– Turizmde küresel bağlamda ve Turkiye açısından yıl nasıldı?
– Küresel turizm pazarında Türkiye çok önemli paya sahip bir ülke, yaşanan sıkıntılardan dolayı bazı dalgalanmalar söz konusu olsa da Türkiye’ye gelen turist sayılarının toplamında artış yaşanmıştır.
Türkiye’de oda arzının artışı dikkate alınması gereken önemli hususlardan biridir. İstanbul ve Antalya başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde otel yatırımları devam etmektedir. Bu artan arzın karşılığında pazarda talep artışı olmasını temin edecek strateji ve politikaların devamlı güncellenmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin turizm alanındaki büyümesi birçok ülkeye örnek gösterilecek kadar başarılıydı. Büyümenin bundan sonra da sürdürülebilir olması gerekir. Yüksek doluluklara ulaşan bölgelerde, kişi bazı turist harcamalarını arttırmanın yöntemlerini hep birlikte yaratmamız gerektiğini düşünüyorum.
Diğer önemli husus ise Türkiye’nin turizm gelirlerini on iki aya yayılmasının temini, bölgeler arasında gelir dağılımına destek olması açısından yeni turizm ürünlerini uluslararası pazara sunulması ve pazarlanması gerekliliğidir. Türkiye’nin potansiyelinin zengin olduğu kültür, tarih ve termal ürünlerinin aktif pazarlanması turizm faaliyetlerinin yayılması ve yaygınlaştırılmasına çok katkı sağlayacaktır.
– Türkiye turizmcilerinin hükümetten beklentileri neler?
– Kültür ve Turizm Bakanlığı, sektöre yönelik çok başarılı işler yapmıştır ve yapmaktadır. Özellikle tanıtım açısından reklam faaliyetlerinin yanı sıra, fuarlara katılım, düzenlenen workshoplar, Türkiye’de ağırlanan gazeteciler ve kanaat önderlerinin geri bildirimlerinden çok olumlu kazançlar elde ettik.
Haklı olarak bu tanıtım faaliyetleri ağırlıklı olarak, kitle turizminin yoğunlaştığı, deniz, kum, güneşe ve İstanbul’a odaklı olmuştur ve olmaktadır. Ancak, farklı turizm ürünlerinin pazarlanması içinde benzer çabaların planlı ve uzun süreli şekilde gösterilmesi gerekmekte olduğunu düşünmekteyim.
– Küresel baglamda turizm sunumunda anlayış (her sey dahil gibi) degişiyor mu?
– Günümüzde tüketiciler, yaşam stillerinde etkin bir şekilde değişiklik yaparak, sağlıklarını korumanın, kendilerine iyi bakmanın yollarını aramaya özen göstermektedirler. Bu eğilim, beslenme, kilo kontrolü, spa, termal, fitness, fiziksel-bedensel faaliyetler, güzellik, anti aging, koruyucu kişisel sağlık ve wellness turizmi ile kapsamlı bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Yaşam stillerini wellness ile bütünleştirmiş tüketiciler, tatillerini de bu ilgi alanlarına yansıtarak, wellness odaklı tatil yapma arzusundalar veya en azından tatilleri süresince normal yaşamlarındaki rutin wellness faaliyetlerine devam etmek istemektedirler.
Gelişen bu İhtiyaçlara göre oluşan yeni talepler doğrultusunda, oteller hizmet ve ürünlerinde (örneğin; oda tasarımından, menülerin oluşumuna ve Spa’lara kadar) birçok konuda wellness ağırlıklı değişiklikler yapacaklardır.
– Hotellerde “in” ya da “out” olan hizmet nedir?
– Wellness yaklaşımları dışında otellerin, rezervasyon, otele giriş/çıkış, anket işlemlerini akıllı cihazlarla yapmalarını mümkün kılan teknoloji alt yapı gelişimleri söz konusudur. Bu gelişmeler, bazı işlemleri hızlandırması açısından iyi gibi gözükmektedir. Ancak hizmet sektöründe olduğumuzun farkındalığı ile kişisel temasların eksikliğinin servis kalitesini olumsuz etkileyeceği gibi bazı risklerin olduğunu düşünmekteyim.
Bu yüzden teknoloji kullanımının yaygınlaştırılmasında kritik çizgiye dikkat çekilmesi gerekecektir. Otel markaları kendi hizmet standartları içinde bu gelişmeleri değerlendirmekte olacaklardır.
– 2015 sezonundan beklentiler neler?
– 2014 yılı ülkemizde ve yakın coğrafi çevrede yaşanan siyasi ve ekonomik tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye için turist sayısı ve gelirleri açısından artışların olduğu bir yıl oldu. Bu durumun iki sebebi bulunuyor; birincisi Türkiye turizm açısından güçlü bir marka haline geldi, ikincisi ise fiyat ve kalite ilişkisinde iyi ürünleri oldukça makul fiyata sunan bir ülkeyiz.
2015 yılında da bu şekilde devam edeceğimize inanmaktayım. Türkiye’nin dört bir yanına yatırımlar devam ediyor, 2015 yılı ve devam eden yıllarda ciddi arz artışı söz konusu olacak. Arzın artması kısa dönemde doluluk oranlarının düşmesine sebep olabilir. Ancak Türkiye, markasına yatırım yapmaya, ürün çeşitlendirmeye ve turizmi 12 aya yayma çalışmalarına devam ederek bunun üstesinden gelecek ve talebin artmasını sağlayacaktır.
Diğer bir taraftan Akdeniz çanağındaki Türkiye’nin rakip ülkelerinin doluluk oranlarında artışlar söz konusudur. Pazardaki rakip ülkelerin turizmden aldığı payların yakından incelenmesi gerekmektedir.
– NG’nin gelecek projeleri neler?
– Turizm sektöründe hızlı ve kontrolsüz bir büyüme yerine sağlam adımlarla ilerlemeyi doğru buluyoruz. Bugüne kadar yapmış olduğumuz yatırımlarda, yatırım ve işletme süreçlerini uzun soluklu planladık ve üstün hizmet kalitesini belge ve ödüller ile hayata geçirdik.
Bundan sonra gerçekleşecek yatırımlarımızda da aynı stratejiyi izlemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki 3 yıllık planımızda İstanbul projemiz bulunuyor.
