Sabaha uyanabilmek
ruhunu havalandırabilmek
ne yaşanmışlıkların ağırlığını
ne de yaşanmamışlıkların hüznünü dert edinmek
dün dün dün diye acınmamak
yarın yarın yarın diye hayıflanmamak
arafta kalıp bu günü kaçırmamak
aptallığına ‘çocuk ruhu” kılıfı giydirmemek
çocuk ruhunun saf heyecanını,
yıllara ‘yaşama sevinci’ olarak damıtabilmek..
herşeyi değil bazısını öğrenebileceğini,
herkesi değil bazısını sevebileceğini bilebilmek
yaşının getirdiğince ruhunun elverdiğince
hayatın sürprizlerine kucak açabilmek
egonu ehlileştirmek
güzel insanları hayatına dahil etmek
güzel kelimeleri ağzına buyur etmek
herhangi bir konuda herhangi birine yardım edebilmek
dünyevi sorunların içindeki gerçeklikle,
hayal dünyasının içindeki fanteziyi dengeleyebilmek.
aşkın dalgalı coşkunluğunda kuşkudan arınabilmek…
güdülerinin puslu diyarlarında taşkınlıktan,
aklının girdaplarında karamsarlıktan sıyrılabilmek..
bir merhabanın odanı aydınlatıvermesi
beklediğin mesajın telefona düşüvermesi
kadehteki son yudumun sohbetle aynı anda bitivermesi
çok özlediğin birinin ‘var’ olabilmesi
ağzın dolu dolu ‘özledim seni’ diyebilmek
sarılmak kavuşmak beklemek ..
ve bunun yanısıra
insanları etiketlememek
olayları şablonlamamak
dünkü hatanı tekrarlamamak
ayrıntıda kaybolup bütünü kaçırmamak
serveti parayla açıklamamak
eleştirinin dozunu kaçırmamak
ama bilmek..
yeni hataların da olabileceğini
hayal kırıklığının öldürmeyeceğini
kalbin soğusada için donsada yeniden başlayabileceğini
sükunetle kabullenmenin daha güçlü kılabildiğini
masumiyetin çamura bulansa da saflığından bir şey kaybetmeyeceğini
en kötü gününde bile bir gün bir şeylerin düzelebileceğini
bütün zorlukların ardından ‘bunu da atlattık” diyebilmeyi
hayal kurabilmeyi kitap okuyabilmeyi
birine güvenebilmeyi
birinin güvenini kazanabilmeyi
keşkelerini iyikilere dönüştürebilmeyi
pişmanlıklarını affedebilmeyi
öfkelerini ehlileştirebilmeyi
bir çocuğun mutluluğuyla mutlu olabilmeyi
adaletli insanlarla birlikte soluyabilmeyi…
yani..
yastığa başını koyduğunda debelenmeden uyuyabilmek…
‘akıllı insanlar kendilerini tasarlar’ der Buddha..
herşeye verecek bir cevabın varsa da
kelimelerin herhangi bir güzelliğin parçasını taşımıyorsa
konuşma..
kalbinin yan duvarı Buddha’ya komşudur ..
her ne yaşarsan yaşa
yaşanmamış gibi yeniden başla…