Açık Gazete’de “THY Londra’ya çifte müdür” başlıklı habere gözünüz değmiş olmalı… Habere göre eski Londra Müdürü Osman Battal tekrar atanmış. Battal halen THY Londra müdürlüğünü yürüten Necdet Şark ile birlikte çalışacakmış… Özetle THY Londra’da çift müdür var artık… THY Londra’nın Tanıtım ve Basın Halkla İlişkiler Müdürü Füsun İlkay bir kaç kez aradım ama kendisine ulaşamadım. Hem hatırını hem de şu çifte müdür olayını sormak isterdim. Neyse, Fusun İlkay’ın “THY büyüyor tabii… Kadrosu da ona göre büyüyecek” diyeceğini sanıyorum… Ne de olsa eski arkadaşız. Bu kadarlık bir öngörümüz olsun di mi…
THY Londra, geçmişte de ulusal basında pek çok kez yer aldı… THY, 12 Aralık 2006’da da, apronda deve kestirerek adını duyuran Teknik A.Ş. Uçak Bakım Başkan Vekili Şükrü Can’ı adeta ödüllendirilerek Londra THY’ye tayin ettiği basına yansımıştı…
Google’da dolaşırken usta gazeteci Uğur Dündar’ın THY Londra’ya ilişkin geçen Ekim’de kaleme aldığı bir araştırmasına rastladım… Dündar, THY Londra Müdürü Necdet Şark’ın lise mezunu olduğu ve İngilizce bilmediği halde Topçu’nun hemşerisi olduğu için bu göreve getirildiğini öne sürüyor. Haberde Şark’ın 4 bin Pound maaş aldığı, makam aracı bulunduğu ve ev kirasını THY tarafından ödendiği de belirtiliyor…
Uğur Dündar aynı haberde yine THY Londra Bürosu’nda ticaret şefi olarak çalışan Eyüp Sultan Topçu’nun da Hamdi Topçu’nun yakını olduğunu, 3 bin Pound maaş aldığını, ev kirasının yarısının da THY tarafından ödendiğini yazıyor.
Usta gazeteci, Hamdi Topçu’nun şirket çalışanlarıyla yaptığı toplantılarda sık sık, “Biz bir aileyiz” dediğini de belirterek, “Milli havayolumuz THY, hakikaten Topçu aile şirketi gibi çalışıyor!” diyor.
THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu da bu iddiaları yanıtlarken, “Uğur Dündar’a cevap vermiyorum. Bitmiş bir adamı diriltmek istemiyorum. Uğur Dündar geçmişte yaptığı işlerin hesabını versin ondan sonra benim hakkımda yazsın” demekle yetinmiş. Topçu taşı gediğine pek koyamamış ama olsun varsın, önemli olan topa tutmak…
***
Bizim toplumdan bir diğer haber de İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın, Orta Amerika’daki Honduras’ta önceki gün öldürülen Türk vatandaşı Ömer Kaya (33) ile ilgili konsolosluk desteği sağladıklarını açıklaması… Londra’da emlakçılık yaptığı belirtilen Ömer Kaya turist olarak Honduras’a gidiyor ve fotoğraf makinesini çalmak isteyen hırsızlarca öldürülüyor.
Bu haberi okuduğumda içim cızzz etti… “İçimizden birisi olan genç arkadaşın turist olarak gittiği bir ülkede öldürülmesi ve Türk vatandaşı da olmasına karşın önce İngiltere Dışişleri’nin Ömer Kaya’ya sahip çıkması” cızzz ettirtecek cinsten…
Ömer Kaya’nın talihsiz ölümü Japon yönetmen Akira Kurosawa’nın unutamadığım Dersu Uzala filmini hatırlattı… Film, Rusların harita çizmekle görevli birliğinin subayı ile doğa adamı Moğol Dersu Uzala arasında başlayan ilişkiyi anlatır… Dersu Uzala doğaya karşı haksızlık yaptığı kanısıyla korkmaya başlar. Rus görevliler korkusunu yenmesi için kendisine bir tüfek hediye eder. Ne yazık ki tüfeği çalmak isteyen haydutlarca Dersu Uzala öldürülür. “Bu filmi mutlaka izleyin” derim…
***
İngiltere gündemine gelirsek AB tartışmaları ekonomik kriz haberlerini biraz halının altına süpürmüşe benziyor… Geçen hafta Müzik devi HMV zincirleri ve fotoğraf teknolojisinde uzman şirket Jessops piyasadan çekildi. Ondan önce de beyaz eşya zinciri Comet iflas etmişti.
İyi günlerinde “Kriz Bütçesi”ne bile sahip olan dev şirketlerin batışı; sıradan vatandaşı ve özellikle göçmen, yalnız anne ve engelli gibi dezavantajlı grupları daha çok endişelendirdiğini düşünüyorum…
Hükümet sosyal hakları tırpanlarken garip bir şekilde geçen ay elektrik ve gaz gibi zorunlu tüketim maddelerine de enflasyon (yüzde 2.7) üzerinde yüzde 3.9’luk bir zam yaptı… Üstelik havanın soğuduğu ve tüketimin arttığı bu günlerde…
Sual eden olursa Londra’daki halimiz ahvalimiz yukarıda anlattığım gibi kıştır dostlar… Kara kış…