanıyordu…
Köprünün üzerinde patlayan havai fişekler
sadece martıları değil
onu da ürkütüyordu.
Dna’sına şifrelenmişti bir insanın adı …
Sağa girilmez sola girilmez levhaları…
Bir çeşme…
Bir konsolosluk…
Köfte getiren çocuk,
çıkışmayan bozukluk,
biten sigara,
hiç alakasız bir anda… Sabahları kulaklarını tırmalayan
kepenk gıcırtısıyla uyanırken,
pencereye kısacık bir ‘hoh’ la kalp çiziyor,
canlanmasını bekleyecek kadar da
bu sihire inanıyordu.
Belki sırf
bu yüzden yağmurları seviyordu.
Hala seviyor muydu?

Burada konusu geçen aşk,
karanlık bir otoparkta sabahın 6’sında
nar suyu içti.
Koşa koşa sığındı
devrik cümlelerin kuytusuna.
Ne kaldı bu tuhaf hissiyattan yarına?
Bilmem yıllar sonra hangisini hatırlarsın?
Belki bu lisan sana uyar,
bana da anlatırsın…
Diyeceksin ki son olduğunu nasıl anlarsın…
Sen de haklısın..
ama o anlamı hiçbir sözlükte de bulamazsın.

Köşeyi dönüp giriverdi balık pazarına…
heryer ne kadar da kalabalıktı sensiz…
sol yanı ne kadar da herkes…
O an o saniye,
bütün türkçe sözlü şarkıları
hayatından çıkarttı.
Sıyrıldı aşk,
sanat kılığından.
işte o an çırılçıplaktı….

Şairlikten daha şerefli bir iş buldu sonraları…
Cep telefonlarının çekmediği bir otoparkta
nar suyu satıyor.
Biraz buruktur bilirsin tadı,
ve fazlası da mide yakıyor.
Ama en kestirmeden inanki
içinin küfünü temizliyor.
Muazzam bir tatmin.
Gökyüzüne ne zaman baksa…
Bütün aşklar küçücük birer martı.
ve martılar gece de beyaz,
zamanla anlıyor.
Bundan böyle her gün ve her gün
full mesai,
bütün martıları gözyaşlarıyla parlatıyor,
senden sonra herkesi
o martıyla vuruyor..

İşte böyle canım,
bak çimenler ıslak,
böcekler tanıdık,
çıplakayak…
haydi bas.
Ay’da yaşama ihtimaline
artık hazırsan,
ışığı kapat.
Dikkat et de kaçak olmasın,
aşk korku sızdırıyor.
En güzel hikayemizin
kapalı otoparkından
ceketini giy de
çıkalım artık.

[email protected]

1604550cookie-checkKalp ezber bilmiyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.