Bugün pazar… Nazım’ın şiirindeki gibi kimse beni ilk defa güneşe çıkarmadı ama köşe yazmak için kafamda pek çok konu yer değiştirip duruyor… Ve Ankara’da bomba patlatılan araç: Ölü sayısı 27. Bu kahreden sayı giderek artıyor… Her şey önemsizleşiyor. Ne yazsanız önemi yok.
Bu katliamlardaki neden sonuç ilişkisi nedir? Bugünlere nasıl gelindi? Kimler getirdi? Bunları sorgulayacak, peşini bırakmayacak ne güçlü bir muhalefet var ne de basın. Nasıl olsun ki? Sorgulamak için arkanızı demokrasiye dayamalısınız. Yoksa dayanağınız, sorularınız böyle köşelerde kalır.
***
AKP, Suriyeli göçmenleri Avrupa’ya göndermeme karşılığında Türk vatandaşlarının “Avrupa’ya vizesiz seyahat” edeceği müjdesini verdi. AKP’nin yaptığı pek çok iş gibi yalan dolan bir algı operasyonu devrede yine. Yapılan yaygaraya göre sanki Türk vatandaşları Avrupa’da serbest dolaşım hakkı kazandı.
Oysa AB ile yapılan “ahlaksız” pazarlık yalnızca Shengen vizesini kapsıyor. AKP, “Avrupa” dese de, Birleşik Krallık (BK) ve İrlanda Shengen dışında. Özel statüdeki Danimarka da bu pazarlıkta yok.
“Vizesiz Avrupa” seyahatinde “Göster pasaportu ya da kimliği geç” akla getirilse de ilgisi yok. Kapıdaki görevli “vizesiz” yolcuya vize verir gibi ahiret soruları soracak. Görevli, gelenin taşıdığı paradan, seyahat sigortasına tatmin olmazsa, giriş izni vermeyerek ilk uçakla geldiği havalimanına gönderebilecek…
“Vizesiz Avrupa”, cümlesiyle Türk vatandaşları denilse de, “turistik, ticari ve aile ziyareti” yapacakları kapsayacak. Ve adına “vizesiz” denilen girişler de süreli (6 ay çok girişli, en fazla 3 ay kalabilme) olacak.
AB’nin bu vizesiz seyahat için Türkiye’den istediği 72 maddenin Haziran sonuna kadar yerine getirilmesi de imkansız görünüyor. İsteklerden biri de Türkiye’nin “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi” yerine “Kıbrıs Cumhuriyeti” demesi. Ayrıca AB’nin vize uyguladığı fakat Türkiye’nin turistik amaçla vize istemediği 3’ncü ülkelere vize getirmesi, üstelik e-vize yerine “soruşturmalı konsolosluk vizesi” verilmesi isteniyor.
***
AB ile vize tartışılırken gelelim BK’nin tavrına. BK’nin Türkiye’yi AB yolunda desteklemesi “Nasılsa giremeyecekler, bari destekler görünüp elimizde kart olsun” niyetineydi. BK üstelik Türkiye’nin stratejik ortağı yani her alanda dayanışma içinde olacağı ve diğer ülkelere karşı birbirini kollayacağı kankası.
Geçen gün The Sun’ın köşe yazarı Tony Parsons, “Türkiye AB’ye girmesi, bizim çıkmamız için yeterli bir gerekçe” diye yazdı. Aslında bu yorum sokaktaki sıradan beyaz İngiliz ve Muhafazakar Parti’nin duygularına da tercüman oldu denilebilir. Yazara göre, Türkiye’nin üyeliği ile AB’nin Suriye, Irak ve İran ile komşu olması, doğacak çocuğun güvenliğini riske atmakmış. Bu ülkeleri bu hale getiren kim hırtaboz!
BK’nin Türkiye politikasında ikiyüzlülüğü anlatan bir diğer haber de Maliye Bakanı George Osborne’un, Türk vatandaşlarına vize serbestisi tanınmasına itiraz etmesi. NTV’nin aktardığına göre Osborne saflık edip “Türkiye’nin AB üyeliğinin yakın zamanda gerçekleşeceğini de ummuyorum” demiş.
Türkiye Avrupa’dan vizesiz seyahat beklerken, kankası BK’nin vize ücretlerini artırmasına da ne demeli? 18 Mart’tan itibaren uygulanacak zamlı vize tarifesini https://www.gov.uk/government/publications/visa-regulations-revised-table adresinden öğrenebilirsiniz. BK vizede işin tadını kaçırdı, işi ticarete döktü.
Sermaye elini kolunu sallayarak gezerken, emeğe vize adil değil. Dünya hepimizin. Herkesin vizesiz gezme hakkı var! Şu politikacıların yerlisi yabancısı topunun işi gücü yalan dolan. Al birini vur ötekine.