Yoksa bir oyun arkadaşı mı bu ürkek serçe
dolanıp duruyor penceremde
ve asfaltta biriken yağmur..
ve vazgeçtiğim yol…
ve havaya savrulan toz…
ve az önce sildiğim cümle…
Parmaklarımın ucunda salınan
bir oyun arkadaşı mı şu kurşun kalem,
yazdıkça arınıyor delirmelerden..
Bir oyun bir başka oyuna evrilebilir mi?
Yalnızlığa hak ettiği değeri verirsek…
belki…
Biz geçmişteki yazarlardan, şairlerden devraldık hayatı
O yüzden tuzu üzerindedir yaralarımızın.
‘Ruhi Bey’ler, ‘Kurbağalar’, ‘Tutunamayanlar’
bizimle durup bizimle koşuyorlardı,
hayatta kalmak için bir oyunla besleniyorduk…
çoktandır uzaklaşmıştık oyunlardan
uzaklaştıkça evrilemedik yarınlara..
büyük bir ‘boşver’e doğru sürükleniyorduk son zamanlarda..
Sarkastik bir yalnızlaşma ve sosyal fobi kol kola…
çoktandır unutmuştuk şiiri,
unutmuştuk bir insanı kırmadan dökmeden sevebilmeyi
çoktandır sarılmaları adettendir diye yapıyorduk…
çoktandır ‘dostluk’ kelime anlamını yitirmişti
çoktandır iyi niyet kaldırılmıştı rafa,
odaklanamıyorduk yürüdüğümüz yola, ağaca, kuşa..
kıvranıyorduk dün ve yarın arasına sıkışmış şimdinin tuzağında
dayanışma nedir unutmuştuk, aşk nedir unutmuştuk..
dijital kusmuklarla birbirimize sataşıyorduk.
Mizah susturulmuştu saldırgan nidalarla
hayat bağımız hırs ve öfkeyle bileniyordu.
derken bir virüs gelip çörekleniverdi göğsümüze…
sormayı öğretti bize ‘niye’ diye…
ne de çok didiklemiştik birbirimizi,
laf yetiştirmeye bulduğumuz gücü,
karşımızdakini anlamaya harcasaydık keşke..
bu şımarık öfkenin, bu sevgisiz körelmenin,
bu derin yalnızlığın esiri olmazdık belki de…
Biz tarihten dersini bir türlü almayan biçare insanlar
nevrotik kelimeler ördük dışımıza..
Şimdiyse durmak için sebepler arıyoruz
sığınmak içinse kendimize ait bir oda…
Sevginin merhametten ayrışmadığı bir göz seyirmesi
ve öfkenin nefrete dönüşmediği bir kırgınlık haliyle…
hiç bir şeyin açıklamasının tek bir nedene dayanmadığı
bir çağın bitişine tanıklık ediyoruz şimdi…
işte güzel insanım
yine de yok olma diye sen,
eğilmesin diye o güzel başın
kederle ıslanmasın diye güzel gözlerin..
hala dönüyor dünya…
bitmesin diye umut.. bitmesin diye oyun…
o çok özlediğin kendine bir sarılıver diye…
neyi kaybettin, neyi unuttun, neyi erteledin bunca zaman?…sor diye…
madem hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
öyleyse nefes nefese koşturduğun hayatın tam da bu yerinde
dur ve tek bir nefesini dahi anlamsızca tüketme.
bir arada yaşamayı öğrenebilmen içindir belki bunca deneme…
_____________