Votka mı, kolonya mı?

Markete bana votka almak için giden arkadaşımın kardeşine, “En ucuzundan al. O bile bizimkinden iyidir” demiştim, Minsk’te. İki dolara karşılık gelen 50 cl.’lik Kristalinçskaya’yı içerken, haklı çıkmanın keyfini de yudumladım. Deniz, “Aslında, daha da ucuzu var ağabey, ama bu markette kalmamış.” Dediğinde, hayretim de, elimdeki minicik votka bardağıyla havaya kalkmıştı. “Daha da ucuzu mu?” diye sahibini arayan bir soru dökülmüştü dudaklarımın arasından, hayretimin isteğiyle. “Evet ağabey. Bir dolar civarında.” Yanıtı, hemen zihinsel hesap makinemi çalıştırdı; ‘1.300.000 x 2 = 2.600.000… Bir litre votka iki milyon altı yüz bin.’ Uçuklama özürlü dudaklarımı kontrol bile etmeden, o an, ‘Canım ülkeme döndüğümde ilk işim bu konuda bir araştırma yapacağım’ sözünü verdim kendi kendime. Zihinsel depomda, uygun zamanında uyandırılmak üzere uykuya yatırdığım bu sözüm, maalesef çok fazla uyuyamadı!..
Birkaç ay sonraydı. Bir gün, canım ülkemin sıkça değiştirilen kaldırımlarında yürürken, “dikkat manyağı” özelliğimin en büyük destekçisi olan gözlerim, bir marketin vitrinine takıldı; “Kurban Bayramınız Kutlu Olsun.” “Sizin de,” dedim içimden. Yazının hemen alt tarafında da, biraz daha küçük karakterlerle yazılmış bir yazı; “Kurban Bayramı Nedeniyle Size Özel Fiyatlar.” Alaysı bir tebessüm belirdi yüzümde, “hep aynı yalanlar” diye geçirince içimden. Çünkü her özel gün ve/veya günler öncesi, vitrinlere yayılan bu tür ilanlara her zaman kızarım.

Bir malın satış fiyatında indirim yapabilme olanağı nasıl olur? Sizi bilmem ama bence, indirimden önce bindirim yaparak olur. Daha ucuza satma olanağına sahipken, neden diğer günlerde bizi kazıklıyorsunuz? Der ve pek itibar etmem bu tür ilanlara.

“Neymiş bakalım Kurban Bayramı nedeniyle bize özel fiyatlı ürünler?” diye sormadan, gözüm bir, ama tek bir ürünün ilanına takıldı; “Bir litre kolonya: 2.690.000 TL.” Hemen her bir yerlerde yazdığı gibi, “Neden 2.990.000 TL. değil? Acaba Kurban Bayramı nedeniyle, gerçekten ekstra bir indirim daha mı yapılmıştı?” diye sordum kendi kendime. “Olabilir. Neyse boş ver” dedim. Çünkü ilanın ben de uyandırdığı şey başkaydı. Onu okuduğum anda, zihinsel depomda uyuyan, Minsk’te ‘kendi kendime verdiğim söz’dü uykusuna son veren.

Daldım marketin içine. Doğruca, o ilandaki kolonyanın yer aldığı tezgâha yöneldim. “Hem de 80 dereceymiş” dedim, elimdeki kolonya bidonunu incelerken. “Güzel! Artık başlayabilirim.” Diyerek, evime yollanmak üzere girdiğim hızla, oradan çıktım.

150–200 metre uzaklıktaki evciğimin kapısındaki yuvasına yerleştireceğim anahtarı cebimden çıkarırken elimin içine kendiliğinden yerleşen kâğıdı gördüğümde güldüm; “Yine, dışarı çıkış amacımı atladım.” Dedim içimden, alışveriş listesini yeniden cebime sokarken. Ama ne yapayım, yazma isteği gelir-gelmez, diğer her bir şeyin önüne geçiveriyor işte. Hem, bakın ne güzel, hiç alışveriş yapmadığım için, evde yerlerine yerleştireceğim şeyler de yoktu, zamanımı alacak!.. “Oldu olacak, yazıyı yazarken kendime bir bardak votka doldurayım da, yazının içeriğine uygun olsun ortam.” Diyerek, mutfağa yöneldim. Buzluktaki votka şişesinden bardağıma yarı beline kadar doldurdum. Bir başka bardağa da, bol buzlu su hazırladım. Elimdekilerle salona döndüğümde , “O, kimleri görüyorum,” dedim onlara bakarken. Kâğıt ve kalem de, çoktan yerini almışlar beni bekliyorlardı işte masanın üstünde. Yerime oturdum. Önce bir yudum şurup kıvamındaki sek votkadan çektim. Ardından buzlu suyumdan bir yudum. Başladım yazmaya.

Bir Litre Kolonya Deyip Geçmeyin?

Bir litre kolonya, 2.690.000 TL ve hacmen %80 alkol içeriyor. Bir an için üstüne bir litre su eklediğimizi varsayalım. Oldu mu bize; iki litre, hacmen %40 alkollü sıvı. Bunu da, bölünce üç tane 70 cl.lik şişeye, 67 santilitresi dolu üç şişe %40 alkollü sıvı elde etmiş olduk, değil mi? Olması gereken 70 santilitreden %4 sapmaya denk gelen bu oranda bir sapma, %5’in altında olduğu için kabul edilebilir bir sapmadır.

Peki, bir litrelik kolonyaya 2.690.000 TL. ödemiştik değil mi? Haydi, bunu da üçe bölelim. Bir şişe %40 alkollü sıvıyı 896.667 TL.’ye mal ettik değil mi?

Şimdi de işin votka bölümüne geçelim. Hacmen %40 alkollü en ucuz votkanın 70’liği 20.000.000 TL’dir. Az önce ürettiğimiz, aynı oranda alkol içeren 70’lik kolonyanın maliyeti ise 897.667 TL’dir. Aradaki fark, 19.102.333 TL. Yani votka, kolonyadan 21 kat daha pahalı!

Şimdi, biraz oturup düşünün, ben de bu arada birkaç soruyla vakit geçireyim!

—Neden bayram gibi özel günlerde votka fiyatlarında indirim yapılmaz da kolonya fiyatlarında indirim yapılır?
Hâlbuki böyle günlerde votka fiyatlarında da indirim yapılsaydı da, biz de halkımızın eline votka dökseydik; şöyle güzelce bir, elini, yüzünü ferahlatsaydık olmaz mıydı?
“Olmaaaz… Alkol haram!” diyenler mi var ne? Yoksa bana mı öyle geldi! Böyle diyenler varsa(?) sormak lazım değil mi; “Peki ya kolonyanın içindeki alkol helal mi?” diye!
—Neden votka, kolonyadan 20 kat pahalı? İçildiği için mi? Hani, kimsenin yediğine içtiğine karışmayacaktık? Hani, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” di?
Demokrasiyle çok yakın bir zamanda tanışmış olan, Beyaz Rusya (Belarus) kadar liberal olamamak, yakışıyor mu; 80 yıllık demokrasimize?
—ÖTV! Özel Tüketim Vergisi! İçki sınıfına giren alkollü içecekleri içenlere uygulanan, %75’e varan bir vergi ÖTV! “Parayı veren düdüğü çalar!” Yani, parayı veren öttürür! Buradan yola çıkarak, bu verginin adını bundan sonra, “Öttüreni Tüketen Vergi” olarak değiştiriyorum. Denemesi parayla; öttürün bakalım bir şişe alkollü içeceği, nasıl cebinizdekiler tükeniyor görürsünüz.
—Peki, halkımız bu yazıyı okuyunca, votka içmeyi bırakıp da, kolonya içmeye başlarsa ne olacak? Sakın ha, içmeyin! Birisi metil alkol, diğeri etil alkol içeriyor. Kör eder, öldürür hepinizi sonra. Kör olursunuz kör. Demedi demeyin!..
Allah Allah, şimdi aklıma Tosun Dayı geldi! Eşi, evde misafirlere sunacak kolonya bulundurabilmek için köşe bucak, kolonya saklardı, Tosun Dayı içmesin diye. Ama her defasında da Tosun Dayı galip çıkardı.
Evin önüne attığı sandalyesine, oturduğunu sokağın elli metre gerisindeki girişinden fark edilirdi. Nasıl fark edilmesin di; tüm mahalleyi mis gibi limon kolonyası kokusu kaplamışken. Tosun Dayı 30 yıl önceden bugünü görebilmiş demek ki. Biz de gidip yıllarca ekonomi okuduk, bir halta yarayacakmış zannederek. Ama aklıma takıldı, acaba o zaman da, kolonyayla, votka arasında bu kadar fiyat farkı var mıydı?

741570cookie-checkVotka mı, kolonya mı?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.