Ölmeden sürünmek

Nasılsın:

“Ölmeden sürünüyoruz işte”

Gerçek öyle midir?

Hayat, dönüşü olmayan bir yolculuk, akıp giden bir su gibidir. Kundakla kefen, beşikle mezar arasındadır..

Hayâta irâdemiz dışında geliyoruz, yolculuğa mecbûren başlıyoruz. Bize, “hayâta gelmek, hayat sürmek veyâ hayatta sürünmek istiyor musun” diye sorulmadı. Kendimizi beşikler içinde, kundaklara sarılmış bulduk. İşte bu noktadan itibaren mezarlara, sonsuzluklara doğru yolculuğumuz başlamış oldu. Bu yolculuğa hayat diyoruz.

Bu dünyâya kendi irâdemizle gelmiş olsaydık, geliş maksadımızı bir birimize sormamız gerekirdi. Böyle bir durum söz konusu olmadığına göre, geliş sebebini Allah bizlere bildirmiştir.

Elindekilere razı olmayanlara,”ölmeden sürünüyoruz” diyenlere iki farklı manzara çizmek istiyorum.

Osmanlı’nın en zirvede olduğu yıllar. Başında Sultan Süleyman var. Bir gün emir verir: “Bana domatesli, yeşil biberli salata getirin.” Emir alan kişi ezile büzüle cevap vermeye çalışır: “Efendim, biliyorsunuz ki ocak ayındayız ve bu mevsimde domates ile yeşil biber olmaz.”

Acil bir durum ve Sultan’ın emri: “Derhal Şam valisiyle görüşmek istiyorum.”

El cevap: “Efendim, ferman buyurun derhal atlı çıkaralım Şam’a ulaştırsın. En hızlı şekilde bir ayda gider gelir.”

O büyük Sultan’ın sarayında perdeler Fransız kupür değildi, halılar en çok Acem halılarıydı, cep telefonu yoktu. Kış mevsiminde soba ve mangal ile ısınırdı. Ve bundan sonrasını sizler hayal edin.

Kısacası hangi konuyu açarsak durum farklı olmayacaktır.

Sultan Süleyman hayatı ile bugünkü vasat düzeyde yaşayan bir insanın hayat standardı arasında her hususta uçurumlar olacaktır.

Bu satırları okuyanların ne diyebileceğini tahmin ediyorum. Bugün hayat standartları çok yüksek. Herkes öyle yaşıyor. Hem yukarıdakiler hem aşağıdakiler hallerinden razı değil. Daha yüksekleri istiyorlar. Bu durum şimdiki hayatın gerçeğidir.

Hayatın gerçeğinin bu olduğu doğrudur. Ancak, hayatta sıkıntıların artmasının da sebebi bu değil midir?

Hali ne olursa olsun, mutsuz, daha çok isteyen, hep başkaları gibi olmaya çabalayan, böylece huzurunu hep erteleyen ve öylece göçüp giden insanlar…

Elimizde bulunanlarla mutlu olmak yerine, ileriye dönük planladıklarımız gerçekleştiğinde mutlu olmayı bekliyoruz.

Peki, ne zamana kadar.

Böyle giderse “Hiçbir zaman”

[email protected]

748370cookie-checkÖlmeden sürünmek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.