Neden Patara ve neden şimdi?

Giray Ercenk, Antalya denilince ilk akla gelen aydınlardan birisi. Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı (AKSAV)’ın bir dönem müdürlüğünü de yapan Ercenk, Pamfilya, Psidia  ve Likya  bölgeleri Antik yol sistemleri hakkında önemli araştırmalar yapan ve yaklaşık 30 yıldır Gazipaşa’dan Kaş’a; ovalardan doruklara Toroslar’daki zengin  kültürel mirasın geleceğe sağlıklı biçimde aktarılabilmesi için bölgeyi  karış karış gezen, arşiv yapan bir araştırmacı. Akdeniz Üniversitesi’nde uygarlık tarihi ve Dinler Tarihi dersleri veren Giray Ercenk aynı zamanda ÇEKÜL VAKFI’nın bölgede yürüttüğü bir çok projede de görev alıyor.


Antalya’nın ve bölgenin kültürel ve tarihi mirası konusunda nitelikli çalışmalar yapan yazar Giray Ercenk’le son dönemlerde bölgede ve ülke genelinde tartışma yaratmakla kalmayıp Washington’a da sıçrayan Patara’daki Amerikan Anayasasının ve demokrasisinin kökleri tartışmasını konuştuk. Tartışmayı izleyen bir çok bilim adamı ve siyasetçinin ortak fikri, bu tartışmanın bilimsel değil, siyasi bir tartışma olduğu yönünde. Ercenk’e göreyse zamanlaması ilginç bir tartışma. İşte Giray Ercenk’in ağzından Patara- ABD tartışması…


-Patara’nın ABD Anayasası ve yönetim biçimine kaynaklık ettiğine ilişkin tartışmaları siz de yakından izliyorsunuz. Nasıl bakıyorsunuz bu tartışmalara?


-Ben bu konuya şöyle bakıyorum. 18 yy sonlarında, on binlerce kilometre ötede kurulmakta olan bir devletin kuruluş modeli olarak, iki bin sene geriden bir modelin algılanmış olmasını varsaymak ve bunu 21 yy’ın problemlerine örnek göstermek, bir şekilde bunun içinde olmak bana göre son derece yanlıştır. Epigrafi’nin, yani yazıtların okunamadığı, antik dillerin henüz çözülemediği,  sadece 2 bin yıl önce yazılmış kimi bilgilerle ki,  bu bilgiler yalnızca anıdır. Strabon’un yazdığı da anıdır. Pholebeus’un yazdığı da anıdır… Anılarla kaleme alınmış sözlerin bilgi diye günümüze taşınması yanlıştır. Bu diller daha yeni çözülüyor. Kitabeler yeni okunuyor. Patara’da bulunan meclis,  bir şehir meclisidir. Bulevterion  Perge’de de var, Xantos’ta da var, Aspendos’ta da var…  Bir şehir meclisini tutup da Amerika’ya model olarak  taşımış olmak Amerikalıların  kendi bilecekleri bir şeydir. Ancak bu tartışmanın  içine Patara’nın katılması, hele de onun kazılarını yürütmekte olan ekip tarafından katılması son derece yanlıştır. Patara’ya katkıdan çok zarar verir bu. Boşu boşuna gereksiz bir tartışmanın içine çekmektir Patara’yı. Patara’dan insanlar başka şeyler bekliyorlar. ABD  bunu niye örnek almış olursa olsun beni hiç ilgilendirmiyor. Bu bir bilgidir ve orada kalır. Bu bilgiyi tutup da günümüze taşıyıp örnek oluşturacak şekilde deklare etmek ve buna destek olmak bize göre yanlıştır.


-Bu süreçte tartışmaya müdahil olan yetkililerin tartışılması gereken açıklamaları var. Örneğin Kültür ve Turizm eski bakanı Atilla Koç, ABD adının Likya Birleşik Devletlerinden alındığını açıklamıştı. Şimdiki Bakan Etuğrul  Günay’ın, adlarını değil ama “özel çalışma yapılıyor” diyerek varlıklarını açıkladığı  senatörlerin geçmişte spekülatif kimlikleriyle de gündemde olmasını siz nasıl yorumluyorsunuz?


-Şimdi Stephan Solarz bu işin içinde olmasa, şu açıklamayı yapmasa bu iş bu kadar büyütülmezdi. Staphan Solarz’ın Kalkan’da aldığı mülklerle hiç kimse ilgilenmedi şimdiye kadar. Olağan bir durumdur bu. Kimse sorun yapmadı bunu. Ama ne zamanki Likya Federasyonu’nun başkenti olan Patara’daki  modelin,  ABD’nin kuruluş anayasasında ölçü alındığı gündeme getirildi, işte o zaman insanlar ayağa kalktılar. Neden bu zaman diliminde, neden şimdi, neden Likya federasyonu, neden federasyon? Yanlış mı düşünüyorum acaba? Ben kültür bakanının  söylediklerinin ayrıntılarını tam olarak bilmiyorum ancak dahil edilecek bir çok konu vardır bu tartışmanın içine. İnsanlar sorguluyor ve sorguladıkça rahatsız oluyorlar. Rahatsız oldukça da dışa vuruyorlar bunu. Böyle bir süreç bu.


-Bakan tam olarak şunu söyledi: “Likya, dünya üzerinde özel medeniyetlerden birisidir. 20 yıldır bu bölgeye tatile geliyorum, kendimi bir Likyalı gibi görüyorum. Kekova’yı, Kaş’ı görmediğim sene bana eksik geliyor. Bu ‘Işık ülkesi’ denen Likya gerçekten çok özel. Buranın bir özelliği var, burası tarihteki ilk demokrasilerden birisi. Atina demokrasisini tüm dünya biliyor. Ne yazık ki biz, kendi malını yeteri kadar pazarlayamayan bir milletiz. Bunu Amerikalılar keşfetti. ABD Senatosu’nda, Amerikan demokrasinin beşiği, kaynağı olarak Patara’yı gösterme konusunda bir grup senatörün özel çalışması var…”


-Peki sizce böyle bir açıklamanın bakan tarafından yapılmış olmasının ne gereği ve ne anlamı var?


-Ben de size soruyorum aynı soruyu.  Bakan ayrıca konuşmasına şunu da  ekledi: “Bunu TBMM’nin de özümsemesi gerekiyor. Demokrasinin kökünün Anadolu topraklarında olduğunun anlatılması, dünya açısından özel bir önem taşıyacaktır.”
 Yerel yöneticilere ve bölgede konuşulanlara göre  bu özümsemeden anlaşılan, Amerikalıların kurucu atalarının ilham aldığını iddia ettikleri Patara’daki Likya Birliği Meclisi binasının tam olarak ayağa kaldırılması için kazılara TBMM’nin sponsor olması yönünde.  Bölge halkı, Kurtuluş Savaşını vermiş olan birinci meclisin Amerikan titin devi Philip Morris tarafından restore ettirildiğini anımsatıyor ve bu süreçle ilgili kaygılarını dile getiriyor.


-Şimdi bakın, Türkiye’de her yıl onlarca kazı yapılıyor. Kazı yapılan yerlerde çalışan, bu işin  maddi zorluklarını çeken bilim adamları illa ki bu tür projelerin peşinde mi olmalılar?!  Başka türlü kazı yapamayacaklar mı? Patara şimdiye kadar Amerikalıların katkısıyla mı bu hale geldi? Hayır! Yerli finansörlerin ve bu işe gerçekten gönül vermiş yabancı vakıfların katkılarıyla bu taşlar ayağa kaldırılıyordu.


-Yani devlet dışı organizasyonların desteğiyle mi?


Evet. Sivil toplum örgütü dediğimiz organizasyonlar..Böyle bir argümana ne ihtiyacımız var birim. Yani neden şu sıralarda? 250 senedir var bu bilgi elimizde.


-Hangi bilgi?


-Likya Federasyonu’nun ABD  Anayasasında ölçü alındığı bilgisi…   Neden şimdi kullanılıyor bu bilgi?  Neden tam böyle 2000’lerin içinde. 2007’de…  Burnumuza, gırtlağımıza kadar savaşın eşiğinde, içindeyken. Gırtlağımıza kadar teröre bulaştığımız, BOP projelerinin konuşulduğu,  Ortadoğu haritasının yeniden çizilmeye başlandığı bir dönemde Likya Federasyonu’nun Amerika anayasasına örnek alındığı konusu,  hem de en yetkili ağızlar tarafından neden dile getiriliyor? Bunu ben sorguluyorum! Yani bunu insanlar sorguluyor. Ve bilim adamlarımız hangi hakla neden alet oluyorlar buna.  Patara’yı bu halk kendisi kazar. Efes’i nasıl kazıyorsa, Truva’yı,  Aspendos’u nasıl kazdılarsa öyle kazar… 
Milet kazılıyor,  Side, Aspendos,  Perge kazılıyor;  bunlar hiç tartışılmıyor, konuşulmuyor. Sadece Patara! Neden?  Birisi çıkıp bana bunu anlatsın!


DİĞER AYAKÜSTÜ SOHBETLER:


-‘Terörün panzehiri ekonomik gelişmedir’
-‘Türkmenlerin hakları, bizim Kürtlere de tanınmalı’
-‘Mahalle baskısı değil, ideolojik baskı’
– ‘Meclis’teki partilerin kadın politikası yok’
– Ersümer: Merkezde bir yeniden yapılanma olmalı…
– Fotoğrafın büyücüsü: Aykan Özener
– Savaş karşıtı eylemlerin fotoğrafçısı: Hüsnü Atasoy
– Ufuk Uras: Desteği için Baykal’a teşekkür ediyorum!
– ‘AKP’yi sola karşı yaratanlar yok edecek’
– ‘Muhabirlerin telifle çalıştırılması yasalara aykırı’
– Yeşiller bağımsızları destekleyecek
– Türkiye sağlık turizminde atakta
– ‘Hayallere tanık olmak istedik’
– ‘İngiltere’de işkence yaptılar…’
– ‘Kürtler, Türkler’i ikna etmeli…’
– ‘Düşünceye militarizm de engel…’
– Boyalı bank nöbetini terkeden ‘sosyalist’ asker
– ‘Kategorizesiz bir dünya hayalim’
– ‘Toplumsal varlıklar elimizden kayıp gidiyor’
– Ermeni tarihçi: Asıl sorumlu emperyalizm
– Hrant Dink: Ruh halimin güvercin tedirginliği
– ‘Vicdansızlığın İslamcısı, solcusu olmuyor…’
– ‘İsrail bir devlet değil, bir projedir’
– Orhan Suda: Yaşasın edebiyat
– Türkiye’nin Papa’ya sormayı unuttukları!
– Sol Kendini Arıyor VII: Ömer Laçiner
– Sol Kendini Arıyor VI: Hayri Kozanoğlu
– Sol Kendini Arıyor V: Aydemir Güler
– Sol Kendini Arıyor IV: Oğuzhan Müftüoğlu
Sol Kendini Arıyor III: Aydın Çubukçu
– Sol Kendini Arıyor II: Çiğdem Çidamlı
– Sol Kendini Arıyor I: Mihri Belli:
– Hayalet yazar Hüdai Nabit
– Çitlembik ağacıyla söyleşi
– ‘Çocuğa şiddet, çok yaygın’
– İran PKK’yi neden bombalıyor?
– Serdar Denktaş: Mal mülk davaları en zor sorun
– ‘Kıbrıs’ta kısa dönemde çözüm olmaz’
– Tayvanlı yazardan ‘Sıcak bir öpücük’
– Kavakçı: Başörtü, dini bir mesele
– Perinçek: MHP tabanını dışlayarak solculuk yapılmaz!
– ‘Tek dileğim iki dengeli bir dünya…’
– ‘Beni en çok korkutan: Google’
– ‘Sorunumuz Yahudiler’le değil, siyonizmle’
– O bir ‘peynir avcısı’
– ‘Çernobil’den ders çıkarmadık’
– Bir kültür taşıyıcısı: Aydın Çukurova…
– Afşar Timuçin ile insana dair ne varsa…
– 12 Eylül iddianamesine ne oldu?
– Akın Birdal: Evren yargılanmalı!
– Hitler ile söyleşi…
– ‘Baş örtüsünü ilk kez Sumerliler taktı’
– ‘Türk solu titreyip kendine gelmeli’ 
– ‘Hepten pusulasız olmadığımız kanaatindeyim…’
– ‘Siyasi güç, her zaman kendi hukukunu yaratır’
– ABD işdünyasında çöküş
– ‘ABD Anayasası Patara’dan’
– Çocuklar öldürülmesin!
‘- ‘Bir Gün Mutlaka’
– ‘Derin devlet sorunları çözmek istemiyor’
– Kaş’taki gözyaşı
– ‘Son 15 yılda bilinçte sıçradık’
– Piref. H. Ökkeş ile ‘dörtköşe’ sohbet…
– Sorgun Ormanı’nı kurtaralım
– Devrim Bize Yakışırdı!
– G-8 protestosundan gözlemler…
– Başkaların hayalleri…
– Hurafeler gölgesinde Gelibolu…
Çokuluslu tekellere karşı ‘Adil Ticaret’
– Kuzey çikolata, Güney ekmek derdinde
– Fokları, katliamdan kurtaralım!
– Nükleer denemelerin faturası: Doğal felaketler
-Türkiye’de de nükleer silah istemiyoruz!
– İsrail dünyanın 6’ncı büyük nükleer silahına sahip!
– Faşizm neden Almanya’da kök saldı?
– Demirel davasında tekelci medya da suçludur

731050cookie-checkNeden Patara ve neden şimdi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.