“Sayın Yılmaz, Neden Mizah?”

Gezi’nin en şiddetli döneminde zorlama bir refleksle ‘’Ağaçtan yanayız, sopadan değil’’ diyerek ince bir zekayla, ‘’sopa yiyen gençlerden’’ yana tavır almasını önemsedik. İşi biraz daha ileri götürerek, ‘’Yahu şu gaz sıkma işini bir bitirin. Bu insanlar düşman mı?’’ diye seslenmesi de önemliydi ama dedim ya olmuyor. Siyasi mizah ya da politik eleştiri alanında abisi Can Yılmaz’ın hayli gerisinde kalıyor.

İnsan konu Cem Yılmaz olunca çıtayı yüksek tutuyor. Günlük hayata, sosyal ilişkilere, kadın erkek dünyasına, bize has davranış kalıplarına gösterilerinde, filmlerinde, söyleşilerinde bir hayli etkili bir dille ayna tutan, çözüm sunan, yeren ama sonuçta hep güldüren Cem Yılmaz politik konularda güldürmüyor, güldürmediği gibi zevk de vermiyor.

Dolambaçlı, kimsenin bir şey anlamadığı, 140 karaktere sığdırılma telaşıyla sırf yazılmak için yazıldığı belli cümlelerle geçiştiriyor politik gündemi Yılmaz. Mizahın beslendiği en önemli alan politika değil midir? Özellikle bizim gibi ülkelerde siyasal mizahın altın çağını yaşaması gerekmez mi? Mizahın toplumsal sorunlara el atmadan başarılı olabilmesi mümkün müdür. Tabii ki de değildir. Sanırım burada devreye ‘’denge’’ unsuru giriyor.

Cem Yılmaz siyaseti sevmiyor. Kim seviyor ki. Türkiye’de siyaseti siyasetçiler sever. Cem Yılmaz’dan da bir politikacı gibi siyasete karışmasını, sosyal medyada ve ya filmlerinde, gösterilerinde günlük siyasete bulaşmasını beklemek haksızlık olur. Bu en çok da siyasetçilerin işini zorlaştırır. Milyonlarca hayranı, takipçisi olan bir isim Cem Yılmaz sonuçta. Facebook ve Twitter hesaplarını toplamda 15 milyona yakın kişi takip ediyor. Takipçi sayısı bu ülkedeki bütün politikacıların takipçi sayısından fazla… İktidar partisinin oy oranına yakın bir takipçi sayısı var neredeyse. Hal böyle olunca da kitleler Cem Yılmaz gibi etkili, sözü dinlenen isimlerin hemencecik tarafını seçmesini bekliyor. Oysa mizah politikadan beslendiği gibi en çok da hayatın gri alanlarından beslenmekte…‘’Ya siyah ya beyaz’’ tavrı mizahı zamanla asabileştirdiği gibi, hem etkisizleştiriyor hem de yavanlaştırıyor.

Böylesine etkili bir figürün siyasetin odağında olması onun mizahi yönünü de köreltir görüşündeyim açıkçası. Ama böylesine zeki, hazır cevap bir adamdan bu tür konularda en azından bir ‘’Atilla Taş düzeyinde mizah’’ beklemek hakkımız değil mi? Sosyal medyada Atilla Taş fırtınası esiyor, bilmiyorum Cem Yılmaz’ın haberi var mı? Onun yarattığı şaşkınlık Cem Yılmaz’dan da bekleniyor uzun zamandır. Olmuyor. Öylesine keskin ve öylesine sert bir hava hâkim ki toplumun her kesimine, mizahçı da bu ortamda birkaç cılız refleksle durumu idare etmeye çalışıyor. Ve kimseye yaranamıyor. Sessiz kalması da, yeterince sert tepki göstermemesi de kabahat oluyor. Yalova valisi için ‘’Kalpsize mevki vermeyeceksin’’ diye yazarken de, ‘’Biz İlber’ciyiz’’ derken de halkın da medyanın da hem övgüsünü, hem yergisini kazanıyor. Bu sağlıksız ortam ve tahammülsüz iktidar mizahçının işini zorlaştırıyor. Böyle olunca da Cem Yılmaz’dan boşalan koltuğu abisi Can Yılmaz dolduruyor.

_____________

ERKAN ÖZTÜRK – YAZAR
[email protected]

770970cookie-check“Sayın Yılmaz, Neden Mizah?”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.