Sahilde Edip Cansever’e rastladım, daha yeni ağarıyordu gün…
‘her şey dönüştü işte’ dedi,
‘kahverengi bir çarşambadan, sapsarı bir cumartesiye’
Duvara yaslamıştı tüm heybetini, gölgesi vuruyordu asfalta…
korkularımızı yücelten iç sesimizle ne çok sorgudan geçtik Oğuz Atay?
hayır yorulmadık da ne bileyim sen de çok erken gittin, konuşacaktık bunları
– ‘belki de duygularıma her zaman biraz geç kalıyordum’ diyorsun,
belki duyguna eş o birinin geç kalmışlığıdır asıl sorun …
Yaşasaydın her yıl şaşırdığına şaşırarak bir mum daha üfleyecektin yaş günü pastana…
hadi kelimeler bir anlama gelmiyor,
susmak bir anlama geliyor mu sayın albayım?
Rıhtımdan Bahariye’ye uzanan bir sokakta rastlaştık Cemal Süreya’yla …
‘hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka,
keşke yalnız bunun için sevseydim seni’…
keşkelerin değerini anlatmak da ne zordur anlamayana…
Sait Faik’e uğradım, Burgaz’da…
‘O üzüntü birdenbire gelir, hava yağmurludur’ diyor …
Toprağın demi sürükleniyor ayaklarımın altında..
belki yağmurdandır bu adaya yakışması hüznün…
güldüren de hep o yağmur değil mi oysa…
Düşünceyi kapattılar sen gittikten sonra, üstüne beton döktüler…
düşlerle oyalanıyoruz işte hepimiz sıra sıra….
Gelelim en sevdiğime…
‘Seni sevince pazara çıktım sevinçten’ diyor Didem Madak…
‘Enginar aldım “süper enginarlar” diye bağıran adamdan,
oturup ağladım sonra, şaşırdın.
Bu “süper” oluşta canımı acıtan bir şeyler vardı.’
durdum… öylece … Pazar çantası elimde..
bu saf, bu naif, bu koca boşluğuma kök salan anın içine..
sonra hepsi birdenbire nereden nasıl geldiler bilmiyorum,
başıma üşüştüler…
‘Uyuyunca geçmez, geçerse uyursun’ dedi İlhan Berk
‘Düşünmek, kanamaktır’ dedi Ülkü Tamer
‘Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler’ dedi Ece Ayhan
‘Her soru bir yanıttır gizli bilgeliklere’ dedi Hasan Hüseyin Korkmazgil
‘Sen duydun mu sustuklarımı’ dedi Turgut Uyar
‘Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye’ dedi Haydar Ergülen
yürüyorum… daha da kimlerin omuzu değiyor omuzuma,
ürperiyorum bu zenginlikten…
kucaklaşıyoruz bazı,
bazı uzaktan selamlaşıyoruz,
bazı geceler flu bir ses..
öyle kalabalığız ki bir arada.. öyle de yalnızız ki bazı
‘kimse yok mu’ dediğim yerde kimler kimler çıkıyor karşıma
her şair bir kahin, her şiir bir kehanet…
İçimde bir yerlerde çok derinlerde,
kendimden bile sakladığım bir sır taşıyor gibiyim
bir gün ansızın kendimle karşılaşıp şaşkına döneceğim sanki…
