İSVEÇ’TEN… Yaşar Kemal – Orhan Pamuk

Y.KEMAL,O.PAMUK VE KARIŞAN ELMALARLA ARMUTLAR

Türkiye’deki bazı gazetelerde yer alan haber şöyle:

“İsveç’in Svenska Dagblabet Gazetesi, Orhan Pamuk ile yapılan röportajda, Pamuk’un ağzından ‘Yaşar Kemal, 1977 yılında 20 ay hapis cezasına çarptırıldıkdan sonra devlete 5 yıl bu konuda yazı yazmamak sözü vermesi sonucu serbest bırakıldı’ diye yazmıştı.

Gazete, dün hatasını kabul etti ve bir yalanlama yayınladı. Gazetenin kültür müdürü Anders Q Björkman imzalı yazıda, Orhan Pamuk’a atfedilen Yaşar Kemal ile ilgili iddiaların Pamuk’a değil, başka bir kaynağa ait olduğu belirtildi. Ancak gazete bu iddianın kime ait olduğuna ait bir açıklama yapmadı.”

***

İsveç’in en büyük ve ciddi gazetelerinden Svenska Dagbladet,sanki yalan haber yazmışçasına büyük yazarımız Yaşar Kemal’den özür dilemek zorunda bırakıldı.Yaşar Kemal de kendi devletine gizli söz vermiş kuşkusuyla karşı karşıya kaldı.Yani tam elmalarla armutların birbirine karışması olayı.İşin doğrusunu sorarsanız,ne Svenska Dagsbladet’in haberi bütünüyle yalan, ne de ortada Yaşar Kemal tarafından devlete verilmiş bir söz var…

Belleklerimizi biraz zorlarsak, o günlerdeki “manzarai umumiye” şudur:

Terörle Mücadele Yasası’nın ünlü 8. Maddesi yürürlüktedir.Yaşar Kemal’in, “Babam Kürttü” demesi bile “teröre destek ve yatakçılık yapmak” suçu kapsamına giriyor.Orhan Pamuk, Yaşar Kemal başta olmak üzere bir çok aydın ve sanatçı Kürt sorununun çözümü konusunda “zülfüyare dokunan” görüş bildirdikleri için kovuşturmaya uğruyor, haklarında davalar açılıyor, mahkum oluyorlar.

Bazıları hakkında açılan davalar mahkumiyetle sonuçlanıyor.Yazar ve sanatçıların bir kısmı hapse  giriyor, bir çoğu da girmek üzere.Dünya ayağa kalkıyor.Devleti yönetenlerin aklına “dışardaki imaj”sorunu geliyor.Bir formül aranıyor. Öyle bir formül bulunmalı ki,hem haklarındaki ceza kesinleşenler hapse girmekten kurtulsunlar, hem de bir daha bu konularda ağızlarını hiç açmasınlar…

Terörle Mücadele Yasasının 8. maddesinde küçük bir düzenleme yapılyor.Diyorlar ki,cezaları kesinleşenler hapse girmesinler. Ama, sussunlar. Beş yıl içinde aynı suçu tekrar işlerlerse derhal hapse atılsınlar;yeni cezalarıyla birlikte ertelenen eski cezalarını da çeksinler… Yani, tam bir “Demoklesin kılıcı” yasası…

Yaşar Kemal o günlerde yaptığı açıklamada, “Çok yaşlıyım ve romanlarımı yazmak istiyorum.Romanlarımı yazmaktan mahrum kalarak ,cezaevlerindeki kötü koşullardan ölmek istemiyorum!” diyor.Benim çok iyi anımsadığım, büyük yazarımızın söylediği sözler bu…Bu,devlete verilmiş bir söz değildir.Don Kişot tavrına girmeden yel değirmenlerinden bir kaçış tavrı, anlaşılabilir bir çaresizlik…

Yaşar Kemal,sanatçıların, aydınların birer birer kurşunlandıkları 12 Eylül öncesinde de yaklaşık bir yıl süreyle yurt dışında, İsveç’te yaşadı.

Bu tavrı da doğruydu.İyi ki de bunu yaptı.Devleti, o günlerde onu koruyamıyordu.Pisi pisine ölüp gitmek istemiyordu.Faşist cellatların ölüm tuzaklarından, ardından ağıt yakılanlar listesine katılmaktan ancak böyle kurtulabildi…

199O yıllarda Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan bu değişiklikten sonra  herkes sustu.Kürt sorunu konusunda Yaşar Kemal’le birlikte  basın toplantısı düzenleyen Orhan Pamuk da susmak zorunda kaldı.Bu da anlaşılabilir bir tutumdu…

Ya, bir süre için kendi kendine karşı bir süre otosansür uygulamak, susmak vardı.Ya da bu yasaya aykırı hareket ederek içerde mapusane türküleri söylemek gerekiyordu.

Bir seçenek daha vardı;aynı yasanın hışmından kurtulmak için Ahmet Kaya gibi ülkeyi terk etmek,yurt dışında ölmek;Paris’te, Yılmaz Güney’in yanına boylu boyunca uzanmak vardı…

Bekara karı boşaması, hariçten gazel okunması kolay.

Siz olsaydınız, bu seçeneklerin hangisini uygulardınız?…

***

NURETTİN ERSİN İÇİN…

12  Eylül’ün Milli Güvenlik Konseyi üyelerinden Nurettin Ersin öldü. Anadolu halk geleneğinde ölünün ardından konuşulmaz.

Bir şikayeti olan,davasını “mahşer gününde kurulacak ulu divan”a  saklar. Biz de 12 Eylül’ün bu “ emektar”  Paşa’sını, tıpkı 12 Mart ve 12 Eylül’ün  gençleri gibi darağacına  gönderilen Pir Sultan Abdal’ın bir dörtlüğüyle uğurlayalım:

Ben de vekil ettim Bari Hüda’mı
O da kulu gibi zulüm ede mi
Orda söyletirler bir bir adamı
Kalsın benim davam divana kalsın

646140cookie-checkİSVEÇ’TEN… Yaşar Kemal – Orhan Pamuk

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.